Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Doha’da; “Suriye halkı ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor. Türkiye Suriye’nin milli birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor. Aynı zamanda Suriye halkının refahını da önemsiyor. Bu anlamda ülkelerini terk etmek durumunda olan milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine geri dönebilirler” dedi. Fidan, “Esad’ın nerede olduğunu biliyor musunuz” sorusu üzerine, “Bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunamam, nerede olduğunu da bilmiyoruz. Muhtemelen Suriye dışındadır” ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Fidan, Doha Forumu’na katılmak üzere gittiği Katar’ın başkenti Doha’da basın toplantısı düzenledi. Suriye’deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, şöyle konuştu:
“2016’dan bu yana Astana süreci vesilesiyle biz gerilimi düşürdük ve savaşı durdurduk. Bu süre rejim tarafından kendi halkıyla barışmak için kullanılmalıydı. Ancak rejim bu fırsatı değerlendirmedi. Bütün girişimler başarısızlıkla sonuçlanınca Cumhurbaşkanı Erdoğan rejime el uzattı ve Suriye’de bir milli birlik ve barışa ulaşabilmek için bir çağrıda bulundu ve bu çağrı da reddedildi. Rejim çok önemli konular üzerinde durmakta başarısız oldu, devlet kurumları halkın ihtiyaçlarına cevap veremedi. En temel ihtiyaçları yerine getiremediler. Halkın yarısı hem ülke içinde hem ülke dışında yerinden edildi. Bu göç akınlarına neden oldu. Komşu ülkeler ve Avrupa’da böyle bir baskı oluştu. Rejim hayatta kalabilmek için uyuşturucudan elde edilen kazanca dayanıyordu. Bu sabah itibarıyla Suriye yeni bir aşamaya ulaştı. Suriye halkı ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor. Türkiye Suriye’nin milli birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor. Aynı zamanda Suriye halkının refahını da önemsiyor. Bu anlamda ülkelerini terk etmek durumunda olan milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine geri dönebilirler. Yeni idarenin düzenli bir şekilde kurgulanması lazım. Kapsayıcılık ilkesi hiçbir zaman taviz verilmeyen bir ilke olmalı. Hiçbir zaman bir intikam hedefi güdülmemeli. Artık birlik zamanı ve ülkeyi yeniden inşa etme zamanı.
BÜTÜN MUHALİF GÜÇLER BİRLEŞMELİ
Bu geçiş döneminde çok dikkatli olmalıyız. Farklı gruplarla iletişim hâlindeyiz. Terör örgütlerinin özellikle DAEŞ ve PKK’nın bu durumdan bir avantaj sağlamaması için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye terörizmle mücadele konusunda tüm adımları atacaktır. Bütün azınlıklar, Kürtler, Müslümanlar adil bir muameleye tabi tutulmalı ve kimyasal silahlarla ilgili materyaller mutlaka güven altına alınmalı. Yeni hükümet bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı. Bütün muhalif güçler şu anda birleşmeli. Devlet kurumları korunmalı ve doğru çalışmaları sağlanmalı. Bütün bu anlayışla biz Suriye’de barış ve güvenliğin tesisi için elimizden geleni yapacağız. Son hafta içerisinde diyaloglarımız vardı hem bölgesel hem uluslararası aktörlerle. Dün gerçekten çok önemli bir gündü, Doha Forumu çerçevesinde Suriye’nin geleceği için. Türkiye, Rusya Federasyonu, İran bir araya geldiler ve bu gelişmeleri ele aldılar. Biz çerçevede Rusya Federasyonu ve İran’ın yapıcı yaklaşımını önemsiyoruz. BM’nin Suriye Özel Temsilcisi bizimle birlikteydi ve kendisi de önemli katkılarda bulundu. Çabalarını çok takdir ediyoruz.”
MUHTEMELEN SURİYE DIŞINDADIR
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bakan Fidan, “Esad’ın nerede olduğunu biliyor musunuz” sorusu üzerine “Bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunamam, nerede olduğunu da bilmiyoruz. Muhtemelen Suriye dışındadır” dedi.
Suriye’deki geçiş döneminin istikrarlı olması için Türkiye’nin ne yapması gerektiği sorusu üzerine Fidan, şunları söyledi:
“Biz Suriye’nin istikrarı için çok uzun bir süredir çaba gösteriyoruz. Aktörleri yakından tanıyoruz, problemleri yakından tanıyoruz. Bunlar gerçekten zorlu problemler ve çok yoğun çalışmamız gerekiyor. Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor. Sadece Türkiye değil, aynı zamanda bölgesel aktörlerin ve uluslararası aktörlerin dahil olması gerekiyor bu sürece. Çok iyi ve sorunsuz bir geçiş döneminin olması için sivil halka herhangi bir zarar verilmemesi gerekiyor. Halk için temel hizmetlerin verilmesi gerekiyor. Her şeyden önce bölgesel ülkelerin yeni idare ve yeni Suriye’yi komşuları için tehdit ortaya çıkarmayan bir yapı hâlinde görmesi gerekiyor. Suriye mevcut problemlerine cevap vermeli ve tehditleri engellemeli.”
