Koronavirüsten yaşamını yitirenlerin sayılarıyla ilgili tartışmalar gündemde yerini koruyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanı Dr. Ayhan Koç, ‘bulaşıcı hastalık’ kaynaklı ölüm sayılarını, gasilhaneleri, defin işlemleri ve mezarlıkların durumunu Cumhuriyet’ten Nagihan Yılkın’a değerlendirdi.
“Bulaşıcı hastalıkların neden kaynaklandığı yazarsa, problem kalmaz”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Her bulaşıcı hastalık Covid-19 değildir” açıklamasının doğru ama eksik olduğunu, kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi için Covid-19 kaynaklı ölümlerin net olarak açıklanması gerektiğini belirten Koç, “Bize sadece ön ölüm raporu geliyor. O yüzden sadece bulaşıcı hastalıktan dolayı öldüğünü biliyoruz. Ancak ölüm sebebini bilmiyoruz. Sağlık Bakanlığı’ndaki orijinal raporlarda enjeksiyon çeşidi, bulaşıcı hastalıkların neden kaynaklandığı yazar. Onlar da açıklanırsa, bu vefatlardan kaçının koronavirüs kaynaklı, kaçının diğer hastalıklardan kaynaklı olduğu ortaya çıkmış olur. O zaman da bir problem kalmaz” dedi.
“Pandemi sürecinde, 15 bin 102 kişinin yaşamını yitirdi”
Pandemi sürecinde İstanbul’da bulaşıcı hastalık nedeniyle 15 bin 102 kişinin yaşamını yitirdiğini açıklayan Koç, “ölüm sayılarının yarısına yakını ise bu son 3 ay içerisinde gerçekleşti. Geçen sene bulaşıcı hastalıktan vefat eden kişi bilgisi bizde hiç yok. Pandemi öncesi bulaşıcı hastalık işaretlenmiş ne kadar ölüm var acaba diye baktım, bir tane bile ‘bulaşıcı hastalık’ ibaresi işaretlenmiş ölüm nedeni göremedim. Pandemiden sonra işaretlenmeye başlanmış. Bulaşıcı hastalıktan ölen kişilerin tek artış sebebi Covid-19, başka bir sebep yok şu an varsa da bunu Sağlık Bakanlığı kategorize ederek açıklasın” diye konuştu.
“Günlük cenaze ortalaması 2 kat arttı“
“Ölüm sayısı artmadı, aynı gidiyoruz” açıklamasının da doğru olmadığını belirten Koç, “İstanbul’da mart, nisan, mayıs ayında artışa geçen bulaşıcı hastalık kaynaklı vefat sayıları yazın azaldı. Ekim, kasım ayında artışlar başladı şu anda da devam ediyor. Her yıl günlük ortalama 200 cenaze varken, bu yıl kasım ayında cenaze sayısı 400’ü nasıl buldu, bunu nasıl açıklayacağız? Bir ayda 11 bin 500 kişi yaşamını yitirdi, geçen yılların kasım ayı ortalaması ise 6 bin vefattı. 2020 yılındaki kasım ayındaki önceki yıllara göre artan 5 bin 500 ölümün, bir önceki yıla göre iki katı artan cenazelerin bir açıklaması olmalı. Bizde öyle bir açıklama yok, bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bulaşıcı hastalıklara ayırdığımız gasilhaneler yetmiyor”
Sosyal medyada dolaşan gasilhane görüntüleriyle ilgili de sorularımızı cevaplayan Koç, “Görüntüler Alibeyköy’de, Çekmeköy’de, Büyükçekmece’de çekildiyse doğrudur, çünkü sadece bulaşıcı hastalıktan gelen ölümlerin çoğu oralarda yıkanıyor. İhtiyaç oldukça bulaşıcı hastalıktan vefat eden kişiler aslında hemen hemen her gasilhanede yıkanıyor ama kabinleri ayırdık. Şöyle ki üç tane kabin varsa bir tanesini bulaşıcı hastalıklara ayırdık. Çünkü sadece bulaşıcı hastalıklar için ayırdığımız gasilhaneler yetmiyor” diye belirtti.
“Defin için 350 dönüm araziye ihtiyaç var”
Mezarlık taleplerine ilişkin de konuşan Koç, açıklamalarına şu şekilde devam etti;
“Mezarlık talebimiz yeni değil hep talep ediyoruz ve taleplerimiz normal. Herhangi bir nakil olmazsa İstanbul’da ölen insanları defnetmek için yıllık ortalama 300-350 dönüm araziye ihtiyaç var. İlerisini de düşünerek kısa, orta, uzun vadeli planlar yapmaya çalışıyoruz. Bulaşıcı hastalık vefatlarından sonra bu arazi ihtiyacı da iki katına çıkmış oldu.
“Bizim rakamlarımız net”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ‘nde ilçe belediyelerine devredilmiş bir yetki yok. İstanbul’da kim ölürse ölsün, nerede ölürse ölsün hepsinin bildirileri İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanlığı’na gelir. İstersek nakil edelim, istersek defin edelim bunların hepsi bizim istatistiklerimize girer. Hiçbir yurttaşın bizden habersiz bir yere götürülmesi söz konusu değil o yüzden bizim rakamlarımız net.
“Koronavirüs için özel bir mezarlık hiç olmadı”
Koronavirüs için özel ayrılmış bir mezarlık hiç olmadı. Bizim tedbir olarak aldığımız kararlar oldu. Buna bağlı olarak, bulaşmayı önlemek için hızlanmak şart diye düşündük. Hızlanmak için de mezar alanının hazır olması lazım, Anadolu ve Avrupa yakasında iki tane olabildiğince yer olan yüzde 90’ı boş mezar alanımızı belirledik. Yurttaşların aile kabristanı yoksa, istedikleri yer zaman alacaksa hemen buraya defin işlemleri gerçekleştirdik. Biz sadece hızlanmak için bunu yaptık, bunların adı da ‘koronavirüs mezarlığı’na çıktı. Defin yaptığımız yerlere normal definler de yapıyoruz sadece bulaşıcı hastalık definleri değil. Bu mezarlıklar da Anadolu yakasında Yukarı Baklacı, Avrupa yakasında Kilyos bir de Silivri’de Gümüşyaka Mezarlığı’dır. “