Dipnot Yayınlarından çıkan kitapta, 1960’lardan itibaren siyasette yer alan ve ilk siyasi Alevi örgütlenmesi olarak bilinen, Türkiye Birlik Partisi’nin Genel Başkanı Mustafa Timisi’nin, demokratik, laik hukuk devleti temelinde Alevilerin demokratik hakları için vermiş olduğu mücadelesi anlatılıyor.
Gazeteci Hatice Aydoğdu ile Mustafa Timisi’nin kızı akademisyen Nilüfer Timisi Nalçaoğlu’nun yaptığı nehir söyleşide Mustafa Timisi, nasıl bir çevrede yetiştiğini, ailesini, eğitimini, arkadaşlarını, kimlerden etkilendiğini, kimlerle yolunun kesiştiğini, genç yaşta üstlendiği siyasi sorumluluğu, bir ömrü kapsayan siyasi mücadelesini, alınan ya da verilen kararların hem kendisinin hem de Türkiye’nin siyasi hayatında ne tür değişikliklere yol açtığını “Cumhuriyet dönemi Alevi siyasi hareketinin belleği” olarak kayda geçiriyor.
Timisi, uzun yıllar görev yaptığı TBMM’de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek kitabını bizzat takdim etti. Ziyarette Timisi’ye CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç da eşlik etti.
“HALKINA DEĞERLİ BİR MİRAS”
Mustafa Timisi, 1936’da Sivas Divriği Timisi Köyü’nde dünyaya geldi. Timisi Köyü’nden, Cumhuriyet tarihinin ilk Alevi örgütlenmesi olan Türkiye Birlik Partisi liderliğine uzanan Mustafa Timisi’nin yaşam öyüküsü, kendi anlatımıyla ailesine, torunlarına ve halkına bırakılan değerli bir miras.
“On sekiz yaşında tek başına, ağır maddi sorunlarla karşı karşıya kalan bir genç adamın yaşam kavgası, başarıