CHP COVİD-19 Danışma Kurulu, 11 büyükşehir ve 9 il belediyesinden alınan verileri değerlendirerek, COVID-19 ve bulaşıcı hastalıktan bu illerde 21 bin 84 yurttaşın vefat ettiğini açıkladı. Kurul tarafından hazırlanan Acil Eylem Planı’nda; verilerde şeffaf olunması, Bilim Kurulu kararlarının duyurulması, meslek örgütlerinin katılımının sağlanması, halka karşılıksız yardım desteği ile 14 gün kapama sağlanması, borç batağındaki hastanelere kaynak aktarılması, atanamayan sağlıkçıların atamalarının yapılması, AR-GE ve üretim merkezi olarak Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün yeniden açılması önerileri yer aldı.
CHP’nin bilim insanları, meslek örgütleri temsilcileri ve siyasetçilerden oluşturduğu “COVİD-19 Danışma Kurulu” tarafından yapılan yazılı açıklamada; pandeminin gidişatı hakkında bilgi verildi ve çözüm önerileri sunuldu. Mart ayından görülen ilk vakadan bugüne iktidarın pandemi yönetmek yerine algı yönettiği kaydedilen açıklamada, oluşturulan Bilim Kurulu’nun aldığı kararların kamuoyuyla paylaşılmadığı ve sürecin şeffaf yönetilmediği belirtildi.
20 İL BELEDİYESİ VERİLERİNE GÖRE 21 BİN VEFAT
Açıklamada, 11 büyükşehir ve 9 il belediyesinden alınan verilerle yapılan değerlendirmeler sonucu mart ayından 24 Kasım 2020 tarihine kadar COVID-19 ve bulaşıcı hastalık sebebiyle bu illerde toplam 21 bin 84 yurttaşın vefat ettiği belirtildi.
Kurulun salgınla mücadelede halk sağlığı adına kapsamlı bir çözüm önerisi paketine acil ihtiyacı tespit ettiğini ve bu kapsamda beş başlıklı “Acil Eylem Planı” hazırlandığı aktarıldı. Acil Eylem Planı’nda ise kurumsal işleyişten bütüncül bir sağlık ve sosyal politikasına, sağlık emekçilerinin korunmasından aşıya kadar çözüm önerileri yer aldı. Kurul, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere iktidarı vakit kaybetmeden bu önerileri uygulamaya koymaya çağırdı.
Acil Eylem Planı’nda sunulan öneriler şöyle:
VERİLERDE ŞEFFAF OLUNMALI: Önlemlerin etkinliğinin ölçülmesi, izlenmesi ve ihtiyaca göre yeniden tasarlanabilmesi için gerçek veriler şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Pandeminin başlangıcından bu yana il/ilçe merkezlerine göre tüm doğrulanmış olgular ve ölümler ile salgına ilişkin sağlık göstergeleri açıklanmalıdır. Bu veriler üzerinden salgının seyri bilimsel bir perspektiften ortaya konulmalıdır.
BİLİM KURULU KARARLARI AÇIKLANMALI: Bilim Kurulu toplantılarının kararları Bilim Kurulu üyeleri arasından seçilecek ‘Bilim Kurulu Sözcüsü’ tarafından topluma açıklanmalıdır.
MESLEK ÖRGÜTLERİ KATILMALI: Hem merkezi düzeyde hem de illerde, meslek örgütlerinin, sağlık alanındaki sendikaların ve yerel yönetimlerin karar verme süreçlerine katılımları sağlanmalıdır. Bu amaçla tüm il hıfzıssıhha kurullarında ve il pandemi kurullarında sağlık meslek örgütlerinin temsil edilmeleri ivedi olarak sağlanmalıdır. Oluşturulacak yerel COVID-19 İzleme Kurulları bölgesel verileri kamuoyuyla paylaşmalı, bölgesel ihtiyaç farklılıklarını ortaya koymalı ve sosyal destek programları tasarlamalıdır. İl hıfzıssıhha kurullarının yerel gerçeklikleri göz önüne alarak yerelden önlem, takip ve yönetiminin araçlarını oluşturması sağlanmalıdır. Bölgesel stratejiler geliştirilirken bir yandan da farklı yaş gruplarına, özellikle 65 yaş üstü ve 20 yaş altına dönük uygulanan önlemlerin etkinliği bilimsel olarak değerlendirilerek politikalar tasarlanmalıdır.
