Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un merakla beklenen yeni romanı ‘Veba Geceleri’ 23 Mart’ta çıkıyor. Dün YouTube’da bir video yayınlayan Pamuk, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkacak kitabını anlattı.
Kitabının en sonundan bitirdiğini söyleyen usta yazar bu romanı 40 yıldır düşündüğünü belirtip “Olaylar 1901 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu Akdeniz’deki küçük bir adasında, Minger’de geçiyor. Sultan Abdülmecid’in vilayet yaptığı, suyu, havası, insanı dili bir başka olan, yarısı Rum yarısı Müslüman olan bu adayı ve merkez şehri Arkaz’ın ben sokak sokak ev ev yıllarca kurdum” ifadesini kullandı.
Habertürk’ün aktardığına göre Veba Geceleri’ni yazmaya 5 yıl önce yazmaya başladığını ifade eden Orhan Pamuk, o zamanlar koronavirüs olmadığı için herkesin “Niye veba ve salgın romanı yazıyorsun” diye sorduğunu ve bu sözleriyle “Ne alaka bunlar geçmişte kaldı” demek istediklerini söyleyip şöyle devam etti:
“Ben de onlara halkı karantina önlemlerine uymaya, itaat etmeye zorlayan paşaların, askerlerin, memurların ve doktorların aslında, millete modern hayatı ve laikliği benimsetmek isteyen modernleşme yanlısı siyasetçilere çok benzediğini söylerdim.”
‘BU KORKUYU KİTAPLARI OKUYARAK ANLAMIŞ AMA HAYAL EDEMEMİŞTİM’
Romanı için uzun araştırmalar yaptığını, pek çok kitap okuduğunu ve sabırla yazdığını anlatan Pamuk, kitaba başlamasının 3. yılında koronavirüs salgınının başlamasıyla çevresindeki herkesin ölümlerde, söylentilerden, hastalığı kimin getirdiğinden, karantinadan, sokağa çıkma yasağından, hastanelerin dolmasından söz etmeye başladığını kaydetti:
“Romanımda yazdıklarım gerçek olmuştu.”
Orhan Pamuk şimdi herkesin kendisine eski salgınları ve o kadar kitap, makale okuduktan sonra koronavirüs salgınını kendisine öğrettiği yeni bir şey olup olmadığını sorduğunu söyleyip bu soruya verdiği cevabı açıkladı:
“Evet bu soruya kesin bir cevabım var; korku! Salgın bana acılar içinde ölme korkusu verdi ve onunla baş etmeyi öğretti. Bu korkuyu kitapları okuyarak anlamış ama hayal edememiştim. Çünkü korku, hele salgında ölme korkusu kitaplardan öğrenilmiyor. Bu bilgiyle romanımı bir yıl daha telaşla yazıp bitirdim. Şimdi en sonunda yayınlanıyor diye telaşlanıyorum, heyecanlanıyorum.”