İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuşuyor.
Meral Akşener, 104 emekli amiralin Montrö bildirisi üzerine yaptığı “Zevzeklik” yorumu üzerine “Kim ne der kim ne düşünür diye düşünmeden hakkın ve hakikatin yanında durduk” dedi. Akşener “Bugün, vesayete kafa tutuyormuş gibi yapanlar, 28 Şubat’ta masaların altına saklandığında da, biz yine dimdik duruyorduk” diye konuştu.
Emekli amirallere seslenen Akşener, “Türkiye’ye dair endişeleri olanların, bu endişeleri, zamanını ve zeminini doğru ayarlayarak dile getirmelidir” diye belirtti. Akşener devamında, “Vesayetin üniformalısına da cübbelisine de karşıyız” ifadelerini kullandı.
Çin Büyükelçiliği tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş ve kendisinin hedef alınması üzerine konuşan Akşener, “Birader bunun anlamı ne? Çin tarafı haklı tavrını saklı tutuyor. Buyur buradan yak. Birader buyur bekleriz. Bak sen hele. Adresimiz bellidir. Bizim herhangi bir ülkenin egemenliği ile ilgili sorunumuz yok. Ama Çin’in Uygur kardeşlerimize yaptığı zulümle ilgili çok büyük bir sorunumuz var” diye konuştu.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Siyaset olanı biteni okuyabilme, gerçeği gösterebilme sanatıdır. Yaşananları doğru analiz etmek yetmez, akıntıya karşı kürek çekmeyi de gerektirir. O yüzden siyaset dürüstlük, kararlılık ister. Biz kutlu millet davasının neferleriyiz. En büyük gücümüz de milletimize asla yalan söylememek, hakikatten ayrılmamaktır. Şahsi menfaat hesaplarıyla değil, millet yolunda siyaset yapanlar hakkı söyler, hakikati söyler.
Son dönemde bir modadır aldı başına gidiyor, gece vakti ortalığı karıştırma modası… İstifa eden bakan mı dersiniz, görevden alınan bürorat mı, feshedilen anlaşmalar mı dersiniz… Gece uykusu kaçan ne yapsam da ortalığı karıştırsam diye iş başına geçiyor, bedelini ödemek de milletimize düşüyor. Bu modanın son örneği olarak Cumartesi gece yarısı 104 emekli amiral bir bildiri paylaştılar. İktidar darbe edebiyatıyla 4 gün daha milletin dertlerini konuşmaktan kurtuldu. Salı günleri partisinin grubunda konuşacak grubunda konuşmakta zorlanan küçük ortağa yeni bir malzeme çıktı. Millet iradesinin gasp edildiği, getirdikleri kanun reddedildi ya, dünden itibaren görüşmeye açılan kanunla ilgili tutumlar, konuşmalar, farkındalar ortadan kalktı. Kanunu konuşanlar var mı? Bunun milli irade gaspı olduğunu…
‘Biz söz de karar da milletindir’ diyenleriz. Vesayetin üniformalısına da, cübbelisine de, lacivert takımlısına da karşı durduk. Durmaya devam edeceğiz. Millet seni oraya sarayda sefa sür diye oturtmadı. Allah aşkına bir kez olsun eşin, dostun, yandaşın yerine milletimize faydan olsun.”
“İKTİDARIN DEĞİRMENİNE SU TAŞIMAYIN”
“Türkiye’nin bunca sorunu varken, milletimiz siyasetçilerden çözüm talep ederken, Cumhur İttifakı’nın oyları her ay düşerken, kimsenin çıkıp da iktidarın değirmenine su taşımasına, milletinden tamamen kopmuş bitik siyasetine can suyu vermesine müsaade edemeyiz, etmeyeceğiz. Kimse de kusura bakmasın. Bu işler böyle yapılmaz. Ülkeye dair kaygıları olanlar bireysel olarak her platformda ya da STK şemsiyesi altında görüş ve önerilerini açıklayabilirler ancak bunu gizemli gece yarısı bildirileriyle yapamazlar. Yapanlar da karşılarında bizi bulurlar. Biz söz de karar da milletindir diyenleriz. Dün 28 Şubat karanlığında da böyleydi, 27 Nisan gecesi de böyleydi, bugün de böyleydi. Vesayetin cübbelisine de, üniformalısına da lacivert takımlısına da her zaman karşı durduk, durmaya devam edeceğiz. Biz hürriyetin ve istikbalin partisiyiz.”
BAHÇELİ’YE YANIT
“Nedense bu bildiriyle ilgili duruşumuza AK Parti değil, küçük ortağı daha çok bozulmuş. Sayın Erdoğan teşekkür etti diye olsa gerek, küçük ortak köpürdükçe köpürdü. AYM’den sonra hızını alamayıp yakında Deniz Kuvvetleri’nin de kapatılmasını isterse şaşırmayın. Allah Sayın Erdoğan’a sabır versin, çok içtenlikle yapıyorum bu duayı. Dün şerefsiz dediğine bugün mübarek deyip, dün mektup yazıp ‘iktidarı uyarın’ diye yalvardıklarına da bugün şerefsiz diyebilen tutarsız duruş ve söylemleriyle ülkeyi germekten başka fonksiyonu olmayan birinin üstünde gereğinden fazla durmak istemiyorum. Ama Sayın Erdoğan’ı uyarmak zorundayım: Sakın ola, öfke kontrol problemi olan küçük ortağının dolduruşuna gelip, bildiriyi yazanlara abuk sabuk cezalar verdirmeye kalkma. Buradaki anahtar kelime ver-dir-me. Sağduyuyla yürüttüğünü zannettiğimiz bu süreci, böyle şaibeli bir yola sokup da milleti huzursuz etme.”
ÇİN’E TEPKİ GÖSTERDİ
“Birader bunun anlamı ne? Çin tarafı haklı tavrını saklı tutuyor. Buyur buradan yak. Birader buyur bekleriz. Bak sen hele. Adresimiz bellidir. Bizim herhangi bir ülkenin egemenliği ile ilgili sorunumuz yok. Ama Çin’in Uygur kardeşlerimize yaptığı zulümle ilgili çok büyük bir sorunumuz var.”
AYRINTILAR GELİYOR…