Altılı Masa‘nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni açıklayacağı toplantı saat 11.45’te ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde liderlerin salona gelmesiyle başladı.
Programda Temel Politikalar Ortak Çalışma Komisyonu’nda yer alan Altılı Masa liderlerinin genel başkan yardımcıları Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni anlattı. Parti temsilcileri, iktidara geldiklerinde neler yapacaklarını tek tek sıraladı.
244 sayfa olarak hazırlanan metinde hukuk, adalet ve yargı, kamu yönetimi, şeffaflık, denetim ve yolsuzlukla mücadele, ekonomi, finans ve istihdam, sektörel ve bölgesel konular, göç, bilim ve teknoloji, eğitim ve öğretim, sosyal politikalar, dış politika, güvenlik ve savunma olmak üzere 9 ana başlık yer alıyor.
FAİK ÖZTRAK: HSK’YI KALDIRACAĞIZ, YERİNE HAKİMLER KURULU VE SAVCILAR KURULU KURULACAK
Toplantıda ilk sözü alan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, şunları kaydetti:
Altı siyasi partinin mutfaklarında hazırlanan, devlet yönetiminde yaşanan kriz ortamından bizi çekip çıkaracak projeleri içeren Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni bugün milletimizle paylaşıyoruz. Kontrolsüz güç, güç değildir; felakettir. Milletimiz bunu adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen keyfi, kural tanımaz yönetim altında yaşayarak gördü. Bu yönetim devletimiz için artık bir beka sorunu oldu.
Yargı reformuyla, bağımsız ve tarafsız bir yargı için HSK’yı kaldıracağız. Yerine Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki kurul kuracağız. Adalet Bakanı ve müsteşarı Hakimler Kurulu’nda yer almayacak.
Görevini kötüye kullanarak AİHM’in hak ihlaline yol açan savcılara neden oldukları zararın rücu edilmesini sağlayacağız.
Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız. Savunma mesleğini anayasal güvenceye kavuşturacağız.
Anayasa Mahkemesi üyeliklerine hülle yoluyla atama yapılmasını önleyeceğiz.
Basın özgürlüğünü sağlayacağız.
Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları, ofisleri lağvedeceğiz, bunların görev ve yetkilerini ilgili bakanlıklara devredeceğiz.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı olarak; Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nı İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı olarak, Ticaret Bakanlığı’nı Esnaf ve Ticaret Bakanlığı olarak yapılandıracağız. Hazine’yi Maliye Bakanlığı’ndan ayıracağız.
Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayetine son vereceğiz. Seçimle gelenin seçimle gitmesini güvence altına alacağız.
Muhtarlık Temel Kanunu’nu çıkaracağız.
Kamuya personel alımında mülakat uygulamasına son vereceğiz. Liyakat ve eşitlik ilkelerini hakim kılacağız. Üst düzey görevlerdeki kadın yöneticilerin sayısını artıracağız.
Rüşvet ve yolsuzluk suçlarında yargılama süreçlerini hızlandıracağız. Zaman aşımını kaldıracağız, bu suçları asla af kapsamına almayacağız. Yolsuzluktan elde edilen ve yurt dışına kaçırılan varlıkları ülkemize geri getirmek için Mal Varlıklarının Geri Alınması Ofisi’ni kuracağız. Pazarlık usulüyle yapılmış tüm ihaleleri geriye doğru tahkik edeceğiz.
Ülkemizi gri liste ayıbından kurtaracağız.
Vergi affı ve varlık barışlarının kara para aklanma aracı olarak kullanılmasını engelleyeceğiz.
DEVA PARTİLİ ÇANAKCI: CUMHURBAŞKANLIĞI’NI ÇANKAYA KÖŞKÜ’NE TAŞIYACAĞIZ
Söz alan ikinci isim DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, şunları söyledi:
Altı parti olarak tam bir mutabakatla hazırladığımız Ortak Politikalar metnimizde kapsayıcılığı merkezine alan yeni nesil bir kalkınma stratejisi ortaya koyuyoruz.
