CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Bugünlerde sokakta yatan öğrencileri görüyoruz. Türkiye’de 3 milyon 801 bin üniversite öğrencisi var. Devlet yurtlarının kapasitesi ise 695 bin 834. Erdoğan ‘yurt sorunu yok’ diyor. Aynı ‘açlık sorunu yok, yoksulluk sorunu yok’ dediği gibi. Erdoğan dün ne söyledi? ‘Öğrencilerin yüzde 70’ini yurtlara yerleştirdik’ dedi. Bir insan bu kadar mı yalan söyler? Erdoğan’ın söylemleri üzerinden bu rakamları açıklayalım. ‘Devlete başvuran öğrencilerin yüzde 30’u açıkta kaldı’ demiş. 200 bin öğrenci senin için neyi ifade ediyor? 200 bin öğrenci, senin dediğine göre, açıktaysa bu seni rahatsız etmiyor mu” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özkoç’un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“YÖNETEMİYORLAR, SALDIRIYORLAR, SATIYORLAR”
Dün Ankara’ya gelirken Sakarya’dan bir büyüğüm aradı. ‘Ben bir köyde yaşıyorum, köyün ortak merası oluştu, böyle bir mirası bırakmak için atalarımız yola çıktı, ancak ortak mera satılığa çıkarıldı.’ Yazık değil mi? Yönetemiyorlar, saldırıyorlar, satıyorlar ve milleti bu konuda hiç ama hiç düşünmüyorlar. Popülist siyaset böyle bir şeydir. Düşman yaratır.
“DÜŞMAN YARATTILAR”
Şimdi yeni teröristler zincir marketler. Düşman ilan edildi. Erdoğan, oyunu bu popülist siyasete göre oynuyor. Çünkü yönetemiyor. Araziler boş, tarlalar boş, üretilmeyince düşman zincir marketler. Bu zincir marketleri en çok destekleyen bu iktidar oldu. CHP, bu zincir marketler şehrin dışında olsun’ diyordu. Kulaklarının üstünü yattılar. Mağdur olan küçük marketler oldu. AKP’nin işine bir düşman yaratmak geldi. Bir düşman yarattılar. Ben fahiş artışın nerede olduğunu bir tek cümleyle anlatayım.
“SARAYIN MUTFAK MASRAFI 5 MİLYON 484 BİN LİRA”
Bakın Sayıştay raporu… 2019’da Sarayın, mutfak giderlerinin 3 milyon 82 bin lirayken 2020’de 5 milyon 484 bin liraya çıkmış. Asgari ücretle evine ekmek götüremeyen insanlara, ‘ekmek yiyemeyen insanlar mı var’ demesini yadırgamak doğru mudur, hayır değildir. Bu kişi halktan kopmuştur, milletin ne yiyip ne içtiğinden bihaberdir. Biz bu rakamları veriyoruz. Onlarsa TÜİK rakamları ile savunmaya geçiyorlar. TÜİK rakamlarına inanmıyoruz, halkın rakamına inanıyoruz. Gıda fiyatları artıyor. Devlet bu ürünler üzerinden ÖTV uygulayarak elini atınca, mağdur olan çiftçi oluyor. Çiftçi üretemiyor, üretse de kazanamıyor. AKP çiftçi Hasan’ı düşünmüyor, AKP Hans’ı düşünüyor. Gübreye, mazota, tohuma vergi yükü yüklüyorsun ama dışarıdan gelen gıdaları sıfır vergiyle sokuyorsun. Sen millete düşman mısın? Sen Türkiye’de sadece saray ve yandaşları mı yaşıyor sanıyorsun? Sen neden emperyalist ülkelerin çiftçilerini destekliyorsun da kendi ülkendeki çiftçileri desteklemiyorsun? Bizim milletimizden, öğrencimizden, esnafımızdan ne istiyorsun? Recep Tayyip Erdoğan ülkeyi yönetemiyor. Bir ülkenin yönetimi, liyakatle mümkündür.
“PARALAR NEREYE GİDİYOR”
Gerçeklerden kopuk saray, dolar 8 lira 88 kuruşa çıkıyor, sarayın gözü kapalı, kulağı duymuyor. Hazinenin raporunda yer alan hesaplamaya göre devletin borcu 76 milyar lira arttı. Neden öğrenciler sokakta, yurt olmadığı için. Neden çiftçilerimiz mağdur, destek verilmediği için. Paralar nereye gidiyor? Borçlanmaya ve faize gidiyor. Devletin borcu artıyor. Sonra yeni teröristler.
“200 BİN ÖĞRENCİ SENİN İÇİN NEYİ İFADE EDİYOR”
Bugünlerde sokakta yatan öğrencileri görüyoruz. YÖK’ün verilerine göre Türkiye’de 3 milyon 801 bin üniversite öğrencisi var. Devlet yurtlarının yatak kapasitesi ise 695 bin 834. Erdoğan, ‘yurt sorunu yok’ diyor. Aynı ‘açlık sorunu yok, aynı yoksulluk yok’ dediği gibi. Erdoğan, dün ne söyledi? ‘Öğrencilerin yüzde biz 70’ini yurtlara yerleştirdik’ dedi. Bir insan bu kadar mı yalan söyler? Milletin gözünün içine baka baka, bu kadar mı net yalan söylenir… Erdoğan’ın söylemleri üzerinden bu rakamları açıklayalım. ‘Devlete başvuran öğrencilerin yüzde 30’u açıkta kaldı’ demiş. Buradan soruyorum. 200 bin öğrenci senin için neyi ifade ediyor? Senin için sadece bir sayı mıdır 200 bin? Bunların bizim evlatlarımız olduğu fikri aklına hiç geliyor mu? Bir ana babanın evlatları olduğu, üniversiteyi kazanmak için varlıklarını yokluklarını çocuklarına akıttığı hiç aklına gelmiyor mu? 200 bin öğrenci senin dediğine göre açıktaysa bu seni rahatsız etmiyor mu? Bu konu bu kadar basit mi senin için? Bu kadar basittir. İçişleri Bakanı açıklıyor. ‘Terörist.’ Her gün düşman. İşte popülist siyasetin karşılığı. Öğrencilerimize söylüyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin sözüdür. Bu sorunu çözeceğiz ve açıkta kalan hiçbir öğrencimiz olmayacak.