HALKA KARŞILIKSIZ GELİR DESTEĞİ İLE KAPANMA SAĞLANMALI: Sosyal devlet gerekliliği olarak halka kapanma sürecinde doğrudan ve karşılıksız gelir desteği verilmesi şartıyla virüsün en uzun kuluçka süresi olan en az 14 gün boyunca kesintisiz olarak “kapanma” sağlanmalıdır. Kapanma, zorunlu gereksinimler için açık kalması gereken işyerleri dışında bütün kamu ve özel sektör kuruluşlarını kapsamalıdır. Çiftçilerin kapanmadan muafiyetleri özel şart ve zorunluluklar gözetilerek ve net bir şekilde tarif edilerek uygulanmalı, üretim sırasında ve dışındaki tüm yaşam alanlarında kısıtlamalara ve tedbirlere uymaları sağlanmalıdır. Kapanma ancak koşulları oluşturulduktan sonra, halkı paniğe sevk etmeyecek şekilde ve temel ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayacaklarının güvencesi sağlandıktan sonra kamuoyuna duyurulmalıdır. Yeniden açılma bilimsel verilerin ışığında planlanmalıdır.
AVM’LER KAPANMALI: Öncelikli olarak, havalandırma ve yoğunluk nedeniyle bulaş kaynağı olmaları nedeniyle Alışveriş Merkezleri (AVM) ve kalabalık buluşma mekânlarının tümü hızla kapatılmalıdır. İzolasyona tabi olan hastaların iaşe ve temel harcamalarının İl Hıfzısıhha Kanunu uyarınca kamu tarafından karşılanması sağlanmalıdır.
İLAÇLAR TEMİN EDİLMELİ: Hastalık teşhisi netleştiği an ilaçların bekletilmeden temini sağlanmalıdır. İzolasyona tabi olan ve evde tedavi edilen hastalara, etkin ve sürdürülebilir evde sağlık hizmeti sunulmalıdır. Bilimsel olarak desteklenmeyen ve yan etkilerine dair çalışmalar henüz tamamlanmamış ilaçların kullanımı durdurulmalıdır. COVID-19 tedavisinde etkisiz olduğu kanıtlanmış, yan etkisi yüksek ilaçların kullanımına devam edilmemelidir. Hastalar için kaygılı ve ucu çok belirsiz bir süreçte kaygıyı yönetmek için ihtiyaç duyulan ruh sağlığı koruyucu destek mekanizmaları kurulmalıdır. Kişisel koruma ekipmanlarının niteliğinin azalıyor olduğu göz önüne alınarak bu durumu engelleyici düzenleme ve denetlemeler Bakanlık tarafından yerine getirilmelidir.
