CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Çorum’da; Hüseyin Kavşut ve köy sakinleri tarafından yaptırılan Büğet Köyü Cem Evi’nin açılışına katıldı. Özel, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
Kendi ibadethanesini kimseden yardım almadan kendi bütçelerinden her bir vatandaşın imece yoluyla ortaya koyduğu ve kiminin yoksulluk maaşlarından artırdığı bir cemevi yaptılar ve bir Atatürk büstü yaptılar. Bunun açılışını sizden talep ediyorlar, dediler. Biz bu davetten onur duyduk, büyük bir mutluluk duyduk ve seve seve bugün buraya geldik. Tabi bir Atatürk heykelinin Atatürk’e sevginin en yüksek olduğu en yüksek saygının duyulduğu, minnetin duyulduğu böyle bir köyün girişinde merkezinde olması gerçekten çok güzel. Bizim bu eseri burada görmemiz ve sizin yüreğinizdeki ülke sevgisini, vatan sevgisini ve Atatürk sevgisini bu şekilde simgeleştirmiş olmanız gerçekten takdire şayan. Bununla gerçekten hep birlikte gördük ve gurur duyduk.
Ayrıca cemevinizin açılışı var. Ben Manisa’da doğmuş Sünni bir kardeşinizim. Bu ülkenin Anayasasına göre hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyız ve hepimiz vergi veriyoruz. Hepimiz askere gidiyoruz. Vatanı savunmak için, korumak için üzerimize ne düşerse eşit olarak yerine getiriyoruz.
Ama benim ibadethanemi çok yüksek bütçeli Diyanet İşleri Başkanlığı, devletin en tepesine Cumhurbaşkanlığı’na doğrudan bağlı… Cemevleri ibadethane sayılmıyor ve onlarla ilgili seçim döneminde bir göz boyamak, geçmişteki kötü karneyi telafi etmek, geçmişteki kötü sözleri bir ölçüde unutturabilmek için cemevleri ile ilişkiye çıkarcı bir ilişki üzerinden yaklaşılıyor. ‘Biz sizin elektriğinizi, suyunuzu ödeyelim, sizinle aramızı düzeltelim’ diyorlar.
İBADETHANELERİN FARKLI GÖRÜLMESİ AYRIMCILIKTIR
‘20 yıldır niye ödemiyorsun’ diye sorarlar. ‘20 yıldır sen neredesin‘ diye sorarlar, ‘niye ödemiyorsun’ diye. Sonra şunu sorarlar: ‘Biz neden çıkardığın Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre Kültür Bakanlığı’na bağlıyız. Neden biz Cumhurbaşkanlığı’na bağlı özerk bir kuruluş değiliz de biz neden Kültür Bakanlığı’na bağlıyız’ diye sorarlar. Bunu sorarlar, şunu da hatırlarlar: Geçmişte Recep Tayyip Erdoğan’a, ‘cemevi ibadethane midir, değil midir’ diye sorulduğunda ‘cemevi cümbüş evi’ demişti.
Aynı kafa, ‘Cümbüş evini tabi ki Cumhurbaşkanlığı’na bağlamam’, aynı kafa burayı hala cümbüş evi gördüğü için, ‘sen Kültür Bakanlığı’na bağlı ol’ diyor. Sen de ülkenin bir sesisin bir rengisin diyor, oysa Aleviler bu ülkenin rengi falan değiller. Aleviler bu ülkenin asli unsurları, kurucu unsurları ve demokrasinin çağdaşlığın ve bu ülkenin ileriye doğru yürüyüşünün de en önemli güvenceleridir.
Alevi inancının ibadethanesi, cemevidir. Cemevlerinin ibadethane sayılmasının kanunla düzenlenmesi gerekmektedir. Bektaşilerin, Alevilerin ibadet ettikleri yerler diğer mezheplerin ibadet ettikleri yerlerden farklı gözle görülürse bu ayrımcılıktır. Bu topraklarda mademki aynı anayasaya bağlıyız mademki eşit yurttaşız; hem bütün dinlerin hem de bütün mezheplerin eşit görülmesi, eşit hizmet alması devletin katında aynı muameleyi görmesi gerekmektedir.
Ben böyle bir dönemde hem de adeta bu köyün vatandaşlarının son günlerdeki tartışmalara tam da kendi yaşamlarına ve ihtiyaçlarına uygun olarak birlik ve beraberlik halinde ve kendi ceplerinden artırdıkları kimseye minnet etmedikleri şekilde ortaya koydukları bu eserin son derece önemli ve son derece anlamlı olduğunu düşünüyorum. Hayırlı uğurlu olsun.”