Cumhuriyet’te yer alan habere göre; Çekmeköy, Merkez Mahallesi Farabi Sokak’ta bulunan gecekondular, AKP döneminde İSKİ tarafından yapılan dere ıslahı gerekçesiyle yıkıldı. Yıkılan gecekonduların olduğu sokak üzerine ise yeni siteler yapıldı. Direnişte olan Farabi Sokak mağdurlarının mücadelesi, açtıkları davayla başladı. Dava sırasında mahkeme İSKİ’den proje sunmasını istedi. Ancak İSKİ herhangi bir proje sunmadı. Buna karşın İmar Barışı kapsamında yapı kayıt belgesi de alan yurttaşların evleri yıkıldı. Dere kenarının 10 metre yakınında bulunan evlerin yıkılması gerekirken 26,5 metre uzaklıktaki gecekondular da yıkıldı. Gecekonduların yıkımının ardından ise daha yakın mesafelerde yeni binalar yapıldı. Dere yatağı ise kimi binalar için kaydırıldı.
‘BAŞKANIN KÖYLÜSÜ APARTMAN YAPTI’
Farabi Sokak mağdurları Cumhuriyet’e konuştu. Yıkılan gecekondu sahiplerinden Suna Duman, “Yavaş yavaş parseller büyütülüp sokak yok edildi. İmar barışından faydalandık. Temmuz ayında onu aldık ancak ağustosun 2’sinde de bizim gecekondumuzu yıktılar. Mahkeme süreci devam etmesine rağmen… Bir gerekçe de gösteremediler. 7. İdare Mahkemesi’nce yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Bir hafta sonra bu karar çıkınca diğer evlerin yıkımı durdu. Yıkımla birlikte eş zamanlı ise inşaatlar başlamıştı” dedi. Kendilerine önce dere bandında kaldıklarının söylendiğini belirten Duman, “Dere bandında kalıp kalmadığımızı 9 ay sonra öğrendik. Derebandında kaldığı söylenen yere Çekmeköy Belediye Başkanı’nın köylüsü olduğunu söyleyen kişi apartman yaptı. Peki benim evim neden yıkıldı? Dere bandının 10 metre yakınındaki evler yıkılır kanuna göre. Bunlara izin veriyorlar ama dereden 26 metre uzaktaki müstakil evlerimizi de yıkıyorlar. İSKİ korsan bir şekilde yıktı. Ama talimatı kim verdi. Çekmeköy Belediyesi verdi” diye konuştu. CİMER’e yazdığı dilekçeye yanlış yanıt verildiğini aktaran Duman, “Mahkeme sonuçlanmış, bütün her şey düşmüş gibi gösterdiler. Burada dümeni çeviren Çekmeköy Belediyesi. Mimarlar Odası’nın açtığı davayı da kazandık. Ancak bir türlü bu dere durmadı. Pendik KİPTAŞ’a kiracı olarak mahkûm edildik. Kiracı sözleşmesine en son gittim. Direndiğim için gitmek istemedim. ‘Senin aileni dışarı atarız’ dediler. Ailem yalvardığı için mecburen gidip imzaladım. Benim evimi yıktılar burada beni kiracı yaptılar”diye konuştu. Gecekondulardaki insanların genellikle Alevi ve Kürt olduğunu, hizmet alamadıklarını da söyleyen Duman, AKP’li bir komşusunun “Ben yıllarca sana hizmet ettim sen benim evimi neden yıktın” sorusuna belediye başkanının gülerek “Sen de arada kaynadın” dediğini öne sürdü.
‘BETONA GÖMDÜLER’
Ailelere destek olan Çevre Gönüllüsü Haydar Kaya, “Güncel ifadeyle resmen buradaki yoksul insanların malına çöktüler. Bu işi AİHM’ye taşıyacağız. Çünkü burada ağır derecede bir insan hakkı ihlali var” dedi. Abbas Karakaya ise “İstanbul’daki dereler sadece İSKİ’nin eline ve merhametine bırakılırsa 5-10 sen sonra hiçbir doğal dere kalmayacak. Aynen bugün Marmara’nın durumuna uyanacağız. Marmara nasıl bugün ölmüşse, çöplüğe dönmüşse… Burası kendi halinde akan bir dereydi, doğal güzelliği vardı. Ancak betona gömdüler” diye konuştu.