Millet İttifakı ortaklarından, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, iki aydan az bir sürenin kaldığı cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı yarışına giren Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın adaylıklarını “Bir netice alınmayacağını bilmenize rağmen böyle bir ısrarda bulunmanız seçim neticesini, doğrudan doğruya seçimi etkilemeye matuf bir çıkış” olarak yorumlayan Karamollaoğlu’na göre HDP’nin aday çıkarmama kararı ise, “Mantıklı bir tavır” oldu.
Karamollaoğlu tüm risklere karşın seçim sonucu içinse iddialı, “Bu seçim tahminlerin ötesinde bir netice verecek. Birinci turda kazanma ihtimali var. Kılıçdaroğlu’nun tahminlerden daha fazla oy alacağını ve fark ortaya koyacağını zannediyorum” ifadesini kullandı.
Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın yönelttiği sorular ve Saadet liderinin bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
Yeniden Refah’ın Cumhur İttifakı’na katılması sizi nasıl etkiler? Sizin tabanınızdan oraya bir yönelim olur mu?
Elbette bize etkisi olur, olumlu faydası olur…
Tayyip Bey Meclis’teki çoğunluğu da dikkate alacak ama esas itibariyle Cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu partilerden azar azar da olsa oy devşirebilirse bu kendi avantajına. HÜDA-PAR için ortaya konan rakamlar belli. Buna demek ki ihtiyaç duyuyor. Onun için ben Tayyip Bey’in yaklaşımında nerede küçük de olsa bir oy potansiyeli görüyorsa elli bin, 100 bin… Onu kazanabilmek için bir hamle yapmayı gerekli görüyor.
‘TAYYİP BEYİ PANİK İÇİNDE GÖRÜYORUM’
Bu matematik tutar mı? HÜDA-PAR’ın bazı söylemeleri Kürt seçmende, kadın seçmende ters tepebilir mi?
İnsan endişeli olunca, tedirgin olunca, bir yerden bir şeyler kazanıyorum derken öbür taraftan da kaybeder. HÜDA-PAR’a bugüne kadar oy vermiş olanlar bu seçimde Tayyip Bey’e oy verebilirler ama Kürt seçmen oraya oy verenlerin çok çok fevkinde bir seçmen adet olarak. Yani biz belli miktarda insanı buradan kazanacağız derken daha fazlasını kaybetme ihtimali de olabilir. Neticede Tayyip Bey’i şu an birazcık panik içinde görüyorum. Kaybetme ihtimalinin arttığını görüyorum. Onun için de her yola başvurmaya ihtiyaç duyuyor, her çareyi arıyor. Bundan dolayı da insan çok rahatlıkla hata yapar. Yani ben şu oyu alırken neyi kaybederim düşüncesi orada yürümüyor anladığım kadarıyla.
(…)
Cumhurbaşkanlığı seçiminde 4 adaylı bir yarış olacak görünüyor. İnce’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesinden nasıl bir netice çıkacak bilmiyorum ama 4 adayın seçime girmiş olması ister istemez neticeyi birinci turda etkileyecek gözüküyor. Seçimi kazanmayacağını bile bile bir seçime girmek başka bir niyet gerektirir. O da cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemektir. Ben 1 milyon, 3 milyon oy alacağım. Yani o niyetle girdiğiniz zaman kimden oy alacağınıza bağlı olarak denklem değişir. Hesaplanarak yapılan bir iştir. Vazgeçerler mi, geçmezler mi göreceğiz.
Ata İttifakı adayı Sinan Oğan’ın pozisyonunu nasıl görüyorsunuz?
Aynı şekilde. Yani bir netice alınmayacağını bilmenize rağmen böyle bir ısrarda bulunmanız seçim neticesini, doğrudan doğruya Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemeye matuf bir çıkış. Onun da neticesini göreceğiz.
‘BU SEÇİM TAHMİNLERİN ÖTESİNDE NETİCE VERECEK’
4 aday seçimin ikinci tura kalmasına neden olabilir. Böyle olsa da ikinci tura Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun kalacağını söyleyebiliriz. Sizce 2. turun riski nedir?