Temel ekonomik hedeflerimiz kapsamında enflasyonu iki yıl içinde kalıcı olarak tek haneye indireceğiz, hayat pahalılığını sonlandıracağız. Enflasyonla mücadeleyi tavizsiz bir biçimde sürdürürken ortalama büyüme hızını yüzde 5’in üzerine çıkaracak, dolar cinsinden kişi başına milli gelirimi 5 yılın sonunda en az 2 katına yükselteceğiz. 5 yılda en az 5 milyon yeni iş yaratacağız. Ucube sistem sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız.
Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrarı sağlama dışında sorumluluklar yüklemeyeceğiz. Banka üst yönetiminin kendi kanunu dışında görevden alınmasını önleyeceğiz. Bankanın İstanbul’daki birimlerini en kısa sürede başkentimiz Ankara’ya geri taşıyacağız. Kamuoyunda 128 milyar dolar olarak bilinen arka kapı döviz satışlarındaki hukuksuzlukların takipçisi olacak, yeni dönemde rezerv yönetimini tam bir şeffaflık içinde yürüteceğiz. Kur korumalı mevduatta yeni hesap açmayacak, mevcut hesapları vadelerinin sonunda kapatacağız.
Hükümet bir yandan ülkemizin kaynaklarını şatafat ve gösteriş için israf ederken, diğer yandan oluşan kamu açıklarını ve hasarları halının altına süpürerek gizlemeye çalışmaktadır. Bu nedenle iktidara gelir gelmez, cumhurbaşkanına bağlı deneyimli denetim uzmanlarından oluşan durum ve hasar tespit komitesi oluşturacağız.
İtibar gerekçesine sığınılarak yapılan tüm gereksiz harcamalara son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığını Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız.
Cumhurbaşkanlığı envanterindeki uçakları satıp yerine orman yangını söndürme uçakları alacağız.
Kamu görevlilerinin birden fazla yerden maaş almasına son vereceğiz. Ülkemizin kaynaklarını Kanal İstanbul gibi rant projeleri yerine tarımsal sulama projeleri için kullanacağız.
İşyeri kira ödemelerinde stopaj oranını sıfırlayacağız.
DP’Lİ ŞAHİNALP: YÖK’Ü KALDIRACAĞIZ
İbrahim Çanakcı’nın ardından söz alan üçüncü isim Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp, şunları kaydetti:
Beyin göçünü engellemek ve tersine beyin göçünü gerçekleştirmek için eğitim sistemimizi özgürlükçü ve yenilikçi müfredatla donatacak, gerekli özgür düşünce ve çalışma ortamını oluşturacağız.
Yetişmiş insan gücümüz için uygun ekonomik ve sosyal koşulları yaratacak, akademisyenlerin özlük haklarında ve gelirlerinde iyileştirmeler yapacak, yetişmiş insan gücümüzü şiddetin mağduru olmaktan çıkaracağız. Üniversitelerin araştırma şartlarını ve imkanlarını iyileştireceğiz.
Yüksek lisans ve doktora programlarına devam eden öğrencilerin araştırma desteği ve burs imkanlarını artırarak, istihdam problemi yaşamadan eğitim hayatlarına devam etmelerini sağlayacağız.
Kalkınma hamlemizin merkezine yenilikçi, yeşil ve dijital dönüşümü benimsemiş girişimlerimizi yerleştireceğiz.
Kadın ve genç girişimciliğe yönelik özel teşvik paketleri hazırlayacağız.
Bilişim ve Yenilikçilik Bakanlığı’nı kuracağız. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun bağımsızlığını sağlayacağız. Yeni teknolojilerin en hızlı yayılmasını sağlamak için operatörlere 5G lisanslarını en kısa sürede vereceğiz.
Fikri, irfanı ve vicdanı hür nesiller yetiştireceğiz.
Devlet okullarındaki öğrencilerimize ücretsiz süt ve öğlen yemeği vereceğiz.
Anaokulundan üniversiteye kadar devlet okullarındaki ihtiyaç sahibi öğrencilerin kırtasiye, çanta, kıyafet ihtiyaçlarını ve internete erişimlerini ücretsiz olarak karşılayacağız.
