Ankara’da geçimini kültür ve sanat faaliyetleri ile sağlayan emekçiler, pandemi koşullarında maruz kaldıkları hak kayıplarını duyurmak ve mevcut durumlarının iyileştirilmesine ilişkin taleplerini duyurmak için bugün Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezinde basın toplantısı düzenlediler.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumlulukları arasında kültür ve sanat faaliyetlerini yürütenlerin desteklenmesi, faaliyetlerinin devamlılığının sağlanmasının da yer aldığını anımsatan kültür sanat emekçileri, bu kapsamda hazırladıkları yardım talebi dilekçelerini Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara İl Müdürlüğü’ne iletti.
Ayda bin TL’den 3 ay verileceği söylenen yardımın çok az olduğunu, geçimlerini sağlayacak kadar yardım yapılmasını talep eden emekçiler dilekçelerinde, “Kültür ve sanat yaratıcılarını istihdam edecek projelere kaynak aktarmasını veya doğrudan bakanlığın iş olanakları yaratarak istihdam etmelerini” talep ettiler.
“Yok olup gideceğiz… Devlet bizleri yok saymasın”
25 yıllık tiyatro oyuncusu Özlem Kalkan, Mart 2020’den bu yana sahneye çıkmadığını dile getirerek pandemi sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Pandemi sürecinin, ödenekli- ödeneksiz tiyatrolarda çalışan bütün sanat emekçilerinin, burada sadece tiyatroculardan bahsetmekte doğru değil. Yaşadığımız süreçte hem psikolojik olarak hem fiziksel olarak işlevimizi yavaşça kaybetmeye başladığımızı düşünüyorum. Bu süreç 6 ay daha devam ederse yok olup gideceğiz. Devletin bizleri görmesini, yok saymamasını istiyoruz. Şu ana kadar yapılan yardımlar sadece tiyatro yapımcılarını ve tiyatro sahiplerini kurtarmak amaçlıydı. Bizler yine yapımcılara hizmet eden emekçiler olarak yine ortadayız. En azından sağlık sigortalarımızın veya sağlık güvencelerimizin devlet tarafından karşılanmasını talep ediyoruz.”
“Bütün sektör etkilendi”
Pandemi sürecinde sadece oyuncuların değil senaristin, yönetmenin, kamera arkası emekçilerinin, tiyatrolarda görevli biletçilerin, gişecilerin de büyük ölçüde etkilendiğini belirten Oyuncu Edip Tüfekçi, sektörün yaşadığı sorunlar için şunları söyledi:
“Pandemiden önce yaşadığımız sorunlara eklemeler oldu. Tiyatrolar durdu. Tiyatrolara seyirci alamıyoruz. Sinema ve dizi prodüksiyonlarında da çok ciddi bir daralma oldu. 2020’de yazın neredeyse hiç film çekilmedi. Çekilenler de yayınlanamıyor bir türlü. Her türlü sıkıntı yaşıyoruz. Sadece oyuncular için değil, senarist, yönetmen, kamera arkasındaki emekçiler, tiyatrolarda görevli olan biletçisi, gişecisi… Bütün sektör bundan etkilendi. Bu sorunları dayanışma ile aşmaya çalışıyoruz. Kesinlikle hiçbir sanatçı arkadaşımda para kalmadı yani bunu biliyorum. Devletin sıra dışı bir dönemden geçerken vatandaşının refahını sıra dışı bir şekilde düşünmesi lazım. Tiyatro sahibi olan, vergi levhası sahibi olan işin ticaretini yüklenmiş insanlara belirli oranda devletten bir yardım geldi. Ama oyuncularla çok paylaşılmadı o gelen yardım. Onlara gelen yardım da yeterli değil ama bizimki kadar vahim de değil.”
“Devletin yaptığı yardımlar görsel sanatları kapsamadı”
Pandemi sürecinde işten çıkarılan heykeltıraş Ebru Kıdıman, görsel sanatlar alanında üretim yapanlara ilişkin herhangi bir desteğin olmadığını söyleyerek yaşadıklarını böyle anlattı:
“Pandemi süresine kadar Kazan’da bir heykel fabrikasından çalışıyordum. Pandemi sürecinde işten çıkartıldım. Bu süreç içerisinde birçok firma küçülmeye gittiği için iş alımları hiç yapılmadı. Bireysel üretimler yapmaya devam ettik ancak bunların yaşamlarımızı idame ettirecek oranda maddi geri dönüşleri olmadı. Devletin yaptığı yardımların hiçbiri görsel sanatlar alanında üretim yapanları kapsamadı. Daha çok sahne sanatları ya da kafe bar emekçileri üzerine yapıldı. Kredi ya da kredi kartı gibi şeylerin borç batağı altına giriyoruz. Ufak tefek işler yapıyorum, ancak bunlar genelde günü kurtaran işler oluyor yani 11 ay gibi bir işsizlik sürecinde ne bin lira ne beş bin lira bizim geçimimizi tamamen karşılayabilecek şeyler değil.”