Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, bugün TKP’nin Sesi’nde yayınlanan “Haftaya Bakış” programında, arkalarına NATO, ABD, Avrupa, cemaat ve sermayeyi alanların bu ülkeyi değiştiremeyeceğini vurguladı.
“Türkiye solunu CHP’ye mahkum, halkı seçeneksiz sananlara hodri meydan!” başlıklı bölümde, karamsarlık ve umutsuzluğun hızla yaygınlaştığını gözlemlediğini aktaran Okuyan, “Bu ülke, AKP karşısında gerçek bir seçeneğin ortaya çıkmaması için elinden geleni yapanlar sayesinde bu hale geldi. Bu ülke NATO’culuğa, Amerikancılığa, Avrupacılığa, fonculuğa bulaşarak hatta cemaatlerden medet umarak AKP’yi alt etmeyi düşünen sözde muhalif, sözde devrimcilerle bu hale geldi” dedi.
Okuyan, İYİP’in CHP’nin yerel seçimlere ilişkin iş birliğini teklifini reddetmesine ve CHP’nin seçim stratejisine dair “Şimdi CHP ne yapacak, yüzünü sola dönecek. Ne güzel ya, Zafer Partisi ile olmadı, DEVA, Gelecek, Davutoğlu, Babacan tayfası kaçtı gitti, hadi solculuk yapalım. Nasılsa Türkiye solu CHP’ye mahkum” yorumunda bulundu.
Türkiye’de çaresiz bırakılan insanlara, umutsuzluğa düşürülen insanlara bir kez daha “makyajlı CHP” zokasını yutturmak isteyenlere anlayış göstermeyeceklerinin altını çizen Okuyan, “Bu alçak düzen bütün dünyada 150 yıldır ne yapıyor , devrimcileri kendi ağına düşürmek ve halkı çaresiz bırakmak için bize kendi siyaset anlayışını dayatıyor. Biz de diyoruz ki onlara, hodri meydan” ifadelerini kullandı.
Okuyan’ın programdaki konuşması şöyle:
BU ÜLKE BU HALE NASIL GELDİ
“Biraz canım sıkkın, açıkçası öfkeliyim de. Çünkü anlamıyorum gerçekten, herkes de bir karamsarlık var. Gördüğüm, rastladığım solcular da dahi ya AKP belediyeleri alırsa kaygısı var. Herkes bundan söz ediyor. Birkaç gündür tesadüf mü bilemedim, memleketin bütün karamsarları beni mi takip ediyor, yoksa bu karamsarlık ve umutsuzluk hızla yaygınlaşıyor mu? Bunu bilmiyorum gerçekten de. Sanıyorum İYİ Parti’nin aldığı İdare Kurulu kararı etkili oldu çünkü İYİ Parti, CHP’yi desteklememe kararı verince çok az belediyeyi alabileceği konuşuluyor her yerde.
Dün bir harita yayınlandı, haritada İYİ Parti-CHP iş birliği olmadığı takdirde yerel seçimlerde sonuç ne olur diye, en azından büyükşehir ve diğer kentlerde belediye başkanlıklarında harita gerçekten de ürkütücü. Ben de baktım haritaya, karşınıza aldığınızda haritayı haritanın sol tarafında birkaç kent, sağ tarafında birkaç kent, gerisi silme AKP-MHP ittifakı. Yani, baktığınız zaman ülkeyi AKP’ye boyamışsınız gibi, birkaç yerde de boya yetişmemiş sanki. Şimdi bu tablo, korkutucu mu düşündürücü mü? Bu soruya yanıt vermek için bir başka soruyu sormamız gerekiyor kendimize. Bu ülke bu hale nasıl geldi?
ŞİMDİ CHP NE YAPACAK, YÜZÜNÜ SOLA DÖNECEK
Eminim, söyleyeceklerimi dinlemek istemeyenler vardır ama gerçeklerden kaçma şansımız yok. Bu ülke nasıl bu hale geldi? Bu ülke, AKP karşısında gerçek bir seçeneğin ortaya çıkmaması için elinden geleni yapanlar sayesinde bu hale geldi. Bu ülke, örneğin 2014’te Ekmeleddin kepazeliğine ses çıkarmayanların yol açtığı yılgınlık yüzünden bu hale geldi, bu ülke NATO’culuğa, Amerikancılığa, Avrupacılığa, fonculuğa bulaşarak hatta cemaatlerden medet umarak AKP’yi alt etmeyi düşünen sözde muhalif, sözde devrimcilerle bu hale geldi. Yahu, NATO bu ülkede iktidar, cemaatler bu ülkede iktidar, büyük sermaye bu ülkede iktidar. Yani biz şaka mı yapıyoruz, ne yapıyoruz? Bunları arkanıza alarak nasıl bu ülkeyi değiştireceksiniz?
Bu ülke, yine örnek vereceğim İmamoğlu denen sağcı patronu sol adına kahramanlaştıranların sorumsuzluğuyla bu hale geldi. İmamoğlu’na Amerikan projesi dediler, bir hafta sonra değişimci kesildiler şimdi İmamoğlu’nu destekliyorlar. Onlar yüzünden bu hale geldi. Bu ülke solculuğu popülizmle, medya soytarılığıyla, düzen içi pazarlıkla kirletenler sayesinde bu hale geldi. Bunların sesi gür çıkıyor çünkü bu ülkede toplumun nabzını elinde tutanlar yani Türkiye’de insanların algısını yönetenler, bu beceriye sahip olanlar, parayı elinde tutanlar, gerçek bir tepkinin, gerçek bir seçeneğin ortaya çıkmaması için uğraşıyorlar. Şimdi, bütün bunlardan sonra yine panik başladı. İYİ Parti, Meral Akşener kapıyı çarptı gitti. Şimdi CHP ne yapacak, yüzünü sola dönecek. Ne güzel ya, Zafer Partisi ile olmadı, DEVA, Gelecek, Davutoğlu, Babacan tayfası kaçtı gitti, hadi solculuk yapalım. Nasılsa Türkiye solu CHP’ye mahkum.
