TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, SoL TV’de gazeteci Şule Aydın’ın sorularını yanıtladı.
HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi ve konusunda gelen soruya yönelik Okuyan “Yargı konusu olmayan paylaşımın milletvekilinin vekilliğinin düşmesine yol açtı” yorumunda bulundu. Okuyan, “Bu tuhaf bir görüntü. Kendi koydukları kurallara dahi uymayan bir siyasi iktidar var. Milletvekilliği kağıt üzerinde düşürüldü. ‘Milletvekili olmaya devam ediyorum’ doğru bir çıkış.” dedi.
AKP’li Alpay Özalan’ın Gergerlioğlu’nu Meclis’ten çıkarmaya çalıştığı görüntülere ilişkin konuşan Okuyan, “Alpay yakasına yapışıp Gergerlioğlu’nu dışarı atmaya kalktı. Vekilliği sosyal medya paylaşımından düşürüyorsunuz, insanlar ceza alıyor paylaşımlarından. Alpay’ı futbolculuğunda da tahammül edemezdim. Sağa sola saldırıp tekme atan biriydi, oynadığı 7 maçta 3 kırmızı kart gördü, İngiltere’de takım arkadaşını tokatladı. Peki bunlar engellenmiyor mu? Alpay’ın milletvekili olacak ehliyeti yok, belli ki bu işler için Meclis’e sokulmuş. Gerçekten utanç verici. Meclis’teki karşı koyuş umarım anlamlı bir destek bulur.” yorumunda bulundu.
“Muhalefeti parçalamaya da dönük ama daha özlü bir mesele” olduğunu belirten Okuyan, “Seçme hakkı insanlığın büyük bir kazanımı. Ne kadar göstermelik olsa da, kazanım olarak görülmeli bunlar. Uzun bir süredir AKP bu oyunun kurallarını bozup değiştiriyor ve bu ilk değil. Kanıksandı. Biz Meclis’te değiliz ama olsaydık çağrımız ‘Meclis’i boşaltın’ olurdu.” dedi.
“Bırakın AKP kendi kendine oynasın oyununu” diyen Okuyan belediyelerde de aynı şeyin olduğunu belirtti. Muhalefetin “sokağı istemediğini” söyleyen Kemal Okuyan, “Radikal tepki verilmeli. Bu da ‘senin kurallarınla oynamayacağız’ olmalı. Ben yurttaş olarak bu tepkiyi veriyorum. Neden şikayet edecekler, AKP’nin kurallarıyla oynayacaklarsa.” dedi.
HDP’nin kapatılma davası açılması gündemine ilişkin konuşan Okuyan, “Davanın açılması için yasalara göre ağır bir iddianame hazırlanmalı. Genel olarak bir siyasi partinin ‘terör’le doğrudan ilişkilendirilmesiyle açılabilir. Bu süreç kısa sürmez ama HDP ve Millet İttifakı üzerinde belli ki baskı olarak kullanılacak, muhtemelen elde dursun diyeceklerdir ya da AYM kapatmadı, biz gerekeni yaptık diyebilirler.” yorumunda bulundu.
Bu süreçte Türkiye’nin siyasi dengeleri ve dış politikasında da önemli gelişmeler olacağını söyleyen Okuyan, “Bunu bir baskı aracı olarak kullanacaklar ve tabii siyasi bir karar verilecek.” dedi.
Gazeteci Aydın’ın “Muhafazakarlıktan ziyade milliyetçi argümanlarla hareket ediliyor denilebilir mi?” yönündeki sorusuna ilişkin konuşan Okuyan şunları söyledi:
“HDP’ye dönük hamlelerin ideolojik yönleri olsa da tamamen siyasi pragmatizm. HDP, AKP’yi son dönemde kritik dönemeçlerde desteklemedi, AKP’yse HDP’yi Millet İttifakı’ndan koparamadı, koparsa milliyetçi retorikten hemen uzaklaşır. Yeni kurulduğunda da farklı bir iddiası yoktu. Biz o zaman da bu parti gerici, baskıcı karakterli bir partidir demiştik. Tek başına muhafazakarlıktan ziyade milliyetçiliğe geçiş olarak görülmemeli. Bunu genelde liberaller söylüyor. ‘AKP’yi Esir aldı milliyetçiler’ değerlendirmesi kolaycılık olur, dış politikada da aynısı yapılıyor ama yanlış. AKP hızlı hareket edebilen bir parti, İslamcılığı, dinciliği sabit, milliyetçiliği falan dönemsel bir imajla ilgili.”
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan şöyle devam etti:
“Türkiye’de milliyetçi tabanı önemsemeyelim demiyorum ama MHP her zaman siyasi iktidarın zaten yardımcısı oldu; ya sokakta ya söylemleriyle. Aslında sağ siyasi iktidarların da kendilerini merkezde göstermesine yaradı. Faşist kültüre giden siyasi partilerin avantajı şu, diğer partiler ılımlı görünüyor. Erdoğan da yarın bir manevra yaptığında bütün suç MHP’ye kalacak. Bu kullanışlı bir durum, ‘Erdoğan MHP’ye teslim oldu’ söyleminde ne çıkar? ‘Erdoğan’ın kendisi ne ki? Erdoğan’ı danışmanları aldatıyor’ söyleminin muhalifler ayda bir dillendirildiğini görürüsünüz. Ne yaparsanız yapın siz sorumlu değilsiniz; Ya damat ya danışmanları. Erdoğan’ın işi kolay.”
Andımız tartışmalarına ilişkin konuşan Okuyan, “Her ulus devlet kendisini yeniden tarif eder. Türk ve Türkiye kavramı örneğin 19. yy’da coğrafyamızda tüm Müslümanlara verilen ortak ad, bunu Marx’ta bile görürsünüz. Dolayısıyla bir ülke ‘içimdeki tüm zenginliği şu adla birleştiriyorum’ diyebilir. Bu Türkiye’de bazı halkların dışlanmasıyla sonuçlanmış. Belli kesimlerin kendini içinde hissetmediği bir and bu. Çocuklara söyletiliyor ve uygun değil” yorumunda bulundu. “Feda kültürünü aşılıyor” diyen Okuyan şöyle devam etti:
“O dönem koşulları evet farklıydı ama bugün geleceğe işaret eden, özgürlükçü, adalet anlayışı taşıması gereken bir yapıda olmalı. Peki AKP neden uğraştı Andımızla? Çözüm süreci öncesini kolaylaştırmak, Atatürk’ten ve laiklikten kurtulmak istiyorlar. Dolayısıyla bu konu sağlıklı bir ortamda tartışılmaktan çıktı. Biz parti olarak AKP’nin her kararına karşıyız. Çünkü varlık nedeni yanlış. ‘Kaldırılması doğrudur’ demez TKP.”
“Aynı tahribata devam edip AKP’den kurtulamayız” diyen Okuyan, AKP’nin başından beri yıkıcı bir misyon sahibi olduğunu belirtti. AKP’nin iktidara gelmeden önce “12 Eylül’e hesaplaşacağız” dediğini anımsatan Okuyan, “Biz siz hesaplaşamazsınız dedik ve haklı çıktık. Kazara da olsa AKP’den iyi bir şey çıkmıyor. Yaptığı her şeye karşıyız evet, çünkü maksat belli.” dedi.
“İki ittifakta da bir paylaşımın olduğu kanaatindeyim.” diyen TKP Genel Sekreteri “Herkes kendi alanına hitap ediyor. DEVA partisinin farklı çıkışları Millet İttifakını etkilemez. Bu farklı seslenme de yazılı olmayan bir iş bölümüne dönüşmüş durumda çünkü bunların önemi yok. Türkiye’de temel meselelerde zaten benzer söylemlerde bulunuluyor.” ifadelerini kullandı.