HASTANELERİN BORCU İÇİN KAYNAK YARATILMALI: Hazine ve Maliye Bakanlığı acilen devlet ve üniversite hastanelerinin borç batağından kurtarılması için kaynak aktarmalıdır. Şehir hastanelerinin açılması sırasında kapatılan hastaneler ivedi olarak açılmalı, kapasite planlaması yapılmalıdır. Özel hastanelerin yoğun bakım sistemleri kamunun kullanımına açılmalı, hasta yatışları il bazında merkezi olarak yönetilmeli ve kamu hizmetine katkı vermeleri için gerekli sözleşmeler hızla yapılmalıdır. Ertelenen sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için bazı hastanelerin COVID-19/pandemi hastanesine dönüştürülmesi, bazı hastanelerin de salt COVID-19 dışı hastalara yoğunlaşması sağlanmalıdır.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA RUTİN TEST YAPTIRILMALI: Başta sağlık çalışanları olmak üzere Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi ışığında risk altındaki kişilere rutin aralıklarla test yapılmalı, test sayıları arttırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. Laboratuvarlarda standardizasyon sağlanmalıdır. Filyasyon çalışmalarının doğru yürütülebilmesi için bu konuda ihtiyaç duyulan insan kaynağının acil eğitimlerle yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Filyasyon sırasında sağlanan veriler kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Araştırma ve bilimsel çalışmalar yapabilmenin Sağlık Bakanlığı’nın izni dışında üniversitelerde de yapılabileceği, özgür bilimsel çalışma ortamı sağlanmalıdır. Sağlık eğitiminin tüm alanları başta olmak üzere tüm yükseköğrenim kurumlarındaki belirsizlikler ve eğitim aksaklıkları giderilmelidir.
SAĞLIKÇILARIN ATAMASI YAPILMALI: Sağlıkta, sosyal hizmetlerde ve sağlık çalışanlarının güvenliğini de sağlayacak şekilde personel açıkları giderilmelidir; atanamayan tüm sağlıkçıların ataması gerçekleştirilmelidir. Sağlık çalışanlarının barınma ve ulaşım ihtiyaçları giderilmelidir. Talep eden sağlık çalışanlarına kamu – özel misafirhaneleri tahsis edilmelidir. Sağlık kuruluşlarında çalışanlara pandemi süresince toplu taşımadan ücretsiz yararlanma, filyasyon ekiplerinde çalışanlara ise evlerinden alınıp/bırakılma olanağı sağlanmalı; pandemi sürecinde kamu araç filosu sağlık çalışanlarının ihtiyaçları için kullanılmalıdır.
EK ÖDEMELER VERİLMELİ: Sağlık çalışanlarına söz verilen ek ödemeler hakkaniyet gözetilerek ve üniversiteler ile özel sektörde çalışanları da kapsayacak biçimde ivedi olarak ödenmelidir. Yüksek enfeksiyon riski ve aşırı iş yükü altında çalışan sağlık çalışanlarının sahada yaşadıkları adaletsiz ek ödemeler, mobbing, şiddet, semptom göstermesine rağmen çalıştırılmaları vb. sorunların giderilmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
MESLEK HASTALIĞI SAYILMALI: Sağlık emekçileri için COVID-19 acilen meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir. COVID-19 nedeniyle enfekte olan ve hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı, mesleklere göre tam ve şeffaflıkla paylaşılmalıdır.
REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ YENİDEN AÇILMALI: Grip aşısına dair Sağlık Bakanlığı acilen yeterli aşı alımına dönük adımları atmalıdır. Türkiye’de yapılan koronavirüs aşı çalışmalarına kamu desteği sağlanmalıdır. Ülkemizde insanlar için yeniden aşı üretilebilmesinin sağlanması amacıyla hem bulaşıcı hastalıklara karşı savaşımda bilimsel bir araştırma merkezi hem de aşı AR-GE ve üretim merkezi olarak “Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü” yeniden açılmalıdır. Ülkemiz siyasetçi ve yöneticileri tarafından, DSÖ’nün COVID-19 aşısının ücretsiz olması ve aşıyı geliştiren şirketlere yapılacak ödemeler ve diğer masrafların belli bir gelir seviyesinin üzerindeki ülkeler tarafından karşılanması ve ülkelerin güçleri nispetinde oranlanarak bu ödemelere katkı sunmaları için yürüttüğü çalışmaların desteklenmesi yönünde ilgili uluslararası kuruluş ve ülkelere çağrı yapılarak gerekli diplomasi yürütülmelidir. Bu konu hem dünya hem Türkiye ölçeğinde tavizsiz savunulmalıdır.