GazeteDuvar’dan Ogün Akkaya’nın haberine göre CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, “Günümüzde Çocuk Ceza İnfaz Kurumları” başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda, çocuk tutuklu ve hükümlülerin yaşadığı sorunlara yer verilirken, aynı zamanda bu sorunlara karşı atılması gereken iyileştirici adımlar sıralandı.
Türkiye’de “kendi sınırları çizilmiş, yetişkin ceza adaletinden bağımsız kılınmış bir çocuk adalet sisteminin” olmadığı belirtilen raporda, çocuktan daha çok suçu ve cezayı merkeze alan suç kontrol anlayışının hakim olduğu ifade edildi.
‘ÇOCUK CEZAEVLERİ BİR BİLİNMEZLİK KUYUSUNA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA’
CHP raporunda, “Onarıcı bir yönü olmayan çocuk ceza infaz kurumları çocukların psikososyal durum ve ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Çocuk cezaevlerinin tutulma şartları ve infaz usulleri çocuğun çocuk olmaktan gelen haklarına erişememesine neden olmaktadır” değerlendirmesine yer verildi. Haklara erişimin kısıtlanmasına dair örnekler arasında, izleme görevi olan kurumların görevlerini yerine getirmemeleri, çocuk cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini izlemek amaçlı çalışan sivil toplum kuruluşlarına bu doğrultuda izin verilmemesi, cezaevinde bulunan çocuk ve ailelerinin bu kurullara yönelik başvurularda yeterli bilgi sahibi olmaması yer aldı. Raporda bu duruma dair “Hak ihlalleri açısından çocuk cezaevleri bir bilinmezlik kuyusuna dönüşmüş durumdadır” denildi.
Ceza infaz usullerinin kimi zaman çocukların yetişkinler gibi infaza uğramalarına neden olduğu belirtilen raporda, ceza infaz kurumlarındaki tutulma şartlarının çoğu zaman örgün eğitimde olması gereken çocukların eğitim haklarına erişememelerine, sağlık sorunları yaşayan çocukların ise sağlığa erişimde ihlallere yol açabildiği bilgisine yer verildi. Raporda ayrıca çocukların cezaevlerinde aldıkları disiplin cezaları, sağlık problemleri konusunda çocukların ailelerinin de bilgilendirilmesi gerektiği vurgulandı.
‘ÇOCUKLARIN ALTERNATİF YOLLARLA DENETİMDE TUTULMASINA İLİŞKİN HERHANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADI’
15 Nisan 2020’de yayınlanan 7242 sayılı yasayla koşullu salıverilme süreleri değişti. İnfaz hesaplamasında 12-15 yaş arasında hapishanede geçirilen her bir gün 3 gün, 15-18 yaş arasında hapishanede geçirilen her bir gün 2 gün sayıldı. Raporda, salgın döneminde yapılan bu değişikliklerin hükümlü çocuklar için tahliyelerinin yaklaşması anlamına geldiği ancak tutuklu çocukların alternatif yollarla denetimde tutulmalarına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığı belirtildi.
‘HAPİSHANELERİ ZİYARET EDEN KURULLAR SİSTEMLİ BİR İNCELEME YAPMADI VE RAPOR HAZIRLAMADI’
Türkiye’de Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve ulusal önleme mekanizması görevi gereği il ve ilçe insan hakları kurulları, ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurulları ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun hapishane ziyaretleri yaptığı hatırlatılan raporda çocuk tutuklu ve hükümlülerin bu kurullara erişimde bilgisizlik yaşadığı belirtildi. Hem cezaevinde bulunan çocukların hem de ailelerinin bu kurullara dair bilgisizliğinin cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin tespitini ve incelemelerin yapılmasını kısıtladığı bilgisine yer verildi. Bu kurullardan herhangi birinin çocuk cezaevlerine ve çocuk tutuklu, hükümlülere dair sistemli bir inceleme yapmadığı ve rapor hazırlamadığı belirtilen raporda, TİHEK’in 2017-2020 yıllarını kapsayan toplam 79 cezaevi ziyaretlerinden yalnızca ikisinin çocuk cezaevlerine yönelik olduğu bilgisi yer aldı.
