Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan satır başları:
14 MART TIP BAYRAMI
Sağlık çalışanlarımızın talepleri karşılanmadı. Bir kişinin hayatını kurtarmak için hayatını kaybeden kişiye sağlık çalışanı denir. Bütün sağlık çalışanlarına minnet borçluyuz. Pandemi sürecinde 387 sağlık çalışanımız hayatını kaybetti. Onlar içinde bulunduğumuz dönemin mutlaka meslek hastalığı sayılmasını istediler ama iktidar bu görevi yerine getirmedi. İlk seçimde iktidar olduğumuzda bunu gerçekleştireceğiz.
MUHTARLARA PERSONEL GÖREVLENDİRMESİ
Muhtar ayrılıp gittiği zaman kapıyı kapatmak zorunda. Vatandaş muhtara ulaşamıyor. Aldığı aylık kesiliyor. Ama çözeceğiz. Muhtarlar bu sorunları çözeceğimizi gayet iyi biliyorlar. Muhtarlığı demokrasının en önemli taşlarından biri haline getireceğiz.
İFLAS EDEN ÖĞRENCİ YURTLARI
Yurtlar perişan vaziyette. 2020’nin Mart’ından bu yana bir lira dahi kazanmış değiller. Bütün yurtlar kapalı. Öğrenciler dışında kimse burayı kullanamaz yasak. 11 bin 500 kişi işsiz kalacak. Bu sadece Ege bölgesindeki yurtlar için geçerli. 13 Mart itibariyle 435 yurdun kapatıldığını söylediler. Çünkü insanlar iflas ediyor ve geçinemiyorlar.
“KAPIKÖY SINIR KAPISI NEDEN KAPALI?”
Ben Uşak’ta, Manisa’da ve İzmir’deyken diğer arkadaşlarım da Van’daydı. En temel sorunları Kapıköy Sınır Kapısı açılmıyor diyorlar. Pandemi dolayısıyla kapalıysa Habur Sınır Kapısı, Kapıkule Sınır Kapısı açık. Acaba bilinçli olarak mı kapatıyor hükümet Vanlıları cezalandırmak için diyorlar. Yarın önünüze sandık gelecek. Kapısını açmayan iktidara ders vererek oyu kullanacaksınız. O zaman ben de sizi alkışlayacağım.
“ATATÜRK PORTRESİNİ ALAMAZSINIZ”
Aramızda Bozkurt Belediye Başkanımız var. Haciz uygulandı. Koltuğu, sandalyeleri masası haczedildi. AK Partili kardeşimizin döneminde bir kaza oluyor, dava açılıyor, 600 bin lira tazminata mahkum ediliyor. AK Partili avukat giriyor devreye giriyor. taksitle ödeyemezsiniz diyor. Masayı sandalyeyi alırsınız ama Atatürk portresini alamazsınız diyor. 6 şiddetinde deprem oldu.
“ERDOĞAN, ANDIMIZIN HANGİ CÜMLESİNDEN RAHATSIZ, AÇIKLASIN”
Erdoğan 2013 yılında bölücü terör örgütü ile masaya oturdu. Onların şartı Andımız’ı kaldıracaksınız. MEB, Erdoğan’ın talimatı ile Andımız’ı kaldırdı. Türk Eğitim Sen, Danıştay’a dava açtı, yönetmelik değişikliğinin iptalini istedi. Danıştay, MEB’in kararı doğru değil, değişikliği onaylamıyorum dedi. Andımız’ın okunması gerekiyordu.
Bunun üzerine bana soruldu, açıklamamda şöyle demişim; Eskiden beri okunuyor Andımız. Erdoğan’ın Danıştay hakimlerini azarlayarak meydan okuması insanın ağrına gidiyor. Hakim çıkış konuşamaz, kararları ile konuşur. Danıştay kararlarını vermiştir. Yerinde bir karardır, karara uyulması lazım, yani Andımız’ın okunması lazım. Danıştay Genel Kurulu’nda Erdoğan’ın istediği şekilde karar çıkacaktır, bunu bir kenara yazın diyorum, 2018 yılında.