Orta öğrenime geçişlerde sınav odaklı değil süreç odaklı bir sistemi geliştireceğiz. Liselere giriş sınavlarında yıldan yıla değişen uygulamalara son verecek, LGS sınavını süreç içinde tamamen kaldıracağız.
Üniversiteye geçişte yılda bir defa yapılan sınav yerine çoklu sınav imkanı sunacağız.
Zorunlu eğitimi 1 yıl okul öncesi eğitim, 5 yıl ilkokul, 4 yıl orta okul, 3 yıl ise lise olmak üzere uygulayacağız.
Yatılı teknoloji liseleri açacağız.
Yüksek Öğrenim Kurumları YÖK’ü kaldıracak, yüksek öğrenim kurumlarının akademik, idari ve mali özerkliğine müdahale etmeksizin, yüksek öğrenimin planlanması ve yüksek öğrenim kurumları arasında koordinasyonun sağlanması şeklinde sınırlı görevleri bulunan bir kurul kuracağız.
Yüksek öğrenime bütçeden daha fazla kaynak tahsis edeceğiz. Üniversite arazilerini ranta kurban ettirmeyeceğiz.
Yeni yurt binaları yaparak ve üniversite kampüsü etrafındaki binaları kiralama yöntemiyle genişletilmiş kampüs uygulamasını başlatarak üniversitelerin yurt sorununu tamamen çözeceğiz.
KYK burslarını yeni bir anlayışla ele alacağız, dağıtım süreçlerini şeffaf hale getireceğiz.
Erken çocukluk eğitiminden liseye kadar olan tüm eğitim kademelerinde okulun öğrenci sayısına göre ihtiyacı karşılayacak nitelikle rehberlik ve psikolojik danışmanlık kadrosu oluşturacağız.
GELECEK PARTİLİ BİLGİN: KANAL İSTANBUL PROJESİNİ GÖREVE GELDİĞİMİZ GÜN İPTAL EDECEĞİZ
Daha sonra söz alan Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, şu ifadeleri kullandı:
Tarım ve Orman Bakanlığı’nı Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı olarak yeniden yapılandıracağız. Tarım kanununda bugüne kadar öngörülmesine rağmen hiçbir şekilde uygulanmayan tarımsal destekleri gayrisafi millî hasılanın yüzde 1’inden az olmayacak şekilde vereceğiz.
Ziraat Bankası’nı tekrar çiftçinin bankası yapacağız. Üreticiden tüketiciye kadar pazarlama zincirini kısaltacağız.
Küçük esnafımızı zincir marketler, büyük marketler, AVM’ler karşısında korumak ve haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli düzenlemeleri hızla hayata geçireceğiz.
Elektrik piyasası, doğalgaz piyasası, petrol piyasası gibi temel kanunlardaki rekabete aykırı imtiyazları yeniden düzenleyeceğiz.
Kanal İstanbul projesini göreve başladığımız gün iptal edeceğiz.
Atatürk Havalimanı’nı yeniden uçuşa uygun hale getireceğiz.
TCK’daki çevre suçlarının kapsamını genişletip cezalarını artıracağız. Tek kullanımlık plastikleri kademeli olarak hayatımızdan çıkaracağız.
Yeni termik santral yapmayacağız.
Cumhurbaşkanına ormanlık alanın vasfını değiştirme yetkisi veren orman kanunundaki maddeyi yürürlükten kaldıracağız.
Su havzalarını, sulak alanları ve su varlığımızı koruyacak, herkesin ücretsiz, güvenilir suya erişim hakkını yasal güvenceye kavuşturacak bir su kanunu çıkaracağız.
Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı’nı kuracağız. Hem merkezi yönetimin hem de yerel yönetimlerin imar planı çalışmalarında ilgili tüm paydaşlara danışılması zorunluluğunu getireceğiz. İmar planları değişikliklerini parsel bazlı olmaktan çıkaracak, bölge bazlı hale getirecek; bölgede yaşayanların büyük kısmını etkileyecek projeleri halk oylamasına sunacağız.
