TBMM Genel Kurulu’nda bugün Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Savunma Sanayi Başkanlığı bütçesi üzerinde konuştu. Salıcı, şunları söyledi:
“TEI’DE 6 KİŞİ ÜST DÜZEY GÖREVLERDE BULUNUYOR GAYE VAKFINDAN”
“Ben, bütçe tarafından değil de Savunma Sanayi Başkanlığı’nda yürütülen bir yapılanma üzerine konuşmak istiyorum. Şimdi size 3 tane vakıf ismi söyleyeceğim: Biri Gaye Vakfı, Savunma Sanayii Başkanımız burada. Biri Erkam Vakfı, biri de Hayra Davet Vakfı. Bu 3 vakfın iki tane ortak noktası var. Birincisi, Nakşibendi tarikatının farklı kollarında hizmet ediyor olmaları. İkincisi, Savunma Sanayi Başkanlığı’nın desteklemiş olduğu TEI, TUSAŞ, ASELSAN gibi şirketlerde önemli mevkilerde kurucularının ya da üyelerinin bulunuyor olması. Birkaç örnek vereyim. Örneğin Gaye Vakfı, TEI’de 6 kişi üst düzey görevlerde bulunuyor Gaye Vakfı’ndan. Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit, Gaye Vakfı lideri Mustafa Cevat Akşit’in oğlu. Mustafa Kemal Baldöktü, TEI’nin İnsan Kaynakları Başkanı, Gaye Vakfı 2’nci Başkanı Mehmet Baldöktü’nün kardeşi. Bekir Evcil, TEI’de Tesisler Bakım Müdürü, vakfın yayınevinden sorumlu. Ender Dur, TEI Tesisler ve Güvenlik Müdürü. Levent Tüfekçi, TEI İnsan Kaynakları Müdürü. Gürsel Boz, Eskişehir’de kurulu Erkam Vakfı üzerinden TEI Programlar Müdürü. Savunma sanayisi şirketlerinde çalışan bu arkadaşların dışında örneğin bir Bekir Batuk var. Bu Bekir Batuk evrakta sahtecilik yapıyor, 16 ay ceza alıyor. Fakat buna rağmen TEI’de altı yıl çalışıyor ve güvenlik danışmanı olarak çalışıyor. Ne ilginçtir ki Savunma Sanayi şirketlerinde çalışan kişilere Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından verilen NATO Güvenlik Belgesi’ne sahip. Bu belge, önüne gelene verilmeyen bir belge. Evrakta sahtecilikten 16 ay ceza almış bir kişiye bu belge nasıl veriliyor?
Soner Şevket Özcan, bu kişi de TEI’de Bilgi İşlem Müdürü. Bu kişi de Turboşaft Motor Geliştirme Programı’ndaki bilgileri dışarı sızdırırken yakalanıyor, aynı yapılanmanın içinde. Şimdi, biz bunları ifade ettiğimiz zaman, dönem dönem bize hep şunlar söylendi: ‘Bunlar milli ve manevi değerlere bağlı insanlar. Bu insanlar suç işlemezler, bu insanlar bir yanlış yapmazlar, bu insanlar alnı secdeye giden insanlar.’ Bizim alnı secdeye giden insanlarla, milli, manevi değerlere sahip arkadaşlarımızla, kardeşlerimizle bir sorunumuz yok ama şunu ifade edeyim. Madem bu kadar milli ve manevi değerlere bağlı olan arkadaşlar… Örneğin bu, Soner Şevket Özcan, Milli Savunma Bakanlığı’nın isteğiyle görevden alınıyor. Özcan, 2017’den bu tarafa yasaklanan bilgileri temin suçundan yargılanıyor.
“HAYRA DAVET VAKFI’NIN 29 KURUCUSU VAR. BU, 29 KURUCUSUNDAN 7’Sİ SAVUNMA SANAYİ, MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI, ASELSAN VE SAVUNMA SANAYİ PROJELERİNİ DESTEKLEYEN TÜBİTAK’TA YA GÖREV YAPMIŞ YA DA GÖREV YAPIYOR”
Hayra Davet Vakfı. Hayra Davet Vakfı’nın 29 kurucusu var. Bu, 29 kurucusundan 7’si Savunma Sanayi, Milli Savunma Bakanlığı, ASELSAN ve Savunma Sanayi projelerini destekleyen TÜBİTAK’ta ya görev yapmış ya da görev yapıyor. Bu kuruculardan birisi Savunma Sanayi Başkanımız Haluk Görgün. Bir diğeri, önceki Savunma Sanayi Başkanımız İsmail Demir yani bir tür, aynı vakfın iki kurucusu görev değişimi yapmışlar. Ben şunu merak ediyorum. Gelecek olan üçüncü Savunma Sanayi Başkanı şu anda vakfın içinde bir yerde hazırlanıyor da biz mi bundan haberdar değiliz? Gelecek olan kişi bu vakıf üzerinden mi gelecek? Burada el verir gibi bir görev dağılımı olmuş. Devam edeyim Hayra Davet Vakfına. Celal Sami Tüfekçi şu anda Milli Savunma Bakan Yardımcısı, vakfın kurucularından. Abdullah Erol Aydın eski adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı Daire Başkanı. Eray Yasan ASELSAN’da Kıdemli Müdür. Selman Nas GSATCOM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı TUSAŞ’ın, eski Genel Müdür Yardımcısı. Orkun Hasekioglu TÜBİTAK Başkan Danışmanı eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı.
“BIRAKIN BİR DİNİ VAKFIN ORADA ÖRGÜTLENMESİ, HERHANGİ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNDEN ÜYELERİN BELLİ BİR YERDE ÖBEKLEŞMESİ BİLE MİLLİ GÜVENLİĞE TEHDİTTİR”
İsmail Demir Beyefendi -önceki Savunma Sanayi Başkanı- bir dönemde Türk Hava Yollarında teknik müdürlük yapıyor. O dönemden kalma bazı arkadaşları da Türk Hava Yolları’nda örgütlenmiştir, onların da isimleri bende, süremiz yeterli olmadığı için onları izah etmeye fırsat bulamayacağım. Savunma Sanayi Başkanlığı gibi güvenlik açısından önemli bir yerden bahsediyoruz. 10 iştiraki olan ya da destek verdiği şirketlerden bahsediyoruz. Bırakın bir dini vakfın orada örgütlenmesi, herhangi bir sivil toplum örgütünden üyelerin belli bir yerde öbekleşmesi bile milli güvenliğe tehdittir. Bırakın sivil toplum örgütünün herhangi bir hemşehri örgütünden o kadar kişi, o kuruluşun içinde olsun, o da tehdittir. Buralar göz bebeği gibi korunması gereken yerlerdir. Burada birkaç sorumuz var, bunlardan birisi şu. Devlet içinde farklı hiyerarşik yapılara niçin müsaade ediyorsunuz? Bu kişilerin talimatı, kurum amirinden mi, yoksa o yapının manevi önderinden mi alacağından, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Hain darbe girişiminden sonra FETÖ’cülere ‘Kendi aklını kiraya vermiş’ diyordunuz. Siz, başka tarikatlardaki kişilerin hepsinin kendi aklıyla hizmet eden kişiler olduğunu mu zannediyorsunuz?”