ESAD İLE HERHANGİ BİR TEMASIMIZ OLMADI
Fidan, Esad iktidarının son günlerinde Türkiye olarak bir temas kurulup kurulmadığını ve Esad’ın iktidarda kalması için ne gibi bir çaba sarf ettiğiyle ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
“Sayın Cumhurbaşkanımız son birkaç aydır özellikle Suıriye rejimine ve sayın Esad’a ulaşmaya çalışıyor. Ancak bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı. Biz bir şeyler olacağını bekliyorduk. Suriye halkının ve Suriye’nin problemlerini çok yakinen biliyoruz ve gruplar üzerindeki baskıyı da biliyoruz. Mülteciler ve özellikle ekonomik sorunları çok yakinen biliyoruz. Rejim yavaş yavaş çürüyordu ve çöküyordu. Biz de bunu görüyorduk. Bu nedenle gerçekten bunu engellemek için bir şeyler yapmaya çalıştık ancak kısa cevap hayır. Onlarla görüşmedik, herhangi bir temasımız olmadı.”
YAVAŞ BİR ÇÜRÜME VE REJİMİN ÇÖKÜŞÜNÜ GÖRDÜK
Uzun süredir devam eden iç savaşın 15 gün içerisinde nasıl sona erdiği ve Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşasında rolüne dair soruyu Fidan, şu ifadelerle yanıtladı:
“Astana sürecinin savaşı dondurmasından bu yana, 2016 yılından bu yana, rejimin gerçekten son derece değerli bir zamanı vardı mevcut problemlerle baş edebilmek için. 2016 yılına kadar rejimin çok yüksek bir adrenalin ile hareket ettiğini biliyorduk. Problemlerle ilgilenmiyorlardı, kurumsal kapasite eksikliği üzerinde durmuyorlardı, başka sorunlarına odaklanmıyorlardı. Ancak bu son derece değerli zamanın mevcut sorunlara cevap bulabilmek için kullanabilirlerdi, bunu yapmadılar. Bunun tam tersine, yavaş bir çürüme ve rejimin çöküşünü gördük. Bu aslında bir mermi bile atılmadan Halep’in neden düştüğünü bunu da diğer şehirlerin takip ettiğini açıklıyor.
Türkiye komşu ülkelerle birlikte Suriye’nin yeniden inşa edilmesi için elimizdeki her tür kapasiteyi ve her tür imkânı kullanarak ekonomik sorunlarını ve diğer sorunlarına çözüm bulabilmek için yeni idareyle birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
DAEŞ VE PKK’NIN BU SÜRECİ KÖTÜYE KULLANMAMASINDAN EMİN OLMAK İÇİN DİKKATLİ HAREKET EDİYORUZ
Suriye’deki gruplar arasında koordinasyonun nasıl sağlanacağı, Trump’ın beyanlarıyla ilgili ne düşündüğü, Ankara’nın Suriye’de üçüncü bir tarafın veya üçüncü bir devletin kurulmaması için ne yapacağı ve yeni dönemde ABD yönetimiyle bir anlaşmaya varılıp varılmayacağı sorulan Bakan Fidan şöyle konuştu:
“Muhalif güçlerin bir koordinasyon mekanizmaları var aralarında ve bu mekanizmanın önümüzdeki günlerde daha da iyileşeceğini düşünüyorum. Çünkü şu anda ellerinde çok daha büyük bir iş var başarmaları gereken. Ümit ediyoruz ki bir araya gelebilirler ve birlikte düzenli bir biçimde çalışmaya başlayabilirler ve iyi bir geçiş dönemini tesis edebilirler. Bu süreçte Suriye içindeki tüm tarafların buna dahil edilmesi gerekiyor.
DAEŞ ve diğer terör örgütleri konusunda aynı derecede endişeleniyoruz. Bu durumdan faydalanmamalarını istiyoruz ya da bunu kötüye kullanmalarını istemiyoruz. Bu konuda dikkatliyiz. DAEŞ ve PKK’nın bu süreci kötüye kullanmamasından emin olmak için dikkatli hareket ediyoruz. Amerikalı dostlarımızla temas hâlindeyiz. Bizim bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu biliyorlar, özellikle YPG/PKK konusunda. Türkiye’ye bu gruplardan gelecek her tehdide cevap vereceğimizi ve reaksiyon göstereceğimizi biliyorlar. ABD’deki yeni hükümetle bu konuyla ilgili olarak bazı temaslar hâlinde olacağımızı ifade etmek istiyorum.”
HERHANGİ BİR PKK UZANTISI SURİYE’DE MEŞRU BİR TARAF OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ
Fidan, başka bir gazetecinin muhalif güçlerin bütün tarafları dahil etmesi için bir müzakere olup olmadığı sorusu üzerine “Son derece meşru Kürt taraflar var Suriye’nin kuzeyinde bulunan. Onlar tabii ki muhalif güçlerin bir parçası oldular çok uzun süredir. Ancak herhangi bir PKK uzantısı Suriye’de herhangi bir şekilde meşru bir taraf olarak değerlendirilemez. Suriye’de görüşeceğimiz bir taraf olamaz” dedi. Fidan devamında, “Suriyeli değiller. Suriyeli olmayanlar SDF’yi yönetiyor. Herkes bunu biliyor, bu gerçekten açık” ifadelerini kullandı.
KAYNAK: ANKA