AKŞENER MASADAN KALKTI TKP’DEN RANDEVU TALEP EDİLDİ
Bir şey anlatmak istiyorum, böyle şeyleri konuşmayı pek sevmeyiz ama bu konuştuklarımızı çok iyi anlatıyor. Meral Akşener’in o ünlü altılı masadan kalktığı sırada, o gün geç vakitte benim telefonum çaldı, Genel Başkanımız yarın sizi ziyaret etmek istiyor, Kılıçdaroğlu’nun bir danışmanı veya sekreteri arıyordu. Randevu talep ediyorlardı. Benim de ertesi gün deprem bölgesinde bir programım vardı. Ayrıca bayram değil, seyran değil öyle hemen yarına plan yapacak kadar falan böyle şeylerden biz pek hoşlanmayız. Dolayısıyla bir gün sonrası için yapılan bir görüşme davetini biz zaten kabul edemezdik ama hafta içi şu günler bizim için uygun, o günlerde görüşebiliriz dedik. Görüşsek ne olacak, görüşme talebi onlardan geldi, dinleyeceğiz biz de sözümüzü söyleyeceğiz. Biz size geri döneceğiz, tarihi o zaman netleştirelim dediler, geri dönmediler çünkü Akşener masaya geri döndü. Durum budur.
GÖREVİMİZ TÜRKİYE’DE DOLU AYAĞA KALDIRMAK
Türkiye solunu CHP’ye mahkum sanıyorlar. Başkasını bilmeyiz ama biz CHP’ye mahkum falan değiliz. Daha ötesini de söylemek istiyorum. Açık ve net bir biçimde, solu burjuva siyasetinin mezesi getirme girişimlerini hem püskürtürüz hem rezil ederiz. Biz, Türkiye’de sözünü ettiğim haritaya bakıp korkmayız sadece üzülürüz, görev çıkarırız. Görevimiz var bizim. Görevimiz, Türkiye’de solu ayağa kaldırmak. Düzen içinde köşe kaparak değil, düzen siyasetinin saçtığı kırıntılara tamah ederek değil, tribüne oynayarak değil, Türkiye gerçeğine müdahale ederek. Peki, bu müdahale nasıl olur? Bir kere bu müdahale her şeyin önünde açık sözlülükle, dürüstlükle olur. Bu müdahale tutarlılıkla olur, bu müdahale örgütlülükle, örgüt kültürüyle olur. Bu müdahale, dünya ve ülkede olup bitenleri sağlıklı bir biçimde izleme yeteneğiyle olur, doğru sonuç çıkarmakla olur, birikimle olur, ekiple olur, kadroyla olur, uluslararası alanda insanlığın eşitliği için, emperyalizme karşı, sömürüye karşı mücadele eden güçlerle açık ve eşit ilişkiyle olur.
Efendim; Batılı devletlerden, parlamentodan, vakıflardan bütün bunlardan medet olarak olmaz, bunlardan uzak durarak olur. Bu müdahale, sosyalist devrimi ertelenemez bir görev olarak görerek olur. Bu müdahale, Cumhuriyetçilikle ve bu ülkedeki Cumhuriyetçi birikimi ayağa kaldırma iradesiyle olur. Sonra bu müdahale, işçi sınıfı devrimciliğini kimlikçilikle boğmaya kalkanlara prim vermeyerek olur. Bu müdahale, Kürt emekçilerinin eşitlik ve özgürlük arayışını Türkiye’nin laik, bağımsız, egemen bir ülke olması için süren mücadelenin parçası haline getirerek olur. Bu müdahale, CHP tabanını CHP içinde durmakta inat eden solcu siyasetçileri uyararak olur.
Sevgili dostlar; bugün gelinen noktada Türkiye’de çaresiz bırakılan insanlara, umutsuzluğa düşürülen insanlara bir kez daha “makyajlı CHP” zokasını yutturmak isteyenlere anlayış göstermeyeceğiz. Yaklaşan seçimlerde her yerde, her fırsatta, gücümüz oranında komünist seçeneği güçlendirmek için kolları sıvıyoruz. Kısa bir süre sonra komünist belediyecilikle ilgili programımızı, seçim stratejimizi açıklayacağız. Biz kazanmak için her şeyi yapmayacağız, biz kendi değerlerimiz ve kendi programımızla kazanmak için her şeyi yapacağız ve mutlaka kazanacağız. Çünkü değerlerimizi, programımızı, ilkelerimizi, kendimize ait olanları bir kenara koyarak kazanmaya kalktığımızda ya da kazandığımızı zannettiğimizde biz değil başkaları kazanıyor. Bu alçak düzen bütün dünyada 150 yıldır ne yapıyor , devrimcileri kendi ağına düşürmek ve halkı çaresiz bırakmak için bize kendi siyaset anlayışını dayatıyor. Biz de diyoruz ki onlara, hodri meydan.”