‘MART 2021 İTİBARİYLE 345 ÇOCUK ANNESİYLE BİRLİKTE CEZAEVİNDE’
Adalet Bakanlığı’nın 2015-2019 yıllarını kapsayan stratejik planındaki hedeflerinden birinin çocuk mahkemelerinin yaygınlaştırılması olduğu bilgisine yer verilen raporda, 5 yıllık planın sonunda 4 adet çocuk ağır ceza mahkemesi ve 12 adet çocuk mahkemesi eklendiği bilgisine yer verildi. Adalet Bakanlığı’nın 2021 yılı faaliyet raporundan verilerin de yer aldığı rapora göre Türkiye genelinde 22 çocuk ağır ceza mahkemesi ve 112 çocuk mahkemesi bulunuyor. Raporda ayrıca Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine yer verildi. Buna göre anneleriyle birlikte cezaevlerinde tutulan çocukların sayısı pandemi dönemi öncesinde Kasım 2018 itibariyle 743, pandemiden sonra Mart 2021 itibariyle 345 olarak kayıtlara geçti.
‘KÜLTÜREL FAALİYETLERE ERİŞİM CEZAEVLERİNİN ÇOCUK HAKLARINA BAKIŞINA GÖRE ŞEKİLLENİYOR’
Türkiye’de Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’nın Ankara Diyarbakır, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri ve Mersin illerinde, Çocuk Eğitimevleri’nin ise Ankara, İstanbul, İzmir ve Elazığ illerinde bulunduğu bilgisine yer verilen raporda, bu dağıtım neticesinde pek çok çocuğun ailesinden, okulundan ve avukatlarından uzakta tutulduğu belirtildi ve ceza infaz kurumlarının çocukların bedensel ve ruhsal sağlıklarına uygun olmadığının altı çizildi.
Ceza infaz kurumlarında tutulan çocukların eğitim ve sağlık haklarına erişimlerinin de oldukça kısıtlı veya hiç olmadığı belirtilen raporda, boş zaman aktiviteleri ve kültürel faaliyetlere erişimin ise çocukların tutuldukları cezaevlerinin çocuk haklarına bakışına göre şekillendiği belirtildi. Raporda bu duruma dair “Çocuk eğitimevleri açısından da denetim ve sınırlılıklar kapalı ceza infaz kurumları ile oldukça benzerdir” değerlendirmesi yapıldı. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumlarının tutulma şartları, eğitimevlerinden ağırdır. Çocukların burada dış dünyayla iletişimleri, eğitim-öğrenim hakkından faydalanmaları, boş zaman aktiviteleri ve kültürel faaliyetlere erişimleri son derece sınırlıdır. Eğitimevlerinde bu haklara ulaşım nispeten daha kolaylaştırılmıştır. Yetişkin hapishanelerinin çocuk koğuşlarında kalan çocuklar ise haklara erişim açısından daha zorlayıcı şartlar altındadır.”
‘DIŞ DÜNYAYLA UYUMU GÜÇLENDİRECEK DENETİMLİ SERBESTLİK MODELLERİ BENİMSENMELİDİR’
Raporda çocuk adalet sisteminin iyileştirilmesine yönelik önerilere de yer verildi. İzleme kurullarının herhangi bir ihbara gerek duymadan belirli aralıklarla izleme ve kontrol ziyaretlerinde bulunmasının da öneri olarak yer aldığı CHP raporunda diğer öneriler şu şekilde yer aldı:
“Koruyucu ve destekleyici tedbirler, suçu önleme hedefiyle de revize edilmeli ve uygulanmalıdır. Çocukken suç işlediği iddiasıyla hapsedilen kişiler için süreli hapis cezalarında asgari koşullu salıverilme süresi gözden geçirilmeli, infaz sisteminde dış dünyayla uyumu güçlendirecek denetimli serbestlik modelleri benimsenmelidir. Çocuk tutuklu, hükümlülerin avukatlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, çocuk hakları alanında çalışan hukukçularla dinlemeye tabi olmadan ücretsiz ve sınırsız iletişim kurabileceği kanallar oluşturulmalıdır. Çocukların hastane sevkleri, kullandıkları ilaçlar, doktor raporları, aldıkları disiplin cezaları, talep dilekçeleri vb. vasileri, aileleri ve avukatlarının ulaşabileceği bir sistemde tutularak çocuğun maruz bırakıldığı durumlar hakkında yakınlarının düzenli bilgi edinmesi sağlanmalıdır. Çocuk Adalet Sistemi alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin hapishanelerde hak temelli izleme faaliyetleri yapması için sivil toplumu da kapsayıcı bir politika benimsenmelidir.”