Hayatını kaybeden babası hakkında Sözcü’ye verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulunan Ecem Özütemiz, “10 yıl değil, 100 yıl geçse de dinmeyecek bir acı” diye bahsettiği babasıyla duygusal hikayelerini ve vasiyetini anlattı.
BABASININ VASİYETİNİ DÖVME YAPTIRDI
Babasını küçük yaşta kaybeden Ecem Özütemiz, Kıvırcık Ali’nin yıllar önce hatıra defterine yazdığı satırları vücuduna dövme olarak yaptırdığını söyledi.
Kıvırcık Ali’nin kızı için yazdığı satırlar da ise şunlar yazıyor:
“Balıma bal kızıma… Sevgili kızım canımın içi Ecem gülüm! Hayattaki tek dileğim okuyup üniversiteyi bitirmen, hayata sıkı hem de sımsıkı sarılman. Ömrüm olduğu sürece arkandayım yanındayım bir baban gibi değil bir arkadaşın gibi. Hayatı senle paylaşmak, yoldaşın olmak ve baban olarak seni çok seviyorum daha güzel günlere sevgiyle.”
“BABAM İŞİNİ İPTAL EDER YANIMA GELİRDİ”
Ecem Özütemiz, babası ile olan ilişkisi hakkında şunları anlattı:
“Babam bana çok düşkündü. Okul zamanında bir öğle yemeğinde mutlaka işinden gücünden yarım saat ayırır, gerekirse iptal eder yanıma gelirdi. Ayrıldıklarında ben küçüktüm. Ama baba yokluğunu hissettirmedi hiç. Ben babayla ev ortamında vakit geçirdiğimi hiç hatırlamam. Turnelerde araba içinde ya da bir yere giderken yolculukta. Çocukluğum kulislerde, barların müdüriyetlerinde ya da sahne arkasında uyuyarak geçti.
“3 KURUŞ PARA KAZANIRDI AYAKLARININ ALTI DELİNİRDİ”
“8-9 yaşlarındaydım, iki gün Çatalca’daki evinde kalmıştım. Anneme dönerken ‘Ölüm seni arar oldum neredesin?’ parçasının dinleyip prova yapıyordu. Söylerken ağlamaya başladı. Önce sakladı. Dayanamayıp müziğin sesini açıp bağıra bağıra ağladı. “Babacım bir şey mi oldu?” dedim. Parçayı yol bitene kadar dinledi. Eve bırakırken bana sıkıca sarıldı. O günü unutmuyorum. Belki 3 kuruş para kazanıyordu ama ayaklarının altı deliniyordu.
“BABAMI NESİLLERE AKTARMAK İÇİN ÖMRÜMÜZÜ FEDA EDECEĞİZ”
“40 yaşındaki bir babayı hele ki ansızın kaybetmekle, 80 yaşındakini kaybetmek çok ayrı. Hazırlıksız yakalanıyorsunuz. 11 Ocak 2011’de haberini aldığım ve o mezarlıktan çıktığım andan itibaren onsuz ilk yılları hatırlamıyorum. Bir tek doğum günüm 6 Şubat’ta mezarlığına gitmek istediğimi hatırlıyorum sonrası hafızamda yok. Şöyle bir gerçek var ki Kıvırcık Ali her yerde. Acın hatırlatılıyor. Bu bizim için onur verici ama bir o kadar da acın tazeleniyor. Kıvırcık Ali’nin sazı da sözü de yıllarca susmayacak. Ben de abim de onu gelecek nesillere aktarmak için ömrümüzü feda edeceğimize söz verdik.Babam müziği hayatımda hep bir hobi olarak aşılamak istedi. Hep hobi olarak kalmasını istedi ama kanımızda var, durmuyor. 9 Eylül Üniversitesi Konservatuar opera bölümü okudum fakat yarım bıraktım… Daha sonra bir de sağlık alanında tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik bölümü okuyup bitirdim.”