Soykan’ın “Suçlunun cüreti devletin acziyeti” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
Sedat Peker’in ifşalarıyla ortaya saçıldı: Mafya devletleşti. Geçen hafta bunu ortaya koyan bir skandal yaşandı. Ülke yangın yeriyken gündem olamadı. Şaşırma kabiliyetini yitirmeyi bilgelik zanneden, zulme alışmayı meziyet gören umutsuz vakalara inat anlatalım.
2 Ağustos 2021 akşamı…
İzmir Bornova’da yol kontrolü yapan polis, lüks bir otomobili durdurdu.Arka koltukta yayılmış kirli sakallı, kilolu adam Ankara’da lüks bir restoran ve farklı işletmelerin sahibiydi. Ağrı Tutaklı, Sipki aşireti mensubuydu. İsmi otomobilinin plakasında kodlanmıştı: 34 SDK 06. Adı; Sadık, Soyadı; Yıldırım.
Polisin durdurduğu lüks aracın arkasında koruma olduklarını söyleyenlerin otomobilleri uzun bir sıra oldu.
Ama…
Polisler ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun’ tehditlerine direndi. Muhtemelen Sadık Yıldırım ve adamları halen böyle polisler kalmasına şaşırmıştır. Kim bilir kaç kez cep telefonundaki fotoğrafları gösterip bu kontrollerden geçip gitmişlerdi.
Otomobil arandı. El bombası, uzun namlulu silahlar ve 50 gram uyuşturucu bulundu.
Sadık Yıldırım, eli kelepçeli İzmir Bornova Emniyet Amirliği’ne götürülürken cep telefonundan fotoğrafını çekti. Instagram hesabının hikayesinde bu fotoğrafın üzerine şöyle yazdı:
“Kim aldırdı lan bizi. 18 kişi yol gidiyoruz diye çetemi olduk yani. 3 ruhsatsız silah, 3 ruhsatlı silah, 2 uzun namlulu 50 gr dalga lirika, bir tane el bombası. En fazla 1-2 saate çıkarım ben. İstediğiniz kadar uğraşın.”
Haklıydı.
Emniyet’te gözaltındayken Instagram paylaşımlarına devam eden Sadık Yıldırım serbest kaldığında Bornova Emniyet Müdürlüğü’nün fotoğrafını çekti ve şöyle yazdı:
“Hadi bay bay kuzum, bay bay kuzum.”
Ertesi sabah ise deniz manzaralı otel odasında polis memurunun ismini yazdığı avucunun fotoğrafını çekip tehdit savurdu:
“Bana haddimi bildirmeye çalışan hadsiz memur kardeşim. Şimdi yedim seni. Tolga A. kalabalıkta yapılan artistliğin tenhada özrü kabul olmaz lan Tolga.”
Peki bu cüreti nereden buluyordu?
Ülkede gözaltına alınıp cep telefonundan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile fotoğrafı çıkmayan neredeyse kalmadı. Sadık Yıldırım da Süleyman Soylu ile fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşırken “Parti kur oy verelim, örgüt kur militan olalım Reis” yazmış ve Süleyman Soylu’yu etiketlemişti.
Binali Yıldırım ve çok sayıda bürokratlarla fotoğrafları da Instagram hesabında duruyor.
Ama tehditlerine ve alaylarına karşın serbest kalmasının asıl sırrı polis müdürleriyle olan ilişkisinde saklı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkan Yardımcısı Taner Doğangüzel ile yakınlığı Instagram hesabından hemen anlaşılıyor. Makamında ziyaret ettiği Taner Doğangüzel’i etiketleyerek fotoğraflar paylaşmış. Taner Doğangüzel’in kendisini ziyaret ettiği fotoğrafları da aynı şekilde sosyal medya sayfasına koymuş.
Ayrıca Antalya Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan ile de makamında fotoğraf çektirmiş, daha sonra kaldığı otele ziyaretine gelen Mehmet Murat Ulucan ile bir fotoğraf daha paylaşmış. Bununla da bitmiyor. Mehmet Murat Ulucan tarafından davet edildiği iftar öncesinde de birlikte poz vermişler.
Başka bir fotoğraf karesinde yine bir polis müdürünün odasında. “Kaçakçılık organizenin (kom) güzel kalpli müdürü, adamın dibi, köşemizin bu haftaki konuğu” yazarak Selçuk Koç’u etiketlemiş.
2018 yılında ise dönemin Çorum Emniyet Müdürü Murat Kolcu ile makamında poz veriyor.
Belli ki polis müdürlerinin de takip ettiği sosyal medya sayfasında Sadık Yıldırım uzun namlulu silahlarını, altın kaplama tabancalarını sık sık sergiliyor.
Aracında ruhsatsız silahlar, el bombası çıkan adamın fotoğraf albümünü inceledikten sonra cüretinin kaynağı daha iyi anlaşılıyor.
Sadık Yıldırım, avucunun içine ismini yazdığı polisi tehdit ettikten sonra tekrar gözaltına alındı. Yapılan aramada ruhsatsız iki silah daha bulundu. Bu kez tutuklandı.
Geride şimdilik yanıtsız sorular kaldı:
Acaba polisleri tehdit etmesine, hatta sosyal medyada alay etmesine karşın bu şüpheliyi iki saat içinde serbest bıraktıran kimdi?
Bornova Emniyet Müdürlüğü’nü kimler aradı?
Yakın ilişkide olduğu polis müdürleri el bombasıyla, altın kaplama silahlarla gezen bu kişiyle olan ilişkileri hakkında açıklama yapacak mı?
17-25 Aralık operasyonlarından sonraki cezasızlık Türkiye’de yolsuzluğu meşru kıldı. Evet FETÖ’cülerin yaptığı operasyonlardı ama yolsuzlukların gerçek olduğunu herkes biliyordu. Ülkenin bir bataklığa dönüşmesinin dönüm noktası oldu. Sedat Peker ifşalarından sonra ise devleti yönetenlerin suç örgütleriyle bağlantısı yargıdan, cezadan muaf kılındı. Şimdi suçun cüreti devletin acziyetiyle baş başayız.