İstanbul’da A.R.Ç isimli taksi şoförü, H.K. isimli taksi sahibinden taksiyi kiraladı. Günlük kira bedeli veren taksi şoförü bir müddet sonra taksiyi sahibine verdi. Ardından taksi sahibini mahkemeye veren taksi şoförü, İstanbul 24. İş Mahkemesine başvurarak 100 bin liralık tazminat davası açtı. Bunun üzerine taksi sahibi, Avukatı Kaan Çetinkaya ile birlikte mahkemeye itiraz ederek bu durumun yanlış olduğunu açıkladı.
Deliller ve tanıklarla mahkemeye giden taksi sahibi, taksi şoförü ile arasında maaşlı bir çalışma olmadığını, taksiyi kiraladığını ve karşılığında ücret aldığını beyan etti. Bir iş ilişkisi içerisinde olmadıklarını kanıtlayan taksi sahibi emsal bir kararla davayı kazandı.
Davanın binlerce taksi sahibi ve şoför tarafından yakından takip edildiği öğrenildi. İlk kez bir taksi sahibinin davayı kazanmasının ise emsal bir durum olduğu öğrenildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Avukat Kaan Çetinkaya emsal bir karar verildiğini ifade ederek, “Taksi şoförlerini ve taksi sahiplerini ilgilendiren somut uyuşmazlıklarda çokça problem olan bir hususla ilgili emsal bir karar aldık. Taksi şoförlerinin işten ayrıldıktan sonra taksi sahiplerine karşı açtıkları tazminat davalarında iş mahkemeleri hep görevli kabul edilip bu yönde fazladan tazminat davaları kabul ediliyordu. Biz bu davada somut olayda olması gereken hususları tek tek hakime anlatarak sunduğumuz dilekçelerle de bu durumu belirterek taksi sahipleri ve taksi şoförleri arasındaki ilişkinin, iş ilişkisine dayalı bir iş olmadığını dolayısıyla bundan sonra asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı yönünde bir emsal karar aldık. Bu kararla ilgili istinaf aşaması devam ediyor” dedi.
“KİRALIYORLAR SONRA TAZMİNAT İSTİYORLAR”
Taksilerin günlük kiralama usulü ile çalıştığını ifade eden Avukat Çetinkaya, “Uygulamada olan bir sıkıntı var. Taksi sahipleri günlük kiralama şeklinde taksi şoförlerine araçlarını veriyorlar. Taksi şoförleri ise gün içerisinde ne kadar çalışırlarsa bu çalışma sonucunda elde ettikleri kazancı kendilerine ayırıyorlar. Taksi sahiplerine ödedikleri miktar sabit oluyor. Bu durumda bir iş ilişkisi, maaşlı çalışma söz konusu değil. Böyle bir çalışma olmadan sonradan taksi şoförlerinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti gibi taksi sahiplerinden alacak talep ettikleri görülüyor. Bu durumun böyle olmadığı iki taraf arasında kira söz konusu olduğunu mahkemeye dile getirdik. Buna ilişkin delillerimiz ve tanık beyanlarımızı da ortaya koyduk. Bunun sonucunda mahkeme bu tip bir ilişkide taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğuna hükmetti. Bu nedenle de belirtilen tazminatların yerinde olmadığına hükmetti. Bu kararla birlikte taksi sahipleri ve taksi şoförleri arasında çokça problem yaşanan sigorta hususları tazminat alacak verecek ilişkisi bunlar artık ortadan kalkmış olacak bu kararla birlikte. Taksi sahiplerinin fazladan ödediği tazminat tutarları artık tarih olacak” şeklinde konuştu.
Çetinkaya sözlerine şöyle devam etti:
“Taksi sahipleri ile taksi şoförleri arasındaki ilişki genelde taksi sahipleri araçları kendileri kullanmıyorlar. Bizim ülkemizde taksi plakası zor alınan bir plaka olduğu için taksi sahipleri bu plakaları çok uzun yıllar önce almış artık yaş olarak ta ileri yaşlardaki insanlar oluyorlar. Bu nedenle de taksi şoförlüğünü daha genç olanlar yapıyor. Buradaki ilişkide taksi şoförleri taksi sahiplerine çalışılan ile ve konuma göre belli bir miktar belirleniyor. Buna yevmiye usulü de diyebiliriz.”
“Yevmiye usulüne göre taksi şoförü aracı alırken taksi sahibine kira parasını veriyor ve kazandığı bütün tutar kendi cebine kalıyor. Taksi şoförü ve sahibi arasındaki ilişki bu şekilde. Burada maaşlı çalışma veya düzenli bir ücret ödenmesi gibi bir durum söz konusu değil. Taksi sahibi her zaman o günlük yevmiye ücreti ne kadarsa onu alır. Taksinin yakıt giderleri olsun, aracın masrafları olsun bunların hepsi taksi şoförüne aittir.”