CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Harbiye’deki Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda düzenlenen “Türk Dünyası Ülkeleri 30. Bağımsızlık Yılı Sanat Kutlamaları”na katıldı. Kılıçdaroğlu ve Akşener, etkinlik öncesinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek Kaya İmamoğlu ile birlikte “Türk Cumhuriyetleri’nde Yaşamdan İzler” adlı sergiyi, küratör Özlem Ketenci Çolakoğlu’nun anlatımıyla gezdi. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycanlı diplomatların da hazır bulunduğu kutlama etkinlikte ilk konuşmayı İmamoğlu yaptı.
İMAMOĞLU: “FİKİR KAVUNCU’DAN ÇIKTI”
“Türk Dünyasının çok değerli parçaları, dost ve kardeş ülkeler, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan’ın bağımsızlıklarının 30. yılını İstanbul’da kutlamanın gururu ve mutluluğu içindeyiz” diyen İmamoğlu, etkinlik fikrinin sahibinin İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Kavuncu olduğunu aktardı. Kavuncu’nun sunduğu fikri, ortak masada yaptıkları sıkı çalışmayla, çok değerli bir içerikle İstanbullulara kavuşturduklarının altını çizen İmamoğlu, “Bu kutlamayı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Tarihimizin ve medeniyetimizin bir özetidir’ dediği İstanbul’da yapıyor olmak bizim için çok anlamlı” dedi. İstanbul’un, Türk Dünyası’nın en büyük kenti ve gözbebeği olduğunu vurgulayan İmamoğlu, İstanbul’un Türk Dünyasına ilgisi; asli, manevi, güçlü ve süreklidir” ifadelerini kullandı.
“KUVVETLİ BAĞLILIĞI ÖN PLANDA TUTMALIYIZ”
Türk Dünyası Ülkeleri 30. Yıl Sanat Kutlamaları’nın, “10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası” ile eş zamanlı gerçekleştiriliyor olmasının çok anlamlı bir örtüşme olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Atatürk, bir mensubu olmakla gurur duyduğu Türk Dünyası’nın bağımsızlığına her zaman çok büyük değer vermiştir. Kurtuluş Savaşımızın en zorlu zamanlarında bile yalnızca Anadolu’nun değil, tüm diğer Türk topluluklarının gelecekleriyle çok yakından ilgilenmiş ve onlara destek olmuştur. Atatürk, Türk Dünyası’nda dil ve kültür birliğinin geliştirilmesini sağlamak; ortak paydalar ve ortak değerler etrafında güçlü bir buluşmayı gerçekleştirmek yolunda çok önemli bir mücadele vermiştir” diye konuştu. Türk Dünyası’nın tüm mensuplarının birbirlerinin gelenek ve kültürlerini daha fazla öğrenmek için çok daha ilgili, hevesli ve çalışkan olmak mecburiyetinde olduğunu dile getiren İmamoğlu, “Türk dünyasının bu ilişkilerine dair sürece, asla ve asla hiçbir hamasi, hiçbir siyasi duyguya alet etmeksizin birbirimize sıkıca, kuvvetli bir biçimde bağlılığı ön planda tutmalıyız” şeklinde konuştu.
AKŞENER: “DÜNYA LİDERİ OLMANIN GETİRDİĞİ SONUÇ…”
İkinci konuşmayı gerçekleştiren Akşener, siyaset yaşamı öncesinde üniversitede Tarih Bölüm Başkanı olarak görev yaptığı bilgisini paylaştı. “Atatürk’ü anlatmak, onun gözünden Türklere, onun gözünden Türk dünyasına bakmak gibi bir misyonun sahibi saydım hep kendimi. Atatürk, Osmanlı’nın yıkılışını yaşamış bir kişi. Atatürk, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılışını yaşamış bir kişi. ‘Dostumuz’ diye tariflediği Sovyet Rusya’nın da öncesinde Rus İmparatorluğu’nun yıkılışını görmüş, daha sonra da Sovyet Rusya’nın da bu kadar çok farklı alandan gelen insanları bir arada tutulamayacağını ta o günlerden görmüş. Rusya’nın, yani Sovyet Rusya’nın yıkılması halinde, orada ortaya çıkacak olan, -bugün Türk Cumhuriyetleri diyoruz- Türk topluluklarının Türkiye Cumhuriyeti’yle entegrasyonunun ortaklaşmasının, ortak değer üretmesinin yollarını aramıştır. Ve her birimize sözleriyle, bu yolculuğun bir gün başlayabileceğini, bir gün bu konuyla karşı karşıya kalabileceğimizi ve ta o günlerden kendimizi hazırlamamız gerektiğini söylemiştir. Bu da işte dünya lideri olmanın, vizyoner olmanın ve kardeşlerine ülke tarihine hem bağlı olmanın hem de o tarihi en iyi şekilde bilmenin getirdiği bir sonuçtur. Onu da huzurlarınızda çok derin bir saygıyla, şükranla ve rahmet anıyorum” dedi.
