CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de apartman görevlileri ile bir araya gelerek, “Sayınız bir milyonun üzerinde ama örgütlü değilsiniz. ‘Bizim sorunlarımızı çözecek siyasi partiye oy vereceğiz’ dediğiniz an bütün siyasi partiler size bakar” önerisinde bulundu. Kılıçdaroğlu, kamu kurumlarında çok maaşlı bürokratlar olduğunu belirterek, “Devlet ne zaman arpalığa döndü? Siz bu soruyu soracaksınız. Adil düzen bu mudur? Açlık sınırı altında asgari ücret olur mu? Nereye gidiyor bu paralar, bu vergiler” diye sordu. Daha önce kullandığı “Dostlarımızla birlikte iktidar olacağız” ifadelerini anımsatan Kılıçdaroğlu, “‘Benim dostlarım apartman görevlileri, taşeron işçiler, çiftçiler, fabrikada çalışan işçiler… Ben ağaların, beylerin dostu değilim, onlar da zaten beni dost olarak görmezler” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Ekim depremi ile ilgili bilgi aldığı ve bir dizi görüşme yaptığı İzmir’de son olarak apartman görevlileri ile bir araya geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan buluşmada, Kılıçdaroğlu apartman görevlilerine şöyle seslendi:
ÖRGÜTLENDİĞİNİZ SÜRECE GÜÇLÜSÜNÜZ: Anayasamız der ki ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Demokrasi, herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği rejimin adıdır. Laiklik, herkesin inancı kendisine aittir ve saygı göstereceğiz. Allah ile kulun arasına kimsenin girmediğinin adıdır. Sosyal devlet fakirin fukaranın yanında duran devlettir. Hepiniz ciddi bir deprem yaşadınız. Hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlar oldu. Ama bütün Türkiye, sizin yanınızdaydı. ‘İnşallah can kaybı olmaz’ diye başladık sözlere. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyoruz. Bazı vatandaşlarımız hala tedavi görüyor. Bir an önce evlerine dönmelerini istiyoruz. Bir şeyi unutmayalım; her zaman, her yerde, her ortamda vatandaşın yanında oluruz. Özellikle fakir fukaranın yanında oluruz. Hiçbir politikacı sizi hatırlamaz bile. Ama bu kardeşiniz ‘apartman görevlileri ne oldu?’ dedi. Sizin yeri geldiğinde 24 saat çalıştığınızı biliyorum. Hangi koşullarda çalışıyor bu insanlar diye baktı mı? Sayınız bir milyonun üzerinde ama örgütlü değilsiniz. Siyasette hakkınızı ben savunacağım, ama siz de hakkınıza sahip çıkacaksınız. Tek tek mücadele etmenin sizin için pahalıya mal olduğunu biliyorum. Apartman görevlisi bir kadın ‘benim sigortam 15 gün yatıyor ama korkuyorum, söylemiyorum’ Haklı mı haklı. ‘Ben nasıl geçineceğim’ diyor. Birlik olmanın gücü burada yatıyor. Örgütlenin, birlik olun, hakkınızı arayın. Siz örgütlendiğiniz sürece güçlü olursunuz. ‘Bizim sorunlarımızı çözecek siyasi partiye oy vereceğiz’ dediğiniz an bütün siyasi partiler size bakar. Ben böyle görmek istiyorum. Hakkını arayan apartman görevlileri. Bu ülkede talan değil adalet düzeni olsun diyorsanız birlikte olacağız.
KIDEM TAZMİNATI HAKKINIZ: Taşeron işçileri daha önce hiç dile getiriyorlar mıydı? Bir buçuk milyon taşeron işçi vardı. Her ortamda ‘taşeron işçilere kadro vereceğiz’ dedik. Ne yaptılar? Taşeron işçilere kadro vermek zorunda kaldılar. Sesinizi çıkarın, ‘bize kadro vermeyen siyasi partiye oy vermeyeceğiz’ dediler, kadrolarını aldılar. Siz de alın teri döküyorsunuz, çalışıyorsunuz, üretiyorsunuz. COVİD-19 var sokağa çıkma yasağı var, apartman sakinlerinin insanlarını apartman görevlileri karşılıyor. Maske bulamayan apartman görevlisi var. Ben sizin sorunlarınızı tamamen biliyorum. İçinizde kaç kişi kıdem tazminatı alıyor? Kıdem tazminatı sizin de hakkınız.
DEVLET NE ZAMAN ARPALIĞA DÖNDÜ: Deprem yaşandı. Belediye başkanlarımız burada. Kendileri adayken ilk söylediğim şey, ‘hiçbir ayrım yapmayacaksınız ama bir mahalle yoksul ise oraya daha fazla hizmet götüreceksiniz.’ Doğru muyum? Doğruyum. Haklı mıyım? Haklıyım. Türkiye’nin içine sıkıştığı cendereden kurtarmamız lazım. Biri milletvekili maaşı alıyor, birinci yönetim kurulu aylığı alıyor, ikinci yönetim kurulu aylığı alıyor, üçüncü yönetim kurulu aylığı alıyor, dördüncü yönetim kurulu aylığı alıyor. Allah gözünüzü doyursun. Devlet ne zaman arpalığa döndü? Siz bu soruyu soracaksınız. Niye sormuyorsunuz? Adaletsizlik değil mi? 10 milyonu aşkın işsiz genç var. Adil düzen bu mudur? Hepimizin yeniden uyanması lazım. Kabusu aşmamız lazım. Önüne konan takozlar var, Türkiye’nin bu takozlardan kurtulması lazım. Siz CHP’ye oy verseniz ve vermeseniz de ben sizin hakkınızı savunacağım, bu benim namus görevim.
‘OY VERMEM’ DİYECEKSİNİZ: Apartman görevlisinin bende hakkı vardır. Onun hakkına sahip çıkmazsam bırakın siyasetçiyi insan olarak görev yapamam. Devleti adalet ile yöneten bir anlayış istiyoruz biz. Herkesin aşı herkesin işi olmalı. Türkiye’ye bakın. Saman ithal ediyoruz niye? Bu ülkede tarla mı yok, su mu yok? Açıklama yapıyorlar, ‘gençler iş beğenmiyor.’ On binlerce kişi iş arıyor. İktidarı belirleyecek kişi sizlersiniz. Sizin hakkınızı teslim ediyorlarsa gidin oy verin, itirazım olmaz. Vermiyorlarsa, ‘benim hakkımı savunmuyorsan, oy vermem’ diyeceksiniz.
AÇLIK SINIRI ALTINDA ASGARİ ÜCRET OLUR MU?: Bizim belediyemiz hizmet veriyor, engelliyorlar. İntikam duygusuyla hareket ediyorlar. Belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim, ‘asla şikayet etmeyeceksiniz, şikayet etme zamanı değil, halka hizmet etme zamanı.’ Depremzedelerle, belediye başkanlarımız ile konuştum. Dayanışma kültürünün olduğu yerlerde her türlü acıyı aşarız. Herkesin huzur içinde yaşadığı Türkiye kadar değerli bir şey var mı? Apartman görevlisi de devlet memuru da daire başkanı da görevini yapacak, hak ettiği ücreti alacak? Açlık sınırı altında asgari ücret olur mu? Nereye gidiyor bu paralar? Siz aldığınız her ürün için vergi verirsiniz. Nereye gidiyor bu vergiler? Milyonlar açlık sınırının altında aylık alıyor. Size hesap veriyorlar mı?
BU İŞİN PARTİSİ YOK: Dün bütçe görüşmeleri vardı. Yatırımlar şuraya yapılacak diye bir şey söylendi? Hayır. Ahkam kesildi o kadar. Bir iktidarın başarısı, yarattığı istihdamla ölçülür. 18 yıl iktidarda olacaksın, 10 milyon kişi işsiz. Nasıl oluyor? Vatandaş vergisini verdi. Kahveciye ‘dükkanını kapat’ dediler, kapattı. Nasıl geçinecekler? Onu geçindirmek zorunda olan devletin adı sosyal devlettir. Biz devlete devlet ana deriz. Vatandaşa anne şefkatiyle yaklaşır. Kemal Tahir bunun için yazmıştır. ‘Dükkanı kapat’, ‘eyvallah.’ ‘Aç kalacaksın üç ay.’ Bütün bunları düşünmek zorundayız. Bu işin A partisi B partisi yoktur.
BENİM DOSTLARIM APARTMAN GÖREVLİLERİ: En azından ben geçinebilmeliyim. Benim çoluk çocuğum da iyi okullara gitmeli. Gelirim düşükse devlet elimden tutmalı. Bunlar yapılmıyor. ‘Ben dostlarımızla birlikte iktidar olacağız’ dediğimde ‘vay kim senin dostların?’ ‘Benim dostlarım apartman görevlileri, taşeron işçiler, çiftçiler, fabrikada çalışan işçiler… Ben ağaların, beylerin dostu değilim, onlar da zaten beni dost olarak görmezler. 21. yüzyıl Türkiye’sinde açlıktan çocuk mu ölür? İktidar sahipleri mütevazi yaşamak zorundalar. Hiçbir Osmanlı padişahının on tane sarayı olmamıştır. Bir de uçan sarayı var. Kimin parasıyla? Milletin cebinden ödediysen olmaz o iş. İsraf haramdır. Müslüman geçinenler biliyor da niye bu israf? Bunu siz de sormak zorundasınız ben de sormak zorundayım.
SAHİP ÇIKMIYORLAR: Bunu bütün arkadaşlarınıza anlatın. ‘Kılıçdaroğlu dostlarımla iktidar olacağım, dostlarım apartman görevlileridir’ dedi. Sahipsizlerin iktidarı. Sahip çıkmıyorlar. Bu ülkede birinin sorunu varsa siyaset kurumu onu çözmek zorundadır. Ne diyor Mustafa Kemal, ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.’ Büyük acılar yaşadığınızı biliyorum. Yeni iş arayanlar var onu da biliyorum. Arkadaşlarıma söyledim, ‘sorunlarının tamamına sahip çıkın, yalnız bırakmayan, kimse kendini sahipsiz hissetmesin.’ Biz bunu yapacağız.