AKP’li milletvekillerinin imzasıyla üç gün önce Meclis Başkanlığı’na torba niteliğinde kanun teklifi sunuldu. “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” adıyla sunulan 43 maddelik teklifte, altı ayrı kanunda değişiklik yapılması öngörüldü. Kanun teklifi, dün jet hızıyla Adalet Komisyonu’na geldi. Geneli üzerinde yapılan görüşmelerin ardından maddelere ilişkin verilen önergelere karşı, teklifin ilk 12 maddesi firesiz kabul edildi. Bugünkü görüşmelere teklifin 13. maddesinden itibaren devam edildi.
Teklifin hazırlanma nedeni olan OECD bünyesindeki FATF’nin (Mali Eylem Görev Gücü-Financial Action Task Force), Türkiye ile ilgili 2018 yılı verilerine dayanarak 2019’da paylaştığı raporda, 40 öneri bulunuyordu. Teklif ile Dernekler Yasası’nda yapılacak değişikliklerle; terör, uyuşturucu ve malvarlığının aklanmasından hüküm giyenler, dernek yöneticisi, denetçisi olamayacak. İçişleri Bakanı, hakkında bu tür soruşturma başlatılanları görevden uzaklaştıracak. Bunu yeterli görmediği takdirde yönetimlerine kayyım atayabilecek, “gecikmesinde sakınca bulunması durumunda” da derneği geçici olarak faaliyetten alıkoyarak mahkemeye başvuracak. Mahkeme 48 saat içinde kararını verecek.
Teklifin 15. maddesinde yer alan; İçişleri Bakanı’na görevden uzaklaştırma, kayyım atayabilme ve derneği geçici olarak faaliyetten alıkoyma yetkisi komisyonda tartışma yarattı.
‘ANAYASA’YA AYKIRI’
Komisyon Üyesi ve CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, maddenin Anayasa’ya aykırılığı üzerinde durarak, “Burada suça bulaştığı iddia edilen kişiler ile ilgili İçişleri Bakanı’na yetki veriyoruz. Burada en azından mahkemenin karar vermesi sağlanmalı. ‘İçişleri Bakanı’nı dernek faaliyetinden alıkoyabilir…’ Biz bunu Anayasa ile uyumlu hale getirmek zorundayız. İçişleri Bakanı’nı sınırsız yetki verecek, bu kadar haksız uygulamalara yol verecek bir düzenlemenin kanunlaşmaması gerekiyor” dedi.
‘KAYYIM BELEDİYEDEN SONRA DERNEKLERE GELİYOR’
Komisyon Üyesi ve CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, maddenin “OHAL düzeninin devamı” olduğunu belirterek 15 Temmuz sonrası muhaliflere yönlenildiğine dair örnekler verdi. Bülbül, şöyle konuştu:
“Örgütlenme özgürlüğünün altına dinamit koyuyorsunuz. Kayyım atanması ne demek? Mahkeme bu kişiler hakkında beraat verirse ne olacak? Lekelenmeme hakkı ne olacak? İçişleri Bakanı, Saray’ın has bakanı oldu. Gelen kanunlar, İçişleri Bakanı’nın yetkisini artırmaya yönelik oldu. Bakanın geçici tedbir olarak uzaklaştırma kararı verebilmesi için, soruşturma yeterli olacak. Dayanaksız ve yargı denetimi olmadan… Hukuk devleti, lekelenmeme hakkı, yargı reformunu bir kenara atıyoruz. Kayyım uygulamasının açık olarak belediyeden sonra derneklere geldiğini gösteriyor. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’ye yapılmış olan kararları niçin genişleterek, tüm muhaliflere yönlendirdiniz? İnsanlar soluk alamıyor. Kimseleri yürütmüyorsunuz, basın açıklaması dahi yaptırmıyorsunuz. Yapmayın. Kayyımlarla bu memleketi önümüze gelecek seçime kadar idare edersiniz.”
‘REFORM UYGULANMIYOR’
CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir de teklifin İçişleri Komisyonu’na gidip gitmediğini sordu. Komisyon Başkanı Yılmaz Tunç, “Komisyon başkanı görüşmeyeceklerini ifade ettiler” dedi. Özdemir, “Yasa İçişleri Komisyonu… Çok ilginç, İçişleri Komisyonu görüş bildirmiyor. Adalet Komisyonu’ndan temsilci yok. Teklif sahibinin yanında İçişleri Bakanlığı’ndan temsil oturuyor. Adalet Bakanlığı’nın lekelenmeme hakkı ile ilgili görüşü nedir? Sayın Bakan, ‘En iyi reform uygulamadır’ diyor ama maalesef uygulanmıyor” eleştirisi yaptı.
