Çavuşoğlu, dış politikaya dair güncel gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye- Mısır ilişkilerinin normalleştirilmesinde iki ülkenin de herhangi bir ön koşul öne sürüp sürmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
“Herhangi bir ön koşul Mısırlılardan gelmedi. Bizden de herhangi bir ön koşul şu anda gitmedi. Ama yıllarca bağlar kopuk olunca bir günde hiç bir şey olmamış gibi hareket etmek de o kadar kolay olmuyor. Yavaş yavaş görüşerek, bir yol haritası belirleyerek ve o konularda adım atarak oluşuyor. Yıllardır ister istemez bu kadar kopukluk olunca bir güven eksikliği de oluyor. Bu normal, iki tarafta da olabilir. O nedenle belli bir strateji, yol haritası çerçevesinde görüşmeler oluyor, devam ediyor. Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı.”
Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şukri ile daha önce uluslararası toplantılarda denk geldikçe görüştüklerini, iki yıl önce de New York’ta bir araya geldiklerini, 2013’ten bu yana ilişkilerde kopukluk olduğu için ön şarttan ziyade, temasların aşama aşama gerçekleştiğini anlattı.
SUUDİ ARABİSTAN İLE İLİŞKİLER
Çavuşoğlu, “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar’la yeni bir sürece girdiler. Bunun Türkiye’yle de olması, negatif havanın dağıtılması anlamında önümüzdeki günlerde somut gelişmeler olabilir mi, temaslar oluyor mu?” şeklindeki soruya, “Faydası olabilir. Son zamanlarda Abu Dabi’den daha olumlu mesajlar görüyoruz. Türkiye’ye yönelik olumsuz kampanyaların azaldığını görüyoruz. Bizim zaten onlarla hiçbir derdimiz yok ama onların bize yönelik olumsuz tutumları vardı ama daha ılımlı görüyoruz şu anda” cevabını verdi.
Türkiye’nin Suudi Arabistan’la da ikili hiçbir problemi olmadığını, ilişkilerin gayet iyi olduğunu ama gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra onların bu konuyu ikili mesele haline getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Halbuki bu ikili mesele değildi. Bu ölen bir kişi için adalet arayışıydı ve ‘cinayeti işleyenler yargı önünde hesap versin, adalet yerini bulsun’ dedik. Dinimiz de böyle söylüyor. Sonuçta onlar tarafından bir ikili mesele haline geldi bu konu. Biz hiçbir zaman Suudi Arabistan yönetimini de suçlamadık.” değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan’la Kasım 2020’de Nijer’de samimi ve faydalı bir görüşme yaptıklarını belirterek, “O diyaloğu devam ettirme konusunda mutabık kaldık. Arada yazışıyoruz. Suudi Arabistan’la da ilişkilerimizin düzelmemesi için hiçbir sebep yok bize göre. Onlar olumlu adım atarsa biz de olumlu adım atarız. Aynı şey BAE için de geçerli. Bizim derdimiz kimseyle kavga etmek değil” şeklinde konuştu.
SURİYE DEĞERLENDİRMESİ
Katar’ın başkenti Doha’da geçtiğimiz gün düzenlenen Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Suriye konusunda yeni bir üçlü istişare süreci başlatılmasının, Suriye meselesine nasıl katkı sunacağına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Katar’ın, son dönemde özellikle sahadaki insani durum karşısında daha somut adım atmak istediğine dikkati çekti.
Çavuşoğlu, “Katar’ın inisiyatifiyle önce kıdemli memurlar düzeyinde toplantılar yaptık. Daha sonra bunu bakanlar düzeyinde gerçekleştirme kararı aldık ve bugün ilk toplantısını yaptık” diye konuştu.
Böylelikle insani yardımların ulaştırılması ve eğitim konularında adım atılacağına işaret eden Çavuşoğlu, amaçlarının tüm Suriye’ye istikrarın, barışın ve siyasi çözümün gelmesi olduğunu söyledi.
Bu yeni üçlü formatı devam ettirme kararı aldıklarını ve kıdemli memurlar düzeyinde de bu işbirliğinin devam edeceğini söyleyen Çavuşoğlu, bir sonraki toplantının Türkiye’de olacağını bildirdi.
‘TÜRKİYE BAŞINDAN BERİ EV SAHİBİ’
Çavuşoğlu, ABD’nin, Afganistan barış anlaşmasının sonuçlandırılması için Türkiye’nin bir toplantıya ev sahipliği yapması yönündeki önerisi göz önünde bulundurulduğunda, süreçte Türkiye’nin devreye girip girmediği şeklindeki soruya, “Türkiye zaten başından beri devrede. Bu imza törenine çağırılan az sayıda ülkeden bir tanesiydik ve Afganistan’da en önemli aktörlerden biriyiz” yanıtını verdi.
Türkiye’nin, bu müzakerenin her iki tarafının da güvendiği bir ülke olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Hem Taliban, hem müzakere heyeti, yani hükümet tarafı da böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmamızı daha önce bizden istemişlerdi” dedi.
AB’DEN YANIT BEKLİYORUZ
Bakan Çavuşoğlu, “Fransa ve Almanya ile liderler düzeyindeki sıcak temasların bazı eylem planları gibi somut sonuçları olacak mı?” şeklindeki soruya, liderler düzeyindeki görüşmelerin, pozitif ortamın devam etmesinde çok faydalı olduğu şeklinde cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenli olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel’le görüştüğünü anımsatan Çavuşoğlu, Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la yaptığı son görüşmeye ilişkin de “Bugüne kadar Macron’la yaptıkları en pozitif görüşme diyebilirim. Sonuçta istişareleri başlattık. Mesela anlaşamadığımız Suriye konusu var, şimdi Libya var. Diğer taraftan danışmanlar düzeyinde görüşmeler oldu, oluyor.” ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB liderleriyle doğrudan görüşmesinin bazı konularda somut adım atılması için faydalı olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile Türkiye-AB ilişkileri konusunda bir yol haritası üzerine çalışma kararı alındığını hatırlatan Çavuşoğlu, “Biz onlara teklifimizi gönderdik, yol haritası taslağımızı. Onlardan şimdi cevap bekliyoruz” dedi.