Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Birol Aydın, ”İstanbul adeta betonla, asfaltla istila edilmiş durumda. İstanbul’da yaşayan insanlarımız yorgun. İstanbul da yorgun. İstanbul’un bu yorgunluğunu, İstanbul’da yaşayan insanlarımızın bu karamsarlığını, yorgunluğunu çekip üzerlerinden almamız gerekiyor. Bu da ancak bir zihniyet değişikliğiyle olabilecek bir şeydir. Bir gözü dolar, bir gözü euro görenlerin gördüğü her yeşili, dolar yeşili zannedenlerin İstanbul’un imar namusuna kastedenlerin İstanbul’da huzur ve sükuneti getirmeleri mümkün değildir. Onun için yeni bir anlayışla 31 Mart’tan sonra İstanbul’umuzu ve İstanbullumuzu buluşturmamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Birol Aydın, Bağcılar Belediye Başkan Adayı Erhan Açıkgöz ile birlikte Bağcılar’ın Bağlar Mahallesi’nde vatandaşlar ile bir araya geldi. Aydın, burada şunları söyledi:
“18 Mart 1915’te Çanakkale’de, bütün emperyal güçler, üzerimize gelmişlerdi. Ecdadımız, atalarımız, destansı bir direnişle Çanakkale’yi geçilmez yaptılar. O gün bugün, hayırla, minnetle yad ediyoruz. Çünkü Çanakkale olmasaydı, İstanbul olmayacaktı, Türkiye olmayacaktı. Dolayısıyla şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle, minnetle yad ediyoruz. O ruhu yaşamayı, o ruhu anlamayı, o ruh üzerinden Türkiye’nin ve İstanbul’un kıymetini, değerini bilmeyi de Cenab-ı Hakk bize lütfetsin diyorum.
Önemli, tarihi bir seçimin arifesindeyiz. 13 gün kaldı. İstanbul deyince bizim aklımıza Türkiye geliyor. Türkiye’yi anlamlı kılan, değerli kılan İstanbul’dur. İstanbul’un varlığıdır. İstanbul’u çekip çıkarırsak Türkiye’den Türkiye anlamını yitirir. Onun için İstanbul dediğimiz bu büyükşehir dünyanın baş şehridir. Bu şehri gözümüz gibi kollamalı, öyle her anlayışın, her düşüncenin burada hizmet yapma ihtimalinin olmadığını bilmemiz gerekiyor. Biz İstanbul’un, İstanbul’da yaşayan insanlarımızın daha iyi bir hayatı, yaşamı hak ettiğine inanıyoruz. Ve maalesef dünden bugüne İstanbul’un büyük bir ihanet içerisinde olduğunu görüyoruz. İstanbul adeta betonla, asfaltla istila edilmiş durumda. İstanbul’da yaşayan insanlarımız yorgun. İstanbul da yorgun. İstanbul’un bu yorgunluğunu, İstanbul’da yaşayan insanlarımızın bu karamsarlığını, yorgunluğunu çekip üzerlerinden almamız gerekiyor. Bu da ancak bir zihniyet değişikliğiyle olabilecek bir şeydir. Bir gözü dolar, bir gözü euro görenlerin gördüğü her yeşili, dolar yeşili zannedenlerin İstanbul’un imar namusuna kastedenlerin İstanbul’da huzur ve sükuneti getirmeleri mümkün değildir. Onun için yeni bir anlayışla 31 Mart’tan sonra İstanbul’umuzu ve İstanbullumuzu buluşturmamız gerektiğine inanıyoruz.
Ayrıca bugün Çanakkale’yi anarken şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle, minnetle anarken Gazze’yi de unutmamak gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin de güvenliği, İstanbul’un da varlığı ve değeri Gazze’yle anlamlıdır. Filistin’e kol kanat geremeyen bir İstanbul, Mescid-i Aksa’ya kol kanat geremeyen bir Ayasofya, Ayasofya değildir; İstanbul, İstanbul değildir. Bu bilinçle derlenip toparlanmaya, bugün İstanbul’da yaşayan insanlarımızın var olan sıkıntılarını giderecek bir kararlılık içerisinde olmaya, adaletin yeniden sokaklarımıza, refahın, üretimin yeniden yönetimimize, sokağımıza gelmesine vesile olmamız gerekiyor.”