“EN BÜYÜK ÖZELLİĞİMİZ YETERİ KADAR TÜKETMEKTİR”
6 Türk Cumhuriyeti’nin ortak değerlerinin sanat yoluyla öğrenilmesinin ve hissedilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Akşener, “Ben, 5 Türk Cumhuriyeti’ne, Türkiye Cumhuriyeti’yle beraber sonsuza kadar yaşayan bir dünya diliyorum. İnşallah bu 6 Cumhuriyet’in, yarının dünyasında hoyratça kullanılan ve sonunun geldiğinden endişe edilen bu dünyanın, o bizim medeniyetimizle kurtulabileceğini anlatabileceğimiz günler gelir. Çünkü bizim medeniyetimiz, ta Kırgızistan’dan Tanrı Dağları’ndan Gavur Dağları’na kadar, Kaz Dağları’na kadar gezin, dolaşın; her bir Türkmen obasından insanlarla konuşun, en büyük özelliğimiz yeteri kadar tüketmektir. Fazlası değil. Dolayısıyla bu gezegenin iklim krizi konusunu bugün gerçekten endişeyle tartıştığı ve ama insan hoyratlığı, batı hoyratlığı nedeniyle bu hale gelmiş, bu gezegeni, bizim medeniyetimizin bu dünyanın da çıkış noktası olabileceğini sanat yoluyla inşallah herkese duyurulmasını diliyorum. Ve ebet müddet yaşamayı Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum” şeklinde konuştu.
KILIÇDAROĞLU: “SANAT, 21. YÜZYILDAN İTİBAREN YUMUŞAK GÜÇ”
Etkinliğin son konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarına kavuşmalarının Türkiye’deki herkesin ortak arzusu olduğunu vurguladı. Bu arzunun gerçekleştiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Türk dünyasının önemli bir sanata sahip olduğunu, sanatın değişik alanlarında önemli eserler gördüğü hepimiz biliyoruz. Sanatı 21. yüzyıldan itibaren yumuşak güç olarak tanımlıyoruz. Bir resim, bir sinema filmi bir öykü, bir roman, bir karikatür milyonları etkileyebiliyor. Ve dolayısıyla sanatın özellikle 21. yüzyılda iletişimin çok genişlediği bir çağda olağanüstü bir önemi var. Sanatı eğer büyütebilirsek, Türk Dünyası olarak geliştirebilirsek daha çok kaynaşabilirsek, kültürlerimizi birbirimize daha yakından aktarabilirsek, sanat dünyasının entelektüellerini zaman zaman bir araya gelip tartışmalarına olanak verebilirsek, son derece değerli bir görevi yerine getirmiş oluruz. Her alanda Türk dünyasını olağanüstü sanat eserleri var aslında. İzlerken gördük, bir camideki taş işçiliğini. Osmanlı döneminde de benzeri görüyorduk. Bu kolay bir şey değil. Dolayısıyla bu eserleri, kendi Türk dünyamız olarak, kendi kendimize değil, bütün dünyaya aktarmalıyız ve anlatmalıyız. Bu, bunun belki de ilk adımlarından birisi olur. İnşallah bundan sonra çok daha güzel sanat etkinliklerine hep beraber katılmış oluruz ve kendi dünyamızı büyütmüş oluruz. Sayın Genel Başkanımın ifade ettiği gibi; altı büyük Türk devleti bir araya gelip, gücünü ortaklaştırdığı zaman, emin olun dünya tarihine yeni ve görkemli imzayı hep beraber atmış oluruz.”
Etkinlik, konuşmaların ardından sahnelenen Shaman Dans Tiyatrosu’nun “Buluşma” adlı dans gösterisiyle sona erdi.
ETKİNLİK TAKVİMİ
İBB ev sahipliğinde gerçekleşecek “Türk Dünyası Ülkeleri 30. Yıl Sanat Kutlamaları” etkinlikleri, 7-14 Kasım tarihlerinde Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu ve Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde gerçekleşecek. Her bir ülkenin gelenek ve kültürlerinin tanıtılacağı etkinlikler kapsamında konserler, dans gösterileri, edebiyat söyleşileri, sergiler ve atölye çalışmaları yapılacak. Bağımsızlıklarını kutlayan 5 ülke ve Türkiye’den sanatçı ve zanaatkarlarla gerçekleşecek el sanatları sergileri, geleneksel çocuk oyunları, ülkeler hakkında gezgin sunumları ve gastronomi tadımlarının yanı sıra dinletiler de Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde yer alacak. Topkapı’da her ülkeye özgü düzenlenecek etkinlikler, saat 12.00-17.00 arasında halka açık ve ücretsiz olacak. Etkinlikler kapsamında; 9 Kasım’da Azerbaycan, 10 Kasım’da Atatürk’ü Anma ve Türkiye Cumhuriyeti Günü, 11 Kasım’da Özbekistan, 12 Kasım ‘da Kırgızistan, 13 Kasım ‘da Kazakistan ve 14 Kasım ‘da Türkmenistan’ın tüm gün süren kültür ve sanat kutlamaları gerçekleştirilecek.