Kentsel dönüşüm yasası çıkaracak, deprem ve sel açısından en riskli bölgelerden başlamak üzere bir kentsel dönüşüm programını derhal uygulamaya koyacağız.
Bilgin’in ardından kürsüye çıkan İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale’nin açıklamaları şöyle:
Bugün firavunlara bile taş çıkartan bir tek adam rejiminde, giderek derinleşen bir yoksulluğu hayatın her alanında görüyoruz. Bugün ülkemizde milyonlarca aç ve yoksul vatandaşımız var. Çocuklarımıza iyi eğitim aldıramıyoruz. Karınlarını doyuramıyoruz. Başımızı sokacak bir ev bulamıyoruz. İktidarın ise sanki gözleri var görmüyor, kulakları var işitmiyor. Bırakın bu derinleşen yoksulluğu görmeyi, bizimle dalga geçiyor.
Yoksulluğu, fırsat eşitsizliğini, açlığı bu ülkenin hafızasından sileceğiz. Kalkınmacı ve kapsayıcı bir anlayışla ülkemizi hak ettiği yere taşıyacağız.
Önce çocuklar, onlar bizim her şeyimiz. 7 milyon yoksul çocuğumuz var. Bu çocuklar hayal kurmaları, oyun oynamaları gereken yaşta karınlarını doyurma kaygısı taşıyorlar. İşte biz bu çocuklarımıza çocukluklarını yaşamayı vadediyoruz.
İlk projemiz, devlet okullarında okuyan bütün çocuklarımıza bedava kahvaltı ve öğle yemeği vereceğiz. İktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, hiçbir anne ve baba çocuğunun cebine harçlık koyma kaygısı taşımayacak.
Yoksul ailelerde bebeklere başta süt ve bebek maması olmak üzere gıda ve hijyen desteği vereceğiz.
Ulusal ebeveynlik programını hayata geçireceğiz. Nasıl çocuk yetiştirileceğini bütün vatandaşlarımıza anlatacağız.
Sokakta yaşamak zorunda bırakılan, dilendirilen bütün yavrularımızı koruma altına alacağız.
Geliri belirli bir düzeyin altındaki ailelere insan onuruna yakışır bir gelir desteği vereceğiz, bu desteği de hanedeki kadının hesabına yatıracağız. Vatandaşın ihtiyacı olduğunu ispatlamak zorunda kalmayacağı, hak temelli bir sistem kuracağız.
Bugün Türkiye artık kayıtdışı cenneti. Düzensiz göçle, bilerek hendek ülke haline getirdikleri ülkemizde çalışma hayatı oldukça kuralsız. Bugün nüfusumuzun sadece 3’te 1’i çalışıyor. Her 4 çalışandan biri güvencesiz. Kayıtlı çalışanların yarısı asgari ücret alıyor. Biz bu düzeni değiştireceğiz.
Artık ülkemizde kaçak yabancı işçi çalışmayacak. Türkiye’yi yol geçen hanına dönüştüren rejimi yeniden düzelteceğiz. Çocuk işçi çalıştırılmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.
İşsizlik Sigorta Fonu’nun amaç dışı kullanılmasının önüne geçeceğiz.
Sayın Erdoğan’ın beton sevdasına rağmen vatandaş ne ev alabiliyor ne kirasını ödeyebiliyor. Biz ülkemizin konut sorununu da çözeceğiz. TOKİ asıl görevine geri dönüp sadece sosyal konut üretecek. Bu sosyal konutlarda dar gelirli aileler, peşin para vermeden kira öder gibi konut sahibi olacak.
Üniversite öğrencilerimizin barınma sorununu çözeceğiz. Öğrencilerimizi ne olduğu belirsiz vakıfların, derneklerin yurtlarında kalmaya mecbur bırakmayacağız.
Bu ülkenin vatandaşlığı çok kıymetlidir, çok değerlidir. Yabancıların gayrimenkul alarak vatandaş olmalarının önüne geçeceğiz.
