Hatay’ın merkez ilçelerinden Antakya, 7,7 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Pazarcık’a yaklaşık 200 kilometre ve 7,6 büyüklüğündeki depremin meydana geldiği Elbistan’a ise yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Deprem özellikle Antakya’da ağır yıkıma yol açmış durumda. Merkezdeki binaların yarıya yakınının çöktüğü görülürken, ayakta olan binalar ise ağır hasarlı ve oturulması mümkün değil.
Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre Doğu Anadolu Fay Hattı güneyden başlayarak Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Elazığ, Bingöl, Muş’a kadar devam ettikten sonra Erzincan’dan itibaren Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşiyor.
Son iki depremin merkezleri Kahramanmaraş olduğu için akıllara hattın diğer ucundaki Hatay’ın neden bu kadar çok etkilendiği ve yıkımın neden büyük olduğu sorularını akla getiriyor.
Uzmanlara göre ise bunun tek bir nedeni yok ve en doğru tespitler ancak sahada bilim insanlarının henüz yıkım onarılmadan yapacakları incelemeler sonucu ortaya çıkabilir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası 2. Başkanı Nusret Suna, bu sorunun yanıtı için 1999 depremini hatırlatıyor ve şu örneği aktarıyor:
“Kocaeli ile İstanbul arası yaklaşık 90-100 km. 1999’da fay kırıldığında en büyük hasarı nerede verdi? 20-30 km’lik bir arayı ve Pendik’i atlayarak Avcılar’a gitti. Avcılar merkez üssüne 110 km uzaklıkta, Pendik ise 90. Demek ki burada farklı bir zemin özelliği var ve deprem dalgaları farklı zeminlerde hızını, gücünü artırarak yukarı çıkar ve enerjisini boşaltır.”
DW Türkçe’nin konuştuğu Suna ve diğer bilim insanları arama kurtarma çalışmaları halen devam ettiği için sahada yeterli incelemeleri yapmanın zaman alabileceğini, sahaya şu an gidemeyenler için ancak görüntüler ya da fotoğraflardan bazı çıkarımlar yapılabildiğini ve sadece tek bir nedeni göstermenin doğru olmayacağını da belirtiyor.
Ancak uzmanların Hatay ile ilgili birleştiği nokta her ne kadar deprem üssüne görece daha uzak görünse de yıkımın büyük olmasını etkileyen faktörlerin başında bölgenin zemini ve bu zemine uygun yapılmayan binalar geliyor.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 8 Şubat 2021 tarihinde hazırlayarak devlet kurumlarına ve Hatay milletvekillerine gönderdiği “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Hatay Raporu” yıkımın nedenlerini ve farklı etkenlerini gözler önüne seriyor.
Rapora göre, Hatay’ın kent merkezi olan Antakya’nın zemini alüvyon. Bu tür zeminlerin deprem dalgalarını büyüterek binalara ileteceğine dikkat çekilen raporda, şu nokta vurgulanıyor:
“Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Antakya’nın kaya üzerinde yer alan illerden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da hasar oranının fazla olacağı anlamına gelmektedir.”
Raporda 2020 yılında yaşanan İzmir ve Sivrice depremleri örnek gösterilerek, o dönemde deprem merkezinden çok uzaklarda büyük hasarlar olduğuna ve bunun ana nedeni olarak da düşük yapı kalitesi yanı sıra “zemin büyütmesinin” gösterildiği hatırlatılıyor. Yani geçen son iki deprem Hatay merkezli değil Kahramanmaraş merkezli olmasına rağmen, farklı birçok nedenin yanı sıra zemin büyütmesi etkeniyle Antakya’da bu kadar büyük bir yıkıma neden olmuş olabilir.