Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 11 ili sarsan depremin ardından gözler, İstanbul’a çevrildi. Kimi deprem uzmanına göre eli kulağında olan 7 şiddetindeki depremin korkusu artarken yaşadığı binalarda kendini güvende hissetmeyen yurttaşın ise eli kolu bağlı. Kiracı yüzde 160 artan kiralar nedeniyle güvenli bir eve geçmeyi hayal bile edemezken, ev sahiplerinin ise yenileme için en az 1 milyon TL’yi gözden çıkarması ya da daha küçük eve razı olması gerekiyor.
Depreme hazır olmadığı tüm kurumlar tarafından kabul edilen İstanbul’da, Büyükşehir Belediyesi (İBB) hasarın boyutunu saptayacak yeni bir seferberlik başlattı. Bu kapsamda geçen hafta İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce bilançoyu açıkladı. Buna göre İstanbul’da 318 bina deprem olmadan çökme tehlikesi içinde. İstanbul’da 1.1 milyon konutun bulunduğunu söyleyen Gökçe, bu binaların yüzde 70’inin ise 1999’dan önce yapıldığını belirtiyor.
Kandilli Rasathanesi’nin derlediği verilere göre ise İstanbul’da 2000 ve öncesinde yapılan bina sayısı 818 bin adet. Muhtemel 7.5 ve üzeri şiddetli bir depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen bina sayısı 491 bin. Bu binada oturanların sayısı da 6.2 milyon kişi.
‘Daire başı 1 milyon TL’
İstanbullular mevcut binalarını kontrol ettirseler bile yenileme süreci hayli zor. İBB’nin son günlerde desteklemeye başladığı deprem dayanıklılık testinde riskli çıkması halinde bina yıkılmak zorunda.
İstanbul Anadolu Yakası’nda yerinde dönüşüm projeleri yapan Avşin Aras Yapı sahibi Mevlüt Aras, 2000 hatta 2007 öncesi binaların büyük çoğunlukla çürük çıkacağını söylüyor. Bu durumda binaların en geç 6 ay içinde yıkıldığını belirten Aras, “Yeniden inşaa edilecek bina için daire başı en az 1 milyon lira gibi bir masraf çıkıyor. Bu da mevcut yönetmeliğe göre yapımda çıkan ücret. Şimdi Kahramanmaraş depreminden sonra yeni yönetmelik bekliyoruz, orada maliyetler daha da artmış olabilir” diyor.
Kiracı çaresiz
Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre, 1 milyon lira ödeyemeyecek durumdaki yurttaşların önündeki diğer seçenek müteahhitle anlaşıp kat karşılığı binayı yenilemek. İnşaat yüksek mühendisi Hüseyin Arslan, “Bu durumda da metrekareler çok küçüldüğü için insanlar kabul etmiyor. Haklılar da 100 metrekare ev, 50 metrekareye kadar düşebiliyor” yorumunu yapıyor.
Deprem bekleyen yurttaşlar ise huzursuz ve çaresiz. 30 yaşındaki Oğuzhan Akbulut kiracı. 3 yıldır oturduğu eve güvenemiyor. Ancak iki yılda yüzde 100’ü geçen kira artışları yüzünden riskli bina konusunda bir adım atmasının imkânsız olduğunu söylüyor. Akbulut, “Bunu dillendiremiyorum bile. Ev sahibine ölü taklidi yapıyorum, beni hatırlayıp evden çıkarmasın diye. Kiracı olarak başvursam binaya yıkım kararı çıksa ne yapacağım. Bulabileceğim en ucuz ev 12 bin lira” diyor.
Fulya’da yaşadığı evin eski olduğunu söyleyen ev sahibi Ozan Korkmaz ise çareyi sağlam bir eve çıkmakta bulmuş ama evini de kiralayarak. “Dönüşüm istedim ama binamızdaki insanlar parayı ödeyemeyeceklerini söylediler. Biz de evi kiraya verdik o kira ile Üsküdar’da yeni binaya geçtik mecburen” dedi.
600 bin insanı kurtaralım
İBB iştiraklerinden KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt’un önerileri ise şöyle:
– TOKİ konutları için uygun ödeme koşullarını bize verin İstanbul’u yenileyelim.
– Yurttaşa ucuz krediler sunulması gerek. Biz yapıyoruz ama devletimizin elinde çok daha güçlü imkânlar var.
– İstanbul Yenileniyor projemize 600 binden fazla insan başvurdu. İmkân verilsin bu insanları kurtaralım.
Finansın kalbini taşımayın
İstanbul’da büyük deprem beklenirken uzmanlar ısrarla şehri boşaltmak ve nüfusu azaltmak gerektiğini söylüyor. İktidar ise tam tersi nüfusu yoğunlaştıracak politikalar üretiyor. Bunların sonuncusu İstanbul Finans Merkezi oldu. Kamu bankaları ve Merkez Bankası’nın taşınacağı merkeze aileleriyle birlikte 100 bin kişi gelecek. KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, şunları söylüyor: “Tüm merkezlerin bu kadar riskli bir bölgede toplanması doğru değil. Bir deprem olursa ekonomik olarak ülkenin fişini çekeriz. Bir de finansın kalbi olur da bu kalp yıkılırsa ne olacak?”
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu da şöyle konuşuyor: “İstanbul’un artık daha fazla yük kaldırması mümkün değil. Finans merkezi hayata geçtiğinde çevredeki gayrimenkullerde aşırı değer artışları meydana gelecektir. Daha şimdiden spekülatörler bu beklenti içindedirler.”
İş dünyası yeni rota arıyor
Beklenen depremde ülkenin ekonomisinin de büyük yara alması bekleniyor. Üretimin yüzde 50’si ile vergi gelirinin yüzde 55’i Marmara Bölgesi’nde bulunuyor. Bu durumun büyük risk barındırdığını söyleyen Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, 2022 yılında bir deprem raporu hazırladıklarını hatırlatarak önerilerini sıraladıklarını söylüyor. Buna göre her ilin rekabette güçlü yönlerinin belirlendiğini söyleyen Sönmez, “Hem o illeri kalkındırmak hem de körfeze sıkışan sanayiciye yeni bir rota bulabilmek için çalışıyoruz. Sanayiyi yaymalıyız. TOKİ ev yapar gibi bu illere sanayi bölgeleri yapabilir ve sanayicinin taşınmasının önündeki en büyük engel olan arazi maliyeti aşılabilir. Böylece dengeli bir kalkınma yaşanır ülkede” diyor.
Sönmez, ayrıca bütün yetkililerin olası İstanbul depremine hazırlık için acilen devreye girmesi gerektiğini söyledi.