Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan, Burdur’da; “Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri ekonomi olarak karşımızda duruyor. 22 yıldır ardı sıra uygulanan yanlış politikalar, girişilen maceraperest politikalar sonucunda ülkemiz, bizim çok önce uyardığımız gibi borç-faiz bataklığına maalesef saplandı. 2021 yılından itibaren 2,5 trilyon Türk lirası borçlanılmış. Borçlanırken bu parayı nereye harcamışız diye baktığımızda, 1,8 trilyon faiz ödemesi yapılmış. Bu borç her geçen gün büyüyerek devam etmekte. Ekonomi, sizlere ömür” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan, partisinin Burdur 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongrede, mevcut il başkanı Musa Sayar yeniden seçildi.
ÖZGÜR FİLİSTİN SEMALARINDA GEZEN TERÖR UÇAKLARININ YAKITINI BU İKTİDAR GÖNDERİYOR
Kongrede gündeme dair açıklamalarda bulunan Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan şöyle konuştu:
“Gazze’de savaş, 22 gün sonra, 1. yılını dolduracak. Arz-ı mevud hayaliyle, dünyayı ateşe vermekten geri durmayan İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım sadece bir fragman. Varın gerisini siz düşünün. Artık şunu hepimizin idrak etmesi lazım. İsrail’in bütün bölgeyi, hatta dünyayı kaosa ve savaşa teslim etmek için planları var. Siyonist İsrail’in din savaşının ve soykırımının sadece Filistin halkının meselesi olmadığını yakında bütün dünya anlayacak. İsrail güvenliği için değil dini için çalışıyor. Arz-ı mevud sahasını bu uğurda bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya devam edecek. Hiç durmadan devam edecek. Bu değirmene bir köle gibi su taşıdığınız ölçüde değerlisiniz, makbulsünüz, çağdaşsınız… Peki yaz biz? Türkiye’ye baktığımızda 7 Ekim’den bugüne, Gazze’ye yönelik başlayan soykırıma karşı tutarlı bir politika oluşmuş değil. Önce ‘ticaret yok’ dediler, sonra olduğu ortaya çıktı. Sonra ‘var ama azaltıyoruz’ dediler. Aylar sonra, ‘ticareti kestik’ dediler. Fakat bu sefer gemi ve liman düzeniyle oynadılar. Şimdi ise tüm kamuoyu ‘İsrail’e giden vanaları kapat’ diye bas bas bağırırken, yine oralı olmuyorlar. İsrail’e petrol sevkiyatı hala devam ediyor. Kimse kusura bakmasın, İsrail’e silah yapımında kullanılan demir ve çeliği, bu iktidar gönderdi. İsrail’e Gazzeli mazlumları katlederken, yenen kumanyaları, bu iktidar gönderdi. Ve bugün hala özgür Filistin semalarında gezen terör uçaklarının yakıtını bu iktidar gönderiyor. Kimse, ama hiç kimse; bizden olup bitenleri hazmetmemizi beklemesin. Biz bu konuda tertemiz bir milletiz, tertemiz bir hareketiz.
FAİZ ÖDEMELERİNİ YAPABİLMEK İÇİN BORÇLANMIŞIZ
Türkiye, 22 yıllık kesintisiz bir iktidarın ve 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ‘yaptım oldu’ mantığı yüzünden çok kötü bir tabloyla karşı karşıya. Ekonomisiyle, dış politikasıyla, hukukuyla harap olmuş bir vaziyetteyiz. Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri ekonomi olarak karşımızda duruyor. 22 yıldır; ardı sıra uygulanan yanlış politikalar, girişilen maceraperest politikalar sonucunda ülkemiz; bizim çok önce uyardığımız gibi borç-faiz bataklığına maalesef saplandı. Bakınız, 2021 yılından itibaren 2,5 trilyon Türk lirası borçlanılmış. Borçlanırken bu parayı nereye harcamışız diye baktığımızda, 1,8 trilyon faiz ödemesi yapılmış. Yani biz adeta faiz ödemelerini yapabilmek için borçlanmışız. Bu borç her geçen gün büyüyerek devam etmekte. Rahmetli Erbakan hocamız konferanslarında ‘ifsat için çalışanların en önemli yöntemlerinin iktisadi düzeni bozmak’ olduğunu söylerdi. Bugünlere baktığımızda, hocamızın faizle niçin bu kadar çok mücadele ettiğini daha iyi anlıyoruz. Ekonomi, sizlere ömür.
