Koronavirüs pandemisiyle yaşamımıza giren maske ve eldivenler tıbbi atık özelliği taşıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu atıkların toplanmasına ilişkin yayımladığı genelgeyle yurttaşların yapması gerekenler anlatıldı. Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İlden Kibar, “Bu genelgenin uygulanabilirliği kontrolsüz ilerliyor. Her gelen farklı bir saatte farklı bir maske atıyor. Bunun uygulanabilirliği yok. Alışveriş merkezlerinde ya da büyük işletmelerin çok çalışanlı kuruluşlarında bunu takip etmek çok mümkün değil” diyor.
Koronavirüs salgınında test kitleri, maskeler ve diğer kişisel koruyucular nedeniyle tıbbi atık miktarı arttı. Pandeminin daha çok yayılmasına yol açabilecek atıkların güvenli bir şekilde toplanıp bertaraf edilmesi daha da önemli hale geldi. Tıbbi atıklar belediyelerin yetki verdiği şirketler ya da kendi tesislerinde imha ediliyor. İmha işleminin sürecini ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından denetlenmesi gerekiyor.
Tıbbi atıklar öncelikle yetkili firmalar ya da belediye yetkilileri tarafından özel koruyucu giysili personelle toplanıyor ve özel araçlarla tesise getiriliyor. Tesiste el değmenden atıklar 1110 dereceye varan ısıda bertaraf ediliyor.
İstanbul’da pandemi öncesinde günlük 75-80 bin ton tıbbi atık bertaraf ediliyorken, pandemiyle birlikte tıbbi atık miktarında yüzde 30 oranında arttı. Ankara’da da tıbbi atıklarda artış yaşandı ve günde 40 tona kadar tıbbi atık toplanıyor.
“Birçok şehirde sterilizasyon tesisi dahi bulunmuyor”
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İlden Kibar’ın aktardığına göre pandemi sürecinde birçok ülke tıbbı atıkları bertaraf edilme sürecini ‘bulaşıcı tıbbi atık’ gibi işletti ancak Türkiye bu konuda kısmi olarak başarılı oldu. Kibar, Türkiye’de tıbbi atık süreçleriyle ilgili altyapının büyükşehirlerde kısmi ölçüde yeterli olduğunu belirterek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tesisini buna örnek gösteriyor. Kibar asıl sorunun Anadolu’nun diğer şehirlerinde olduğu görüşünde ve “Birçok şehirde sterilizasyon tesisi dahi bulunmuyor ve en yakınındaki şehre taşınıyor” diye vurguluyor.
Kibar hastanede çalışan sağlık emekçilerinden tıbbi atık personelinin özel olarak korunması gerektiğine dikkat çekerek, tıbbi atık personelinin turuncu koruyucu giysiler giydiğini ve bu kıyafetlerin her atık sonrasında değiştirilmesi gerektiğini söylüyor. Kibar çalışanların ve yurttaşların kendilerini korumaları konusunda eğitimin önemine dikkat çekiyor.
“Atık toplayıcıları için merkezi ve yerel yönetimler önlem almalı”
Atık toplayıcılarının pandemi sürecinde tehlike içinde olduğunu ifade eden Kibar, “Sokaklarda tüm konteynırlarda eldiven ve maskelerin kontrolsüz şekilde atıldığını görüyoruz. Bu atık toplayıcıların enfeksiyon riskini arttırıyor. Atık toplayıcıların korunması için sadece kişisel önlemlerden ziyade merkezi ve yerel yönetimlerin de önlem alması gerekiyor” diyor.
Kibar Avrupa’daki birçok şehirde her hastanenin kendi tıbbi atık merkezi olduğunu ve burada tıbbi atıkları evsel atığa dönüştürdüğünü kaydederek, “Büyük tesisler ve büyük kirlilikler yaratmak yerine küçük işletmeler yaratmak gerek” diye yapılması gerekeni anlatıyor.
Türkiye’deki en önemli sorunun tıbbi atığın kaynağında doğru ayrıştırılmadığını ve yurttaşların tıbbi atığın ne olduğunun farkında olmadığını ifade eden Kibar, “Ülkedeki tıbbi atıkların yüzde 50’sinden fazlasının tıbbi atık olmadığını biliyoruz. Doğru atık ayrıştırmayı sağlayabilirsek, kapasite probleminden ziyade doğru ayrıştırılmış, çevreye daha yararlı bir proje yapmış oluruz” diyor.
“Maske ve eldivenler tıbbi atık”
Yurttaşların taktığı maske ve eldivenlerin tıbbi atık olup olmadığı konusunda tartışmalar var. Kibar, sağlık kuruluşlarında kullanılan maske ve eldivenlerin tıbbi atık olduğunu bildirerek, yurttaşları kullandığı maske ve eldivenlere ilişkin bu bilgileri paylaşıyor:
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı pandeminin başında bir genelge yayımladı. Sağlık kuruluşlarının maske ve eldiven atıkları tıbbi atık olarak değerlendirildi. Diğer kurum ve kuruluşlar, işletmeler, binalar, evler ve işyerlerinden kaynaklanan tek kullanımlık maske, eldiven gibi kişisel hijyen malzemesi atıklarının ağzı sıkıca kapatılıp, iki torbaya konularak ve 72 saat bekletilmesinin ardından diğer atık kategorisinde bekletilmesine yönelik bir genelge yayımladı.”
“Bakanlığın genelgesi uygulanabilir değil”
“Bugün aslında bu genelgenin uygulanabilirliği kontrolsüz ilerliyor. Her gelen farklı bir saatte farklı bir maske atıyor. Bunun uygulanabilirliği yok. Alışveriş merkezlerinde ya da büyük işletmelerin çok çalışanlı kuruluşlarında bunu takip etmek çok mümkün değil. Bu sebeple de kişisel koruyucu ekipman olarak kullanılan maske ve eldivenlerin toplanması ve bertarafı konusunda hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler tarafından çalışma yürütülüyor olmalı. Belki tüm bölgelere ya da mahallelerde tıbbi atık konteynırları oluşturulmalı. Herkes için sağlık riski oluşturuyor bu süreç.”
ABB örneği
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) Sincan’daki tesisinde ise tıbbi atık konusunda olumlu örneklerden birisi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çevrimiçi olarak denetlenen merkezde başkentin bütün tıbbi atığı 1100 derece yakılarak bertaraf ediliyor ve bertaraf işlemi sonucunda enerji üretiliyor. Atıklar 3 bin 500 noktadan tartılarak toplanıyor ve her noktada ne kadar atık alındığı tutanağa geçiriliyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımladığı genelge doğrultusunda yurttaşların maskelerinin bertaraf edildiğini söyleyerek, bu genelgedeki yöntemin doğru olduğu görüşünde. Aslan, yurttaşların maskelerini nasıl biriktirmesi gerektiği konusunda yurttaşlara bilgilendirme videosu yayınladıklarını ve bunu toplu taşıma araçlarında da gösterdiklerini söylüyor.