CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Yanardağ, Kılınç aracılığıyla ilettiği mesajında, “Hiçbir zorbalık karşısında boyun eğmeyeceğim. Girdiğim gibi başım dik çıkacağım. Benden terörist de terörizm övücüsü de çıkmaz. Bu, kumpası hazırlayanları utandıracak ve boğacaktır. Ben çağdaş infaz hukukunun nasıl olması gerektiğini, iktidarın çözüm sürecinde siyasi iki yüzlülüğünü anlatıp devam edeceğim. Bu zaten kamuoyunda da devam eden demokratik bir tartışma konusudur. Benim tutuklanma nedenim başta Tele 1 olmak üzere, bağımsız medyayı bir tür rehin olarak susturmak, toplumun gözünü korkutarak sindirme girişimidir. Ancak bu girişim başarılı olamayacaktır. Adil olmayan kara propaganda ve iftiraya dayalı bir seçimle ve hileyle halk iradesine el koyan iktidara karşı demokrasi güçlerinin birliği ve dayanışması yaşamsal bir öneme sahiptir” değerlendirmesini yaptı.
CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan Kılınç, şunları söyledi:
“HENÜZ TELEVİZYONU, RADYOSU YOK, GAZETE VERİLMİYOR”
“Merdan Yanardağ ile dayanışma içerisinde olmak üzere milletvekilleri olarak görevlendirildik. Geçtiğimiz cumartesi günü Elvin Karakoz Aydın milletvekilimiz, Utku Çakırözer, aynı zamanda meslektaşımız Eskişehir milletvekilimiz, Enis Berberoğlu meslektaşımız üstadımız, Merdan Yanardağ ile görüştüler. Bugün de ben görüşmüş oldum. Öncelikle bir dostumu ve meslektaşımı ziyaret etmiş oldum. Meslektaşımız, çünkü birlikte çok yayın dünyasında bulunduk. Dostumuz, çünkü yönettiğim, kuruculuğunu yaptığım kurumlarla Merdan Yanardağ’ın bugün yönettiği Tele 1 ve öncesinde yönettiği yayın kuruluşları hep dayanışma, güç birliği içerisinde oldu. Bu nedenle de özel bir anlamı var benim için ayrıca… Merdan iyi, güzel, morali yüksek. Merdan zaten hep o… Yani bir sürprizle karşılaşmadım. Bir kişilik koğuşta kalıyor. Henüz televizyonu, radyosu yok. Gazete verilmiyor. O nedenle de uzun bir görüşme oldu çünkü Merdan’a ayrıca Türkiye’nin gündemini sanki bir sabah programcısı gibi böyle anlatmak durumunda kaldım, iki saate yakın bir görüşme oldu.
“MERDAN YANARDAĞ BİR CUMHURİYET ÇOCUĞUDUR”
Durum şu; 1 haftadır Merdan Yanardağ haksız bir biçimde, bir kumpas ve bir operasyonun parçası olarak Silivri Cezaevi’ne kapatılmış durumda, rehin alınmış durumda… Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Söz konusu suçlamalar, Merdan Yanardağ’a yakışabilecek suçlamalar değildir. Hiç kimse Merdan Yanardağ’dan terörist övücü, terör örgütünün propagandasını yapıcı kişilik üretemez. Merdan Yanardağ bir Anadolu’dur. Merdan Yanardağ bir Cumhuriyet çocuğudur. Merdan Yanardağ; ilerici, devrimci, aydınlığın unsurudur. Terörü dışlayan anlayışlardır. Çünkü bu anlayışların tümünde insan vardır. İnsan sevgisi vardır o nedenle suçlamaların hiçbirinin Merdan Yanardağ’a yapışabilme olanağı yoktur. Bu operasyonun amacı nedir? Merdan Yanardağ, benim aracılığımla kamuoyuna bir mesaj yayınladı. Dilerseniz bu mesajdan görmeye çalışalım.”
CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Yanardağ’ın cezaevinden kendisine ilettiği yazılı notu da okudu. Yanardağ, Kılınç’a verdiği yazılı notunda şu görüşleri dile getirdi:
“DEMOKRASİ MÜCADELESİNE VE ADALET KAVGASINA DEVAM EDECEĞİM”
“Her şeyden önce desteklerini, dayanışmalarını gösteren dostlarımıza ve demokrasi güçlerine teşekkür ediyorum. Türkiye’nin soylu bir aydın geleneği vardır. İlerici ve devrimci bir gelenektir bu. Karşılıksız, kendini topluma, ülkeye ve insanlığa adayan, insanların yarattığı bir gelenektir bu. O nedenle aydınlanma, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler ve toplum önderleri sık sık cezaevleriyle tanışırlar. Türkiye’nin 10 önemli edebiyatçısını saysanız, bu 10 edebiyatçının en az 8’i bu ülkenin hapishaneleriyle tanışmıştır. Ancak bu toplum onları gecikmeli de olsa daha sonra yüceltmeyi bilmiştir. Benim başıma gelenler de bunlardan farklı değildir. Burada da demokrasi mücadelesine ve adalet kavgasına devam edeceğim.
