İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları yoğunlaşırken, İstanbul’da önemli bir buluşma gerçekleşti.
Beyoğlu Belediyesi’nin Bilim Beyoğlu merkezinde düzenlenen ve moderatörlüğünü CGTN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ulaş Can‘ın üstlendiği konferansa, CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, AK Parti İstanbul Milletvekili, Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan, Venezuela’nın Türkiye Büyükelçisi Freddy Eduardo Molina ile Filistin’in Türkiye Büyükelçisi Dr. Faed Halid Abed Mustafa konuşmacı olarak katıldı.
İsrail’e karşı mücadelede Filistinli örgütlerin birliğine vurgu yapan CHP Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, “Filistin’deki katliamı önlemenin yolu, Filistinli örgütlerin birliğinden ve İsrail’e karşı tek merkezden mücadele edilmesinden geçer. Birlik olmuş bir halkı, hiçbir güç yenemez. ” dedi.
Kılınç, “Birlik mutlaka sağlanmalı, dünya ölçeğinde işbirliği mutlaka güçlendirilmeli. Bugün yaşanan katliamı önlemenin yolu tam da buradan geçer. Katliama karşı sihirli sözcük, ‘birlik’tir. Biz inanıyoruz ki halk bir araya geldiğinde, gücünü birleştirdiğinde ve halkın önderleri birliği sağladığında o halk egemen güçlerin bütün stratejilerini yerle bir eder. Filistin’deki mücadelenin başarıya ulaşacağına inancımız sonsuz. Birlik bir an önce ve mutlaka sağlanmalıdır. Filistin’deki bütün örgütler bunu gerçekleştirmelidir. Bunun sağlanması için güç birliğini daha da artırmamız lazım. Bugünkü buluşmanın bu güç birliğini artırmaya katkıda bulunmasını umuyorum.” şeklinde konuştu.
AK Parti Milletvekili Hasan Turan ise “Ben insanım diyen hiç kimse insanların hunharca katledilmesini kabul edemez. Hiçbir savaş hukukunda insanların yaşadığı konutlar, camiler, kiliseler, okullar, hastaneler ve sivil insanlar hedef olarak kabul edilmemiştir.” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün geldiğimiz noktada siyonist işgalcilere hem ekonomik hem askeri olarak destekler vererek bu katliama sponsorluk yapılmaktadır. Maalesef karşı karşıya olduğumuz acı gerçek budur. Bu siyonist katiller, katliamlarını, cinayetlerini Filistin ve Gazze ile sınırlı tutmamaktadır. Şimdi Lübnan’a, Şam’a, canı istediklerinde istedikleri ülkenin, istedikleri şehrine saldırmaya devam etmektedirler. Bu işin arkasında yatan neden teolojik sapkınlıktır. Gerçeklerin su yüzüne çıkmak gibi bir huyu vardır. İsrail’in gerçek yüzü bütün kirliliğiyle ortaya konulmuştur.”
Konferansın, Diplomatik Çözüm Perspektifleri’ başlıklı son oturumda, ilk sözü alan Venezuela’nın Türkiye Büyükelçisi Freddy Eduardo Molina, ilk yapılması gerekenin ateşkesi tesis etmek olduğunu söyledi:
“Öncelikle sözel açıklamaları bırakmalı ve eyleme geçmemiz gerek. Şu anda öncelikli olarak dünyamızda var olan kuruluşların, birliklerin daha gerçek sonuçlar almak için çalışması gerekmektedir. Bu süreçte öncelikli olarak yapılması gereken daimi uluslararası barış konseyinin kurulmasıdır ve bu konsey sadece Filistin üzerine kurulmalıdır. Bu konseyin yetkin bir şekilde çalışması için her türlü desteği alması şarttır. Bu konseyin gerçek bir etkiye sahip olması için tüm ülkelerin desteği şarttır. Öncelikle yapılması gereken bir ateşkes tesis edilmesidir. Ancak bu ateşkesin tabii ki uluslararası kurumlar tarafından da gözetilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda aynı zamanda Filistin halkına karşı işlenmiş suçların doğru bir şekilde belgelenmesi gerekmektedir. Bu ateşkes sonrasında yapılabilecek en temel şeylerden birisi insani yardım koridorlarının oluşturulmasıdır çünkü Filistin halkı maalesef olabilecek en gaddar savaş metodlarından biri olan açlığa maruz bırakıldı.”
“İsrail’in saldırısı insanlığın tamamına yönelik bir tecavüzdür” diyen Filistin’in Türkiye Büyükelçisi Dr. Faed Halid Abed, oturumun son konuşmacısı olarak konferansı şöyle noktaladı:
“Bu etkinlik, Gazze’de halkın içinde bulunduğu zor şartlarda gerçekleşmektedir. Orada yaşanan gerçek katliamlar, etnik temizlik girişimleri ve topluca yok etme operasyonları, tüm insani ve ahlaki değerleri açıkça hiçe sayan bir meydan okuma niteliğindedir. Bu trajediler, ırkçı ayrımcılık ve aşırı düşünceler üzerine kurulu Siyonist hareketin liderlerinde ve ona inananlarda somutlaşan yeni Nazilerin çirkin yüzünü gözler önüne sermektedir. Venezuela hükümetinin dünya genelinde Filistin’le dayanışma etkinlikleri düzenleme kararı, onun adil davalara olan sarsılmaz bağlılığını ve Filistin halkının yanında durduğunu yansıtmaktadır. İsrail’in yaptığı tüm insani ve ahlaki değerleri açıkça hiçe sayan bir meydan okuma niteliğindedir. Buradan kararlılıkla ve açıklıkla ifade ediyoruz ki bu plan asla gerçekleşmeyecek, halkımızın direnişi ve dünya genelinde kardeşlerimizin ve dostlarımızın desteğiyle buna izin vermeyeceğiz. İsrail’in Gazze’ye yönelik süregelen saldırıları yalnızca bir coğrafyaya yapılan bir saldırı değil, insanlığın tamamına yönelik bir tecavüzdür.”