Bu seçim tahminlerin ötesinde bir netice verecek diye düşünüyorum. Birinci turda kazanma ihtimali var diye düşünüyorum. Kılıçdaroğlu’nun tahminlerden daha fazla oy alacağını ve fark ortaya koyacağını zannediyorum. Tabii ki bu nihayet tahmin, zan. Tayyip Bey de bunun tam tersini ispat edebilmek için kolları sıvadı. Her yolu da deniyor. Grup grup insanları da etkilemeye çalışıyor, toplumun genel kesimini de etkileyebilmek için çare arıyor.
‘MASA’DA KRİZ AŞILDI, KAVGA EDECEK PROBLEM YOK’
Aday belirleme sürecinde sağlam bir kriz yaşadınız, o krizi bir formülle aştınız ama tortusu kaldı mı? İYİ Parti’nin ruhu da masaya döndü mü?
Yani Meral Hanım canlıydı, bir insanın canlı olması ruhunun da bedeninde olmasını gerektiriyor. Onun için herhalde ruhu da masadaydı.. Bunlar aşıldı, tekrar gündeme geleceğini düşünmüyorum. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ittifak sağlandı. En önemli konu oydu. Diğer partiler de kendileri seçimlere girecekler, orada da bir meselemiz yok. O halde kavga edecek bir problem yok.
5-6 başkan yardımcısı ile yönetim nasıl olacak diye tartışılıyor. Bu seçmenin kafasını karıştırıyor mu?
AKP karıştırmak için çok büyük gayret sarf ediyor. 5-6 insan bir araya gelip karar verecek… Kabine de 5-6 değil 20-25 bakanla karar verilir. Bir bakanın imzası olmadığında o kanun o kararname yürümez. Niye bunu mukayese etmiyorlar. AK Parti de Türkiye’yi 15 sene böyle yönetti. Bir depreme 1,5-2 gün geç müdahale ediyorsanız, sırf bu sistemden dolayı. Ordu, sınırda bir taarruz olacak neredeyse cevap vermek için Cumhurbaşkanı onayına ihtiyaç var. Böyle bir mantıkla olur mu?
(…)
‘HDP MANTIKLI BİR TAVIR SERGİLEDİ’
HDP’nin aday çıkarmama kararını nasıl değerlendiriyorsunuz. Bu karar nedeniyle iktidar kanadından Millet İttifakı’na ağır eleştiriler geliyor. Seçim sürecinde de devam edecek görünüyor.
HDP milletvekili seçimine ayrı giriyor. Aday çıkardığında seçilmeyeceği kesin. Mantıklı bir tavır sergiledi. İktidar elbette bunu yapar da, muhalefet de HÜDA-PAR’ı alıp yerden yere vurarak aynı etkiyi oluşturmaya çalışıyorlar. Bunlar biraz daha kısır döngü gibi. Siyasi parti mensubiyeti aşırı şekilde güçlendi. Prensiplerimize bağlı kalıp, bu yolda gayret göstermeliyiz ama bunu çok aşırı bir noktada karşı tarafa düşmanlık, husumet, hain yaftalarını yapıştırarak gündeme getirirsek doğru olmaz.
(…)
‘KEMAL BEY ÜÇ BAŞÖRTÜLÜ HANIMI ADAY GÖSTERİYOR’
CHP’de Emine Uçak gibi başörtülü aday adayları görüyoruz.
Kemal Bey bu sefer CHP’de bir devrim yapıyor, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği isimleri aldı getirdi. Kendi içinde de birtakım zorlamalara sebep oluyordur belki ama her şeye rağmen Kemal Bey üç başörtülü hanımı aday gösteriyor. Mesela Sivas’ta Yazıcıoğlu’nun oğlu, İstanbul’da cami müezzinini göstermesi önemli. Bu tip girişimlerde bulunması ister istemez kendisine olan güveni başka kesimlerde de artırıyor.