KIRTASİYE MASRAFLARI ALMIŞ BAŞINI GİTMİŞ
Bir sizlere ömür olan daha durum var o da milli eğitim politikalarımız. Asgari ücretin altında çalıştırılan sözleşmeli öğretmenlerle, öğretmen açığı sorunu çözmeye çalışıyorlar. Tasarruf tedbirleri kapsamında okullarda temizlik yapan hademeye verilecek asgari ücreti kaldırdılar. O kadar devasa israf işleri yürürken, yanlış yatırımlar yürürken okulda çalışan müstahdem kardeşlerimizin maaşlarını kesme çalışmalarına başladılar. Kırtasiye masrafları almış başını gitmiş. Veliler masrafları nasıl karşılayacağım diye kara kara düşünmekte. Bu kafa ile milli eğitim meselesi, sorunların çözülmesi mümkün değil. Ben hem öğrencilerimize, hem öğretmenlerimize hem de velilerimize sabırlar diliyorum. Az kaldı biraz daha sabır, Saadet iktidarı yakında, inşallah bunları biz çözeceğiz. Milli eğitime “önce ahlak ve maneviyat” diyen anlayışı biz getireceğiz.
Narin yavrumuza yönelik vahşet siyasi rant aracı haline getirilmemeli. Narin yavrumuza yönelik vahşet magazinleştirmemeli. Bahse konu köydeki seçim sonuçları üzerinden bir tartışma başlatmak iyi niyetle bağdaşmaz. Vahşetin, caniliğin partisi olmaz. Acılarımız, sevinçlerimiz, bayramlarımız, çocuklarımız siyaset üstü olmalıdır. Hem kutuplaşmadan şikayet edip hem onu besleyemeyiz. Biz bu siyasette olmadığımızı belirtmek istiyoruz.
DEVLETİN AÇIKLADIĞI ALIM RAKAMLARI ÇİFTÇİYLE ALAY ETMEK GİBİ
Dış politika felaket, ekonomi felaket, eğitim felaket, medya felaket, bir felakette tarımda yaşıyoruz. Türkiye tarımsal üretimdeki gücünü son dönemde yaptığı uygulamalarla kaybetti. Yaz aylarını geride bırakıyoruz. Hasat büyük oranda bitti. Çiftçi bugün yollara dökülüyor. Çünkü gözü gibi baktığı, aylarca üstünde titrediği ürünü girdi maliyetlerini dahi karşılamıyor. Devletin açıkladığı alım rakamları çiftçiyle alay etmek gibi. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Şöyle Burdur’a bir bakalım, aslında çok güzel imkanlara sahip. Mesela Burdur, rezene ve anason üretiminde ülkede birinci sırada. Çörokotu ve yağ gülünde ikinci. Karanfilde dördüncü, lavanta üretiminde yedinci, domates üretiminde 10. Sırada. Büyükbaş hayvan varlığı bakımından, bölgede 2’nci; ülke genelinde 33’üncü sırada. Küçükbaşta 50’nci, alabalık üretiminde 10’uncu sırada. Şimdi bu rakamlara bakınca Burdur’da ne olması gerekiyor? Hiçbir çiftçimizin gidişatla alakalı şikayette bulunmaması gerekiyor. Ama böyle bir durum olmadığını maalesef görmekteyiz. Çiftçi bugün bir sonraki sezona hazırlık yapamamanın ızdırabını çekiyor. Burdurlu esnaf kardeşim sattığının yerine yenisini koyabiliyor mu? Sorusuna Maalesef ‘hayır’ cevabını vermekte. Peki burada bir yanlışlık yok mu? Elbette var. Başta Burdur olmak üzere ülkemizin dört bir yanındaki çiftçi kardeşlerime, üretici kardeşlerime buradan sizlere seslenmek istiyorum: Her şeyi yakından takip ediyoruz. Toprak bizim kutsalımızdır. Biz sizin yanınızdayız. Bütün zorluklarla karşı karşıya kalmanıza rağmen hayatın kaynağı olan gıda üretiminden vazgeçmiyor çok büyük bir fedakarlık örneği sergiliyorsunuz. Size minnettarız, minnet borcumuzu da ödemeye hazırız.”
KAYNAK: ANKA