“BAŞTA TELE 1 OLMAK ÜZERE, BAĞIMSIZ MEDYAYI BİR TÜR REHİN OLARAK SUSTURMAK, TOPLUMUN GÖZÜNÜ KORKUTARAK SİNDİRME GİRİŞİMİDİR”
Hiçbir zorbalık karşısında boyun eğmeyeceğim. Girdiğim gibi başım dik çıkacağım. Benden terörist de terörizm övücüsü de çıkmaz. Bu, kumpası hazırlayanları utandıracak ve boğacaktır. Ben çağdaş infaz hukukunun nasıl olması gerektiğini, iktidarın çözüm sürecinde siyasi iki yüzlülüğünü anlatıp devam edeceğim. Bu zaten kamuoyunda da devam eden demokratik bir tartışma konusudur. Benim tutuklanma nedenim başta Tele 1 olmak üzere, bağımsız medyayı bir tür rehin olarak susturmak, toplumun gözünü korkutarak sindirme girişimidir. Ancak bu girişim başarılı olamayacaktır. Adil olmayan kara propaganda ve iftiraya dayalı bir seçimle ve hileyle halk iradesine el koyan iktidara karşı demokrasi güçlerinin birliği ve dayanışması yaşamsal bir öneme sahiptir. Bilindiği gibi iktidar bütün meşru olmayan yöntemlerine karşı ancak kıl payı denebilecek küçük bir farkla kazanabilmiştir seçimi… Bu durum kararsız bir denge ve güçsüzlüğe işaret etmektedir. Ancak iktidara karşı başarılı olmanın koşulu, bütün demokratik ve cumhuriyetçi güçlerin birliğini sağlamak, korumak ve güçlendirmektir. Bu vesileyle başta Tele 1 olmak üzere bağımsız medya kuruluşlarıyla dayanışmayı çok önemli görüyorum. Dostlarımızın, izleyicilerimizin ve yurttaşlarımızın Tele 1’i yalnız bırakmayacaklarına ve destek olacaklarına inanıyorum. Ben iyiyim, herkese selamlar, sevgiler.”
CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Yanardağ’ın mesajının ardından şunları söyledi:
“MERDAN YANARDAĞ’IN TUTUKLULUĞUN DEVAMI TÜRKİYE’NİN BİR AYIBIDIR”
“Bir sorunu olup olmadığını sordum. Hem gazete hem televizyon isterse radyo ve diğer ihtiyaçlarının bugün, yarın karşılanacağını o nedenle bizim herhangi bir girişimde bulunmamıza gerek olmadığını söyledi. Koğuş, bir kişilik ama hücre değil. Dolayısıyla kaldığı koşulların kendi istediği şekilde taleplerine de uygun şekilde şekilleneceği bilgisini de almış olduk. Merdan Yanardağ’ın tutukluluğunun bir an önce sonlanması lazım. Yayın kuruluşlarının yöneticileri, yayın kuruluşlarının editörleri görüşlerini söylerler, televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde bunları ifade ederler. Bu görüşlerin bir kısmı kamuoyundaki tartışmalara yöneliktir ve bununla ilgili bir suç unsuru varsa bu savcılık tarafından bir soruşturmaya gerekiyorsa mahkemede bir davaya dönüşür. Dolayısıyla Merdan Yanardağ’ın tutukluluğun devamı Türkiye’nin bir ayıbıdır. Merdan Yanardağ’ın terörizmi övmek ile ilgili suçlanması aynı zamanda Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan terörizmle mücadeleyi sulandırmaktan başka bir şey değildir. Dolayısıyla Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasına neden olan kumpası kim yapmıştır, neresi yapmıştır bu büyük oranda açığa çıkacaktır. AKP’nin ve sarayın ve onlarla birlikte Türkiye’nin kanını emen küresel sermaye güçlerinin hangi programları yürüttüğü böylece ortaya çıkmıştır. Ele verilmiştir. Merdan Yanardağ da çok önemli bir görevi yerine getirmiştir. Bu planları açığa vurarak boşa çıkarmıştır. Kızgınlıklarının bu olduğunu düşünüyoruz. Yoksa Merdan Yanardağ’ın terörizme destek vermesi söz konusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de terörizme karşı yıllarca demokratik mücadele vermiş ve bu mücadeleyi yükseltmiş birini terörizmi övmek gibi bir suçlamayla karşı karşıya bırakıyorsa bu da Türkiye Cumhuriyeti’nin bir başka zafiyetidir.”