“ÖĞRENCİYE DESTEK İLE 2.6 GRAM ALTIN ALIYORDUK, ŞİMDİ 1.3 GRAM ALIYORUZ”
Öğrencilere ne veriyor. 650 lira veriyor. Cemaat yurtlarına 750 lira destek veriyor ama dışarıdaki öğrencilere ‘650 lira destek veriyoruz’ diye övünüyor. ‘İktidara geldiğimizde 45 liracıktı’ dediğin parayla 2.6 gram altın alıyorduk. 650 lirayla 1.3 gram altın alıyoruz. YÖK verilerine göre, İstanbul’daki öğrenci sayısı 802 bin. Devlet yurdunun kapasitesi 24 bin.
“HEMEN ERKEN SEÇİM”
Devlet; deneyimi ve birikimi, sivil toplum örgütü ve meslek odalarıyla bilgi alışverişi içinde olmalıdır. Biz cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız ve bunu gerçekleştireceğiz. Savaşın ve ayrıştırmanın değil barışın ve huzurun olduğu bir ülke için çok az zaman kaldı. Bunun için hemen erken seçim diyoruz.”
Özkoç, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
“TÜRKİYE’NİN 4’TE 3’Ü TERÖR ÖRGÜTÜDÜR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt sorunu nedeniyle banklarda yatan öğrencilere “sözde öğrenciler” demesi ve gelen tepkileri Gezi olaylarına benzetmesinin sorulması üzerine Özkoç, şunları söyledi:
“Açıklamamda söylediğim gibi Erdoğan kendisine muhalefet yapan herkesi düşmanlaştırıyor, iktidarı eleştiren herkesi terörist ilan ediyor. Erdoğan’ın ilan ettiklerini eğer terörist olarak kabul edersek; Türkiye’nin 4’e 3’ü terör örgütüdür. Çiftçiler, esnaf, öğretmenler, doktorlar, öğrenciler, akademisyenler, CHP’liler, İYİ Partililer, herkes teröristtir. Kendisinin arkasında durmayan, yandaşları dışında herkes, Erdoğan için teröristtir. Türkiye için en büyük tehlike işte budur.”
HDP’NİN TUTUM BELGESİYLE İLGİLİ AÇIKLAMA
HDP’nin dün açıkladığı tutum belgesinde, Kürt sorunu için TBMM’yi adres göstermesi ve cumhurbaşkanlığı için ilkeleri gözeteceklerini ilan etmesine ilişkin gelen soruya Özkoç, şu karşılığı verdi:
“HDP başka bir siyasi partidir, kendi görüşleri vardır; biz, her siyasi partinin kendi görüşüne saygı duyarız. Her siyasi parti kendi görüşünü açıklama özgürlüğüne sahiptir. Bizim doğrularımız çok nettir. Biz; laik, demokratik, güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyoruz. Biz Türkiye’nin her sorunun TBMM’de çözülebileceğine inanıyoruz. Bunu ilk defa güçlü şekilde gündeme taşıyan lider Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Diğer siyasi partiler kendi bakış açılarını anlatabilirler ama CHP bundan 10 yıl önce ne söylüyorsa bugün de aynı şeyleri söylüyordur… İttifak arayışlarına, kim ne yapıyor bilmiyoruz. Biz ittifakımızla, kaygı duyduğumuz her noktayı bir araya gelerek, çözüm önerilerini birbirimize ileterek, kamuoyuyla paylaşarak, şeffaf şekilde yol alıyoruz. Bu ittifakın daha da güçlenip büyüyeceğine ve iktidara geleceğimize inanıyoruz.”
“CUMHURBAŞKANI ADAYI BELİRLEME İLE İLGİLİ BİR SIKINTIMIZ YOK”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Cumhurbaşkanlığına aday değilim, başbakanlığa talibim” sözlerinin ardından İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’in “Zor olanı üstleniyor, tercihinin ülkeyi yönetmek olduğunu söylüyor” açıklamasının sorulması üzerine ise Özkoç, “Görüşlerine saygı duyuyoruz. Demokrasilerde siyasi partiler birbirlerini dinlemeliler, destek vermeliler. Bizim dışımızdaki siyasi partilerin söylemlerini dinliyor ve saygı duyuyoruz” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in cumhurbaşkanlığı adaylığı için Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın öne çıktığını söylemesine ilişkin soruyu ise Özkoç, şöyle yanıtladı:
“Bizim cumhurbaşkanı adayı belirleme ile ilgili bir sıkıntımız yok. Cumhurbaşkanı adayının kim olduğunu çok merak ediyorsa iktidar; seçimleri yarın yapsın biz bu sabahleyin cumhurbaşkanı adayımızı açıklayayım. Bizim böyle sıkıntımız yok. Herkesin takılmasının nedeni iktidarın bunu dayatıyor olmasıdır. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kim olursa olsun; makama çıktığı zaman yetkileri devreden ve parlamenter sistemin önünü açan bir kişi olacak.”