CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, Hamas lideri İsmail Haniye için yas ilan edilmesini eleştirenlere “Bazı cibilliyeti bozuk olanlar bizim ona gösterdiğimiz o ilgiyi hazmedemedi” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Emre, “Cumhurbaşkanı’nın anayasadaki görevi de milletin birliği ve bütünlüğünü temsil etmek olan bir kimsenin çıkıp bunu söyleyenlere “cibilliyetsiz” demesi… Çıkış noktanız ne; bütün milletin bir yas içerisinde olması. Vardığınız nokta ne; size karşı çıkanlara cibilliyetsiz demesi. Bu bir zihniyetin dışa vurumu bence. Kendisi gibi düşünmeyen, farklı fikirden olanı milletin bir parçası olarak görmemek” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam partisinin genel merkezinde AK Parti İnsan Hakları Eğitimi Programı’nda yaptığı konuşmada “Ülkemizde bir günlük milli yas ilan ederek Filistin halkı ile dayanışmamızı gösterdik. Ama bazı ekranlarda bazı cibilliyeti bozuk olanlar bizim ona gösterdiğimiz o ilgiyi hazmedemedi. Ya biz sizden mi izin alıp da bunların kararını verecektik? Biz milletimizden gerekli izni aldık ve adımlarımızı da buna göre atıyoruz” demişti. CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Yunus Emre, Filistin sorunu ve Cumhurbaşkanının açıklamalarını ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Emre, şunları kaydetti:
YIPRANMIŞ İKTİDARIN SÜRESİNİ BU ŞEKİLDE UZATABİLME ARAYIŞI BENİ RAHATSIZ EDİYOR
“Filistin sorunu ve Filistinlilerin karşı karşıya bulunduğu insani yıkım manzarası sadece bugünün meselesi değil. 75 yılı aşkın bir süredir devam eden bir insani problemden bahsediyoruz. Ama yine şurası bir gerçek ki 6 Ekim sonrası yaşanan gelişmeler artık geçmişte o bildiğimiz Filistinlilerin mağduriyetini de kat be kat aşan, adını koyalım bir soykırıma varan uygulamalara şahitlik etti dünya. Bu şartlar içerisinde yani gündeme getirilen hususların bir çözüm olabileceği gibi düşünce içerisinde ben değilim. Bir yanıyla tabii ki iktidar partisi seçmenleri içerisinde bu konuya gerçekten gönül veren, bu konuyla dertlenen milyonlarca vatandaşımız olduğunu biliyorum. Biraz atılan adımlara baktığımda çok şaşırdığım şeylerle karşılaşıyorum. Örneğin miting organize etmek, o mitinglere katılmak olabilir ama bunlar aslında iktidar dışı kesimlerin, Avrupa’da görüyorsunuz vatandaşlar bunları kendileri yapıyor, orada bunlar iktidarın bir organizasyonu ile olmuyor. Türkiye’de aslında kamuoyunu etkilemeye yönlendirmeye yönelik şeylerle karşılaşıyoruz. Bu beni rahatsız ediyor açıkçası. Beni miting rahatsız etmiyor bu kadar içeriye dönük bir gayret içerisinde olma, kendini içeriye anlatma, yıpranmış iktidar süresini bu şekilde uzatabilme arayışı beni rahatsız ediyor. Bu ticaret bahsini biz çok gündeme getirdik. Meclis’te bu konuyu hatırlayacaksınız Saadet Partisi Milletvekili o kadar da duygulandı ki sonunda canını verdi kürsüde.
SADECE HAMAS ÜZERİNDEN KONUŞULMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ DOĞRU DEĞİL
Filistin’deki dram sadece bugünün meselesi değil. Bugün çok ağır bir duruma sürüklendi maalesef ama 75 yıllık bir mesele. Bizim milletimizin Filistin Davasına olan sempatisi, Filistinlilerin yaşadığı mağduriyete yönelik gayreti zaten sadece bugünlerin olayı da değil geçmişten beri Türkiye’nin gündeminde olan bir konu. Sadece Hamas üzerinden konuşulmasını ve değerlendirilmesini ben çok doğru bulmuyorum. Mahmud Abbas’ın Meclis’e gelecek olması önemli bir gelişme. Sayın cumhurbaşkanının da açıklamalarında bunu gördük. Biz Filistin devletini tanıyoruz ve bir devlet başkanı hele ki tarihsel bir davanın önderi konumunda bulunan bir kişi başlı başına zaten bu sebeplerle saygı duyulmalı. Biz tabii ki bu davaya sempati duyuyoruz. Tüm vatandaşlarımız da ama o davanın sorumluluğunu yüklenmiş insanlardan herhalde daha fazla sahiplenme konumunda kendimizi hissetmeyelim. Netice itibarıyla o milleti temsil eden bir kimseden bahsediyoruz. Meclis’te ağırlanması da saygı değer bir olaydır. Bir şekilde biz topyekün bütün Filistinliler için bir dayanışma duygusu içerisinde bulunmamız lazım. Onların kendi aralarındaki siyasi ayrımları onların kendi aralarındaki siyasi ayrımı olarak görülmelidir.
MİLLİ YAS, FİLİSTİN DAVASINDA HAYATINI KAYBEDEN BİNLERCE İNSANLA İLGİLİ OLABİLİRDİ
Başlı başına Haniye ile ilgili alınan milli yas belki doğrudan Filistin davasında hayatını kaybeden binlerce insanla ilgili alınsa daha kuşatıcı olabilirdi. Önceki örneklerde Türkiye’nin milli yas kararlarında devlet başkanı olmayanlarla ilgili bir karar var mı bilmiyorum. Ben daha çok devlet başkanları ile ilgili karar alındığını biliyorum. Bir vatandaş olarak iktidara şunu söylemek istiyorum. Filistin hareketleri sadece bugün değil, 50-60 yıldır içinde çok farklı fraksiyonları ve akımları barındıran bir toplumsal ve siyasal ortamdır. Biz Türkiye olarak bunların sadece birinin yanında, diğerlerine mesafeli bir konumda olmamalıyız. Hükümet yas meselesinde böyle bir takdirde bulunmuş. Demek istediğim şudur, bütün bu olayların bizde olayları izleyen insanlarda iktidar bütün Filistin davasını değil de oradaki bir politik hareketi temel alıyor gibi bir izlenim yaratıyor. Türkiye’de de Filistin’deki siyasi hareketlerin üç aşağı beş yukarı aynı ölçüde olmasa da karşılıkları var. Aynı çerçeveden dünyaya bakanlar. Böyle ayrımların Türkiye’ye yansımasına bence hiç gerek yok. Türkiye zaten toplumsal ve siyasal kutuplaşmanın güçlü olduğu bir ülke. Buradan bir iktidara bir seslenmek istiyorum. Gerçekten oradaki siyasi ayrımları Türkiye’ye taşımanın, onların tarafı olmanın ya da onların tarafıymış gibi görünecek bir politika izlemenin ne Filistin’e ne de Türkiye’ye bir faydası yok.
BU BİR ZİHNİYETİN DIŞA VURUMU BENCE
Burada temel problem Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklaması. Bir defa adı milli yas. Bütün milletin ve tüm vatandaşların bundan önce de hayatını yitirmiş vatandaşlarımızı dahil ederek bütün milletimizin bir yas gününden bahsediyoruz. Bunun konuşulması ile ilgili itirazlar olabilir. Ama bir Cumhurbaşkanı’nın anayasadaki görevi de milletin birliği ve bütünlüğünü temsil etmek olan bir kimsenin çıkıp bunu söyleyenlere “cibilliyetsiz” demesi… Çıkış noktanız ne; bütün milletin bir yas içerisinde olması. Vardığınız nokta ne; size karşı çıkanlara cibilliyetsiz demesi. Bu bir zihniyetin dışa vurumu bence. Kendisi gibi düşünmeyen, farklı fikirden olanı milletin bir parçası olarak görmemek. Sadece kendini destekleyen ve oy vereni millet tanımına dahil etmek. Umarım böyle değildir ama bu haliyle bu çok kötü. Başlangıçtaki nokta ile genelde varılan noktadaki mesafenin herkes farkındadır. Filistin davasını tüm Türkiye’nin sahipleneceği bir arayışı yürütmesi beklenen iktidar öyle bir noktaya geliyor ki bundan bir kutuplaşma konusu çıkıyor.
BİR CUMHURBAŞKANININ BUNUN ÇOK ÖTESİNDE BİR TUTUM ALMASI BEKLENİR
Bir cumhurbaşkanının bunun çok ötesinde bir tutum alması beklenir. Netice itibarıyla milli yas ilanını destekleyen milyonlarca vatandaşımız olabilir. Bari bunun üzerinden bir kutuplaşma ve kavga konusuna ulaşmayalım ve bu kavgayı Cumhurbaşkanı tahkim etmesin. Aksine böyle bir farklılık varsa toplumda bunu bir ölçüde yatıştırmaya ve aşmaya yönelik bir gayretin içerisinde olsun. Filistin davası gibi bütün toplumun ortaklaştığı bir davada. Meclis’te bu konu ile ilgili bütün partilerin Meclis başkanının bir tezkeresi olmuştu, bütün partilerin desteği ile bu yayınlanmış. Böyle bir konuyu cumhurbaşkanı bir kavga konusu haline getirmemeli. Burada iktidara düşen bunun Türkiye’nin Filistin’deki farklı siyasi görüş ve akımların bir taraftarıymış gibi görünmesinin önüne geçilmesi. Geçmişte bunları çok konuştuk. Aynı örnekler değil ama Suriye ve Mısır’da olduğu gibi. Bu tartışmalar bunları hatırlatıyor.”
KAYNAK: ANKA