‘HİÇ İKTİDARI KAYBETMEYECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR’
CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse de “Bir fırsatçılığın hâkim olduğunu görüyoruz. Demokrasinin olmazsa olmazlarından birisi örgütlenme özgürlüğüdür. Biz olağanüstü hali olağan hale getirdiğimizi düşünüyorum. Bu yasa teklifinin hazırlanmasına önayak olanlar, sanırım hiç iktidarı kaybetmeyeceklerini düşünüyorlar. FETÖ’cü hakimler de ilelebet hakimlik yapacaklarını düşünüyorlardı. Terörizmin kavramı için uzun uzun düşünmemiz gerekir” diye konuştu.
‘KAYYIMDAN NEDEN VAZGEÇMİYORSUNUZ’
HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, HDP’li belediyelere atanan kayyımları anımsatarak teklife şu eleştirilere yöneltti:
“Gerçek anlamda hak ve özgürlükleri engelleyebilecek yasa. Bütün yasalarda ne varsa Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’na görev veriliyor. Bir tane kayyım atanan belediyenin, eski çalışanı aldığını gördünüz mü? Önceden 100 üzerinde, şimdi 40 üzerinde belediyemize kayyım atandı. Hangi belediye başkanı beraat etti de görevine başladı? Niye bu kadar derneklere yükleniyoruz? Gerçek anlamda 12 Eylül sonrası insanlar sadece derneklere sığınıyor. Suçlar varsa üzerine gidilir ama temel yasalar var. Kayyım anlayışından niye vazgeçmiyorsunuz.”
‘İSTİKLAL MAHKEMESİ GİBİ’
HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, uluslararası toplumda derneklerin kapsamına sendika ve siyasi partilerin de girdiğini belirtti. Tiryaki, “Kayyım, dernek kurma özgürlüğünün ihlali anlamına gelir. Teşbihte hata olmasın, bu aynı İstiklal Mahkemesi gibi. Mahkeme eğer 48 saat içinde karar alırsa, dernek savunması alınmayacak, idarenin verdiği kararı uygulayacak. Bu terör soruşturması bizim ülkemiz için muğlak. Herkes bir gün terörist olarak suçlanabilir. Derneğin organlarından bir kişi hakkında da soruşturma açılsa, o derneğe kayyım atanmasına yol açan düzenleme” dedi.
TEKLİF SAHİBİNDEN ALMANYA, FRANSA VE İNGİLTERE ÖRNEĞİ
Teklif sahibi AKP İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ise gelen eleştirilere karşı “FATF’ın buradan beklentisi çok net. Kâr amacı gütmeyen kuruluşların ihlallerine karşı caydırıcı yaptırımlar uygulayabilmelidir. Teklifimiz çok açık. İçişleri Bakanı’na olumsuz durum ortaya gelmemesi için böyle bir imkân tanıyoruz. Almanya’da, Fransa’da ve İngiltere’de örnekleri var. Cumhuriyet savcılarının soruşturma başlatmasından bahsediyoruz, ihbardan bahsetmiyoruz” savunması yaptı.
Buna karşı Tiryaki, “Güçlü devlet şudur, idari bir işlem yapar, vatandaş mahkemeye başvurur, başvurduğu anda işlem durur, siz mahkemeyi ikna ederseniz devam edersiniz. Biz de tam tersi, bir vatandaş aksi olduğunu düşünürse mahkemeyi ikna etme zorunda. Burada da benzer durum söz konusu. Soruşturmaya güveniyorsanız, kapatmayın, gidin mahkemeden karar aldırın. Mahkeme, belli sürede karar alsın dersiniz” derken; Özdemir, “Belirginlik olmadan bir bakana böyle bir düzenleme yetkisi vermek… Avrupa Birliği sürecinde bizi sıkıntılı sürece götürüyorsunuz. O ülkeler şu an güçler ayrılığını tartışmıyorlar. Biz hala reformları tartışıyoruz” diye karşı çıktı.
HDP ve İYİ Parti’li üyeler 15. maddenin metinden çıkarılması için ayrı ayrı önerge verirken, CHP milletvekilleri de maddenin yeniden düzenlenmesini talep etti. Ancak muhalefetin üç önergesi de reddedilirken, madde AKP ve MHP üyelerinin oylarıyla değiştirilmeksizin kabul edildi.