Haber Türk sunucusu Kübra Par‘ın Ayasofya baş imamı Mehmet Boynukalın‘a “hadsiz imam” demesiyle başlayan tartışmaya Sabah yazarı Hilal Kaplan da girmişti.
Dünkü köşesinde “Kendisi de bir hoca kızı aslında ama nasip olmayınca, olmuyor demek ki” diyen Kaplan, “Esas had bilmezlik, toplumsal bir meselede söz söylediler diye memuriyet kanununu sallayıp sansür çağrısı yapmaktır” ifadelerini kullanmıştı.
Par’dan bugün Kaplan’a yanıt geldi.
Par sosyal medya hesabından isim vermeden şu ifadeleri kullandı:
“Biri adımın Hatice olduğunu iddia ediyor, diğeri mali müşavir olan babamın hoca olduğunu ileri sürüyor, kendi kendilerine uyduruk biyografiler yazıyorlar. Sanki ailemle ya da doğduğum şehirle eleştirirlerse bozulacağım zannediyorlar. Hepsine sadece gülüyorum.”
Hilal Kaplan’ın dünkü yazısının satır başları şöyleydi:
“Ayasofya Camii imamlarından Mehmet Boynukalın’ın İslami çerçeve içerisinden söylediği sözler bile hedefe konmasına yeterli oluyor. Gerçi Diyanet, hutbede eşcinselliğin haram olduğunu belirtti diye bile ayağa kalkan şuursuzların olduğu bir ülkede şaşırtıcı değil. En son Habertürk’ten Kübra Par, Özlem Zengin’in sözlerini kendisine kalkan yaparak Boynukalın’a “Hadsiz imam” diyerek susturulmasını talep etmiş.
Kendisi de bir hoca kızı aslında ama nasip olmayınca, olmuyor demek ki… Bilmeyenler için amme hizmeti olarak İslam-101 dersi verelim o halde: İslam âlimleri, toplumsal her meselede konuşabilirler. Bu, onların hakkı veya ayrıcalığı değil, bizzat vazifeleridir. Sizin hakkınız da onlara katılmamak olabilir, susturmaya teşebbüs etmek değil.
İlahiyat camiası on yıllardır çeşitli yöntemlerle baskı altına alındığı için suya sabuna dokunmayanlara “hoca” demeye alışmış olabilirsiniz. Ancak esas had bilmezlik, toplumsal bir meselede söz söylediler diye memuriyet kanununu sallayıp sansür çağrısı yapmaktır. ‘Hoca’ sıfatıyla anılan herkesi susturmaya meraklıysanız, şikâyetinizi öncelikle defalarca Cübbeli Ahmet’i ağırlayan Fatih Altaylı’ya iletiniz.
‘Hocalar sadece namaz kıldırsın’ bakış açısının da imam-hatip liselilere “ölü yıkayıcısı” gözüyle bakanlardan bir farkı yoktur. Bence de herkes işini yapsın.”
TARTIŞMA NEREDEN ÇIKTI?
Ayasofya baş imamı Mehmet Boynukalın’ın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Twitter hesabından yaptığı paylaşıma AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den eleştiri gelmişti.
Boynukalın tartışma yaratan şu açıklamaları yapmıştı:
“Cinayet cinayettir; cinsiyet değiştirmez; erkek, kadın, çocuk, büyük kimin başına gelirse gelsin ilkemiz: “Sizin için kısasta hayat vardır” ilahi düsturudur. Sürekli ‘kadın cinayetleri’ vurgusu, kadını erkeğe düşman etmeye çalışan bir sloganik medya propagandasıdır.
Ey insanlar! Şüphesiz, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve tanışasınız diye sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerliniz ona karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz, Allah en iyi bilen ve her şeyden haberdar olandır (Hucurat suresi 13)”
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin katıldığı bir programda konunun sorulması üzerine şu ifadeleri kullanmıştı:
“Kadın- erken meselesine dair dini de referans yaparak, katı, sert açıklamalar yapmayı problemli görüyorum ve bize fayda vermiyor. Tam tersine incitiyor, kadınları da incitiyor, bu alanda çalışanların yükünü arttırıyor. Ve daha önemli bu açıklamalar siyasetin yükünü arttırıyor.
Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum.”
BOYNUKALIN’DAN ZENGİN’E YANIT
AKP’li Özlem Zengin’in açıklamalarının ardından Mehmet Boynukalın yeni paylaşımlarda bulunmuştu:
“Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber efendimiz (s.a.s)’in sünnetinde kadınlara iyi davranmayla ilgili bir çok emir olduğu hepimizin malumudur. Bu emirlerin hepsinin başımızın üstünde yeri var. Yine Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamberimizin sünnetinde bugün yaşanan cinayet ve şiddet gibi
Sorunların çözümüne dair bir çok hüküm de bulunur. Ülkemizde bu alanda yaşanan sorunların kaynağı batıdan gelen ve bizim din, örf ve adetimize uymayan düzenlemelerdir. Sorunun kaynağı olan yerde çözüm aramak beyhude bir uğraştır. Müslümanlar çözümü Rablerinin dediğinde aramalı.
Tesettürü Allah’ın emri bilip bunu uygulayan kardeşlerimiz, siz bu davranışınızla İslam’ın bir şiarını/sembolünü yaşatıyorsunuz ve bizim için çok değerlisiniz; ancak Allah’ın dini bir bütündür ve biz erkeğiyle, kadınıyla dinin, Kur’an’ın hepsine iman etmekle yükümlüyüz.
Aile toplumun, milletin, devletin en küçük birimidir. Kur’an-ı Kerim bu birimin yönetim hakkını erkeğe vermiştir (Nisa suresi 34). Dine, akla ve yaratılışa/fıtrata, insanın doğasına uygun olan da budur. Nitekim 2001’e kadar yürürlükte kalan eski medeni kanun ailenin reisinin erkek olduğunu kabul ediyordu.
Yaratılışa/fıtrata ve adalete aykırı olan kanunların bir gün mağlup olması kaçınılmazdır. Yaratılışa, fıtrata, Allah’ın hükmüne karşı çıkanlar mutlaka bir gün yanlış yolda olduğunu anlayacaktır. Bizim amacımız bunun iş işten geçmeden anlaşılması.”