Depremin ardından Kızılay’ın depremzedelere yardım etmek isteyen AHBAP Derneği’ne iştirak şirketi aracılığıyla çadır sattığı ortaya çıkmıştı.
Eski Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez de Kızılay Başkanı Kerem Kınık ve Kızılay yönetimi hakkında TCK’nın 220’nci maddesinde düzenlenen “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunu işledikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Dönmez’in Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye Kızılay Derneğinin depremin 3. gününde Haluk Levent’in kurucusu olduğu AHBAP Derneği isimli sivil bir kuruluşa 46 milyon lira karşılığında 2050 adet çadır sattığı anlaşılmıştır. Ahbap’ın Kızılay’dan çadır satın almasına ilişkin açıklama yapan Kızılay Başkanı Kerem Kınık, durumun ahlaki, akılcı ve yasal olduğunu ve aksini iddia edenlerin ya durumu anlamadığını ya da ‘kötü niyetli’ olduğunu, ‘Kızılay Tekstil A.Ş.’nin Ahbap derneğinden aldığı kaynağı çadır hammadde tedariki için ayırdığını ve üretilecek çadırların da Kızılay aracılığı ile ücretsiz olarak depremzedelerin istifadesi için planlandığını açıklamıştır.
“ÇADIRLARI DEPREM BÖLGESİNE SEVK ETMEK ZORUNDAYKEN SATMIŞ”
Elinde bulunan imkanları deprem anından itibaren depremzedeler için kullanmak zorunda olan Kızılay Derneği, deprem felaketinin ortaya çıkmasından sonra derhal ve aceleyle deprem bölgesine sevk etmek zorunda iken para karşılığı elindeki çadırları satmış ve tüzüğün zorunlu kıldığı görevleri zararları en aza indirmek ve tüzükteki amaca uygun olarak ve verimli bir şekilde kullanmamış, barınma sorununu hızla çözmek zorunluluğu varken elindeki stokta bulunan çadırları satmak suretiyle ve yurttaşlarımızın barınma ihtiyacı devam ederken depolarında çadırları bekleterek deprem felaketinden sonraki hareket tarzı itibariyle zincirleme bir çok sorumluluğu gerektirecek şekilde davranmıştır. Yukarıda yer verilen bilgilerden, meydana gelen deprem felaketi sebebiyle kuruluş tüzüğü gereği doğal afet yaralarının sarılması için zorunlu olarak ve bir talimat beklemeden harekete geçmesi gereken dernek başkanı ve sorumlu organları hakkındaki iddialar Türkiye Cumhuriyeti savcılarının derhal ve ivedilikle ve deliller karartılmadan soruşturma yapmalarını gerektirecek düzeyde toplumda infial yaratacak derecede oldukça vahim ve ciddi iddialardır.”