Yurda dönüş projesi başlatarak ülkemizin sağlık personeli ihtiyacını mutlaka gidereceğiz. Sağlık personeli sayısını ve çeşitliliğini artırarak Aile Sağlık Merkezleri’nin hizmet kapasitesini güçlendireceğiz. Türkiye’de artık bir ilaç krizi yaşanmayacak, ilaç krizine son vereceğiz.
Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı’nı kuruyoruz. Bütün uluslararası sözleşmelere geri dönüyoruz çünkü biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi yaşatır.
Gençler, sizlerin süfli heveslerinizin olmadığını çok iyi biliyoruz, o şahsın süfli heveslerinden çekiyoruz. ‘Aç telefonunu göster’ terörüne maruz kaldığınızın, ‘Sen hatırlamazsın’ diyerek sizlere yalan söylendiğinin farkındayız. Size seçeneksizliği demokrasi diye sundular.
SAADET PARTİLİ TEKİR: DÜZENSİZ GÖÇÜ ÖNLEYECEĞİZ
Özlale’nin ardından söz alan Saadet Partisi Ekonomik ve Sosyal İşler Başkanı Sabri Tekir, şunları söyledi:
Dış politikamızın geleneksel bir şiarı vardır, geleneksel bir prensibi vardır. Bu prensip adeta dış politikamızda mihenk taşı oluşturmuştur; ‘yurtta barış cihanda barış’.
Her açıdan milli olan dış politikada asla iç siyasi hesaplara ve ideolojik yaklaşımlara dayalı uygulamalara meydan vermeyeceğiz.
Dışişleri Bakanlığı eleman alımını, objektif, güvenilir, siyasi tercihlerden uzak, liyakate dayalı, kapsamlı bir sınav sistemiyle yapacağız.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ve onların oluşturdukları sivil toplum kuruluşları, esasen Türkiye’nin yumuşak gücünü oluşturmaktadır. Onların kamu diplomasisinin bir unsuru haline getireceğiz.
Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefimiz doğrultusunda bu anlamdaki sürecin ilgili ülkelerle ve ilgili kurumlarla diyalog, adalet ve eşitlik çerçevesinde tamamlanması için çalışacağız. 2014 geri kabul anlaşması ile 18 Mart 2016 mutabakatını gözden geçireceğiz. Türkiye ile Avrupa Birliği’nin sığınmacılar konusunda ortak sorumluluk ve külfet paylaşımını sağlamaya çalışacağız.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve konseyin diğer hukuki belgelerine uyum sağlayacak, AİHM kararlarını uygulayacağız.
NATO bünyesindeki katkılarımızı rasyonel bir zeminde ve ulusal çıkarlarımızı gözetecek şekilde sürdüreceğiz.
Ortadoğu bölgesindeki ülkelerin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüklerine saygılı olacağız. Bu ülkelerin içişlerine karışmayacak, aralarındaki sorunlarda taraf tutan bir ülke değil, çözümleri kolaylaştıran bir ülke olacağız.
Milli Savunma Bakanlığı’nın teşkilat yapısını gözden geçireceğiz. Kuvvet komutanlıklarını tekrar Genelkurmay Başkanlığı’na bağlayacağız.
Göç İdaresi Başkanlığı başta olmak üzere sığınmacılarla ilgili kurumları yeniden yapılandıracağız. Geri kabul anlaşmaları ile düzensiz göçü önleyecek, ülkemizin tampon ülke haline getirilmesine asla izin vermeyeceğiz.
Gayrimenkul, devlet borçlanma senedi, yatırım fonu satın alınması ya da döviz cinsi mevduat ya da bireysel emeklilik hesabı açılması karşılığında Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı verilmesi uygulamasına son vereceğiz. Sığınmacıların mahalle, ilçe ve il bazında kontrolsüz yoğunlaşmalara erişmesine asla izin vermeyeceğiz. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin güvenli ve iç hukukumuz ile uluslararası hukuka göre mümkün olan en kısa süre içerisinde ülkelerine geri dönmelerini sağlayacağız.
Kaynak: Gerçek Gündem