“BAHÇELİ’YE SESLENİYORUM”
Andımız konusu, doğruluğu, sevgiyi, saygıyı çocuklara anlatıyor. Danıştay İdari Davalar Dairesi kararı verdikten sonra, ben daha önce şu çağrıyı yapmıştım, Andımız’ın hangi cümlesinden rahatsızsın çık millete bunu anlat demiştim. Bunu söyledim, 2013’te, 2021’e geldik bu soruma cevap alamadım. Ben bütün kardeşlerime seslenmek istiyorum. Bahçeli’ye de seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan, Andımız’ın hangi cümlesinden rahatsızdır? Çıkıp açıklasın. Ben tahmin ettiğime göre Bahçeli’nin de etmesi lazım. Andımız’ı Cumhur İttifakı kaldırdı. Sayın Bahçeli, Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı muhatap alıyorsa muhatap aldığı yer yanlıştır. Sen Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı suçluyorsun. Andımız’ın okunmasını istiyorsan, açarsın Erdoğan’a telefon, bu ant okunmadan tekrar bir araya gelemeyiz dersin. Ben ülkemi, bayrağımı seviyorum, Andımız’ın okunmasını istiyorum dersin.
KILIÇDAROĞLU’NUN EKONOMİ REÇETESİ
10 milyon işsizimiz, pazar artıklarından beslenen kadınlarımız, çocuklarımız, siftah yapmayan esnafımız var. Büyük bir nuhranın içindeyiz. Ekonomik Buhran’dan nasıl çıkarız diye basın toplantısı yaptık. Nasıl çıkılacağını anlatmaya çalıştık. Tık yok, herhangi bir yorum da yok. En sonunda Erdoğan ekonomi reformları tanıtım toplantısı yaptı. Biz de herkes gibi bekliyorduk. Dağ fare doğurdu. Beklenen olmadı. Yapamayacaklarını gayet iyi biliyordum. 2002’den bu yana toplam 23 reform paketi açıkladılar. Açıklanan her reform paketinden sonra işsizlik arttı, döviz tutulamadı. Türkiye’nin sorununu bunlar çözemezler, Türkiye’nin sorunlarını çözme kapasiteleri yok. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eski kalkınma planlarından, programlardan cümleleri kopyalamışlar, alt alta yazmışlar. Ekonomi böyle düzelmez.
Nasıl yapılacağını anlatacağım:
1. İktidar olduğumuzda kamuda israfa derhal son vereceğiz.
Bütün bakanlıklar ve kamu kuruluşları kendi binalarında oturacak. Yandaş için mi kira veriyorlar? Araba saltanatına son vereceğiz. Fakir fukaranın açlıktan nefesi kokuyor bunların altında lüks araba var. Döviz garantili işler ivedilikle Türk lirasına çevirelecek. Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Bütün kamu ihalelerini canlı yayınlayacağız. Bizim belediyelerin yaptığı gibi. 100 liralık işi 1000 liraya yaptırmayacağız.İsrafın ve yolsuzluğun kaynağı olan kamu ihale kanunu değiştireceğiz. Vatandaşı iliğine kadar sömüren Özelleştirme Kurumlarını kapatacağız. Kamulaştıracağız. 600 milletvekili var. 450 neyine yetmiyor. 600’ün yarısı el kaldırıp indirmekle meşgul. El kaldırıp indiren adamlara fakir fukaranın parasından ödemeyeceğiz. Saray’da şatafata son vereceğiz. Devleti yöneten örnek olacak topluma. 50 bin avroluk çantayla gezerseniz devlete güvenmezsiniz. Devlet de size güvenmez.
2. Herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Yargının bağımsızlığını sağlayacağız. Bir partinin genel başkanı mahkemeye hakim tayin edemeyecek. Andımız’da gördük ne olduğunu. Devleti yönetenler mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edemeyecek. Demokrasiyi getireceğiz. Seçimle gelen seçimle örnek olacak. Tüm Müslüman ülkelere ve mazlum ülkelere örnek olacağız. Benzerini biz de yapacağız diyecekler. Can ve mal güvenliğinin olduğu yere yabancı sermaye gelir. Yatırım yapmak için değil vurgun için geliyorlar.
3. Devlet yönetiminde liyakat olur. Devletin kadrolarına eş, dost, partili, akraba atanmayacak. Bu rezaletlere son vereceğiz. Rüşvet alandan büyükeçi olmaz. Hırsız Türk bayrağı taşıyor. Hiç mi onur yok sizde?
4. Kuruluş kanununa göre bağımsız kurumlar var. Bu kurumlara müdahale olmayacak. Fiyat istikrarına kilitlenecekler.
5. Devleti yönetenlerin iç borçlanmada işledikleri ilk günah bizim yönetimimizde olmayacak. Kendi vatandaşınızdan Türk lirasıyla borçlanırsanız bunun adı iktisatta ilk günahtır.
6. Bir Anayasal kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konsey’e işlev kazandıracağız. Rahmetli Ecevit’în bu ülkeye getirdiği en önemli kurumlardan bir tanesi. Ekonomi Koordinasyon Kurulu kuracağız diyorlar. Varolan kurumu bir daha kuruyorlar.
7. Bütçe disiplinini tam sağlyacağız. Ne demek bütçe dışında fon. Bir ayıptan Türkiye’yi kurturacağız. Duyunu Umumiyeyi çağrıştıran Borçlar Genel Müdürlüğü’nü kapatacağız. İnsan utanır ya. Devlet o kadar borç aldı ki yönetemiyor. Osmanlı’nın son dönemindeki Duyunu Umumiye gibi.
8. TBMM’de kesin hesap komisyonu kuracağız. Geçen yılın bütçesinin hesaplarını muhalefet partisine vereceğiz. Komisyon başkanlığı ana muhalefette olacak. 5 kuruşun hesabını vermekten onur duyacağız.
9. Ulusal Vergi Konseyi kuracağız. Vergiyi en çok asgari ücretliler ödüyor. Bu ayıptan da Türkiye’yi kurtaracağız. Asıl vergiyi ödemesi gerekenler faiz baronları.
10. TBMM adına denetim yapan bir kurum var. Vatandaşın ödediği bütün vergileri Sayıştay denetler. Sayıştay’ın evrensel ölçülerde denetim yapması lazım. Sayıştay’ın mali raporu TBMM’ye gelmeden bütçenin görüşülmemesi lazım. Ve Sayıştay, Türkiye’nin en büyük kurumlarını bünyesinde toplayan Türkiye Varlık Fonu’nu denetleyemiyor. Yani TBMM bu kadar büyük bir potansiyeli denetleyemiyor. Tamamını bütçenin içine alacağız. Sayıştay’ın da evrensel ölçütlerde denetim yapmasını sağlayacağız.
11. Kaynakların en verimli ve güzel kullanılmasını sağlamak amacıyla mutlaka bir Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Bunlar kalktılar Devlet Planlama Teşkilatı’nı kapattılar. Ordaki insanların tamamını da sağa sola sürdüler. En yetişmiş beyinler. Stratejik Planlama Teşkilatı’nı kesinlikle kuracağız. En nitelikli insanları oraya alacağız. Varolan kaynaklar en verimli ve en çok kalkınmamıza hizmet edecek alanlarda kullanılacaktır.
12. Türkiye siyasetini kirlilikten arındıracağız. İhale takipçisi milletvekili olmaz. Milletvekilinin temiz ve ahlaklı olması lazım. Bir merkezden talimat almaması lazım. Siyasi ahlak yasasını mutlaka ama mutlaka çıkaracağız. Siyaset ahlaklı insanların alanı olacak. Siyasetçi yalan söylemeyecek milletine. Doğru neyse onu ifade edecek.
Erdoğan, 12 Şubat 2021’de açıklama yapıyor. “Milli Eğitim Bakanlığı 2 milyonu aşkın tablet dağıttı” diyor. İnanacaksınız tabii, koskoca Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyor, devletin bütün bilgileri ona geliyor. 2 milyondan fazla tablet dağıtılmışsa bunun doğru olması lazım. Bizim arkadaşımız Ömer Fethi Gürer, bir önerge vermiş. “Kaç tablet dağıttınız?” diye sormuş. 15 Ocak 2021’de cevabı gelmiş; “359 bin 120 tablet dağıttık.” Arada 1 milyon 600 bin fark var. Devletin en tepesindeki adam kendi halkına yalan söyler mi?
13. İzlenen kavgacı ve İhvan politikasını tamamen değiştireceğiz. Kavga etmediğimiz kimse kalmadı. Esnaf, sanayici, kamyoncu, ihracatçı, ithalatçı zarar görüyor. Mısır’la niye kavga ettin? Mısır’ın içişlerine karışmak senin neyine? Onlar İhvan’ı terör örgütü ilan etmiş. Sen baş tacı ediyorsun. Şimdi yalvarıyorsun. Devletler Saray’dan yönetilmez. Akılla bilgiyle yönetilir. Kin ve nefretle yönetilmez. Dış politika ülkelerin çıkarlarıyla inşaa edilmez. Dün söylediğini bugün geri alıyorsan devleti yönetemiyorsun demektir.