Adana’nın İngiltere’nin çöplüğüne dönüştüğü tartışmaları devam ederken bu kez de İsrail ve Kanada’nın da çöplerinin Adana’ya geldiği ortaya çıktı.
Halktv.com.tr’den Eda Narin’in haberine göre Adana’daki çöp ithalatını yakından takip eden Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, son durumu anlattı.
Gündoğdu, Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş ile Şakirpaşa Havaalanı arkasında bulunan bir alana yaptıkları incelemede İsrail ve Kanada orijinli çok sayıda plastik ambalaj çöpünün sulama kanalı etrafına döküldüğünü gördüklerini söyledi. Avrupa’dan gelen çöplerin hâlâ mevcut olduğunu belirten Gündoğdu, daha önce dökülen çöplerin ise kamuoyu baskısı nedeniyle Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘hiçbir önlem alınmadan ve gelişigüzel’ temizlendiğini ifade etti.
Gündoğdu, belediye tarafından analiz yapıldığının söylendiğini dile getirerek, “Fakat ne bakanlığın ne de belediye çevre müdürlüğünün yaptığı analizler çöp yakılması sonucu ortaya çıkan zehirli kimyasallarla ilgili değildi” dedi.
‘Çöp endüstrisi algı yaratıyor’
Çöp ithalatı meselesinde asıl konuşulması gereken konulardan birine daha dikkat çeken Gündoğdu, şu ifadeleri kullandı:
“Bu iş, özellikle çöp endüstrisi tarafından bir hammadde transferiymiş gibi lanse edilip sanki memlekette hammadde eksikliği varmış, bu hammadde eksikliğini gidermek için böyle bir işe girişilmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Ancak işin aslı öyle değil. Türkiye zaten hammadde ithal eden bir ülke. Çöp olsa da olmasa da plastik üretmek için mutlaka hammadde ithal etmek zorunda. Sıfır plastik hammaddeden bahsediyoruz. 800-900 milyon ton plastik hammadde ithalatının olduğu bir ülkede 700-800 bin ton sanki toplam üretimin önemli bir kısmını karşılıyormuş gibi ‘bu yasaklanırsa ekonomi batar, bütün yatırımlar çöpe gider’ gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Burada toplam plastik hammadde ithalat kaleminin yüzde 9’luk bir kısmından bahsediyoruz. Bu çöp için bahsedilen ithalat hacminden bahsediyoruz. Dolayısıyla buraya gelenlerin hepsi geri dönüşüyor olsa bile hepsinin engellenmesi bile toplam plastik üretiminde ciddi bir azalma meydana getirmeyecek. Çünkü biz petrol üreten bir ülke değiliz. Petrolümüz yok, olsa da yeterli değil.”
Düzenlemede endüstri baskısıyla geri adım
Türkiye’ye gelen çöplerin hepsinin geri dönüştürüldüğü iddialarına ilişkin konuşan Gündoğdu, “Bu iddia mümkün değil. Doğasıyla çatışan bir iddia. Çünkü sıfır hammaddenin bile yüzde 100’ü dönüşmüyor. Onda bile kayıp varken plastik, çöp, atığın yüzde 100’ünün plastiğe dönüştürüldüğü iddiası doğru değil” ifadelerini kullandı. Gündoğdu, hükümetin saflık oranının yüzde 90 olmasını öngören düzenlemesinde endüstri baskısıyla geri adım atıldığını hatırlatarak, “Endüstri bunu karşılamayacağını bildiği için onu da maniple edip yüzde 99 geri dönüştürülebilirlik gibi anlamı ve karşılığı olmayan bir şeye dönüştürdüler. Dolayısıyla yüzde 99 geri dönüştürülebilir olduğu beyanı onun ithal edilmesi için yeterli kabul ediliyor. Bu beyanın dayanağı hammadde ya da gelen çöp üzerindeki işarete dayalı olarak veriliyor” diye konuştu.
‘Başka ülkenin çöpünü getirmek akla mantığa uygun değil’
Gündoğdu, Türkiye’ye gelen malzemenin en kalitelisinin yüzde 97-98 geri dönüştürülebilirlik ya da saflıkta olabilecekken gelen malzemenin yüzde 80’lerde bir geri dönüştürülebilirlik oranının teoride söz konusu olduğunu kaydetti. Gerçekte bu oranın yüzde 50’lere kadar düştüğüne dikkat çeken Gündoğdu, şu ifadeleri kullandı:
“Yurtdışından hemen geri dönüştürme sistemine dahil edilecek bir malzeme gelmiyor. Yurtdışından gelen malzemenin bir kısmının ödenen paranın miktarına göre tekrar ayrıştırılması gerekebiliyor. Bu esnada ortaya çıkan çöplerin bir kısmı yakılıyor, gömülüyor. Şimdi bu işler eskisi kadar kolay yapılmıyor. Çünkü çok fazla gündeme gelince ithalat miktarında da düşüş meydana geldi bu yıl. Biz İngiltere ve Almanya’dan gelen çöp miktarını geçen yılla kıyasladığımız zaman düşüş söz konusu. Dolayısıyla bu düşüşün nedenlerinden biri gönderen ülkelerdeki soruşturmalar biri de Türkiye’deki meselenin ciddiye alınması. Bu işi kontrol etmek mümkün değil. Kontrolü mümkün olmayan bir iş olduğu için de bunun tümden yasaklanması lazım. Biz yaklaşık 30 milyon ton belediye çöpü üretiyoruz. Bunun da yaklaşık 5 milyon tonu plastik. Biz bunları toplayamıyoruz. Bunları bile toplayamıyorken gidip başka ülkenin çöpünü getirip burada hammadde diye ithal etmek akla mantığa uygun değil. Bu atık yönetim altyapımızı da ciddi anlamda etkiliyor. Yasaklanması lazım. Çünkü bu bir halk sağlığı problemi.”
‘Adanalılar istemiyor, bakanlık bizi yalanlıyor’
Konuya ilişkin Adana’da mücadele yürüten ve ‘bizadanaliyik’ adlı Instagram hesabıyla kamuoyuna duyuran Selim Ağaçdalı da Adanalıların çöp ithalatından duyduğu rahatsızlığı halktv.com.tr’ye anlattı. Çöplerin gömülmeye devam edildiğini söyleyen Ağaçdalı, “Bu durumu Adanalılar da istemiyor. Bir de bizi bakanlık yalanlıyor. Adana’da bin tane firma var. Çok güçlüler. Bu işin içerisinde herkes var. Mücadeleye devam ediyoruz ama kimle savaşıyoruz belli değil” dedi.
‘Plastik atıklarını yola saça saça getiriyorlar’
Ağaçdalı, halktv.com.tr ile Adana’daki çöp ithalatının Adanalıların günlük hayatını nasıl etkilediğine dair bir video paylaştı. Videoda ithal edilen ve TIR’larla getirilen çöplerin yollara savrulduğu görülüyor. Görüntülere ilişkin konuşan Ağaçdalı, “Plastik atıklarını yola saça saça getiriyorlar. Çöpler bazen Mersin limandan konteynırlarla geliyor, bazen de özel şirketlerin TIR’larıyla da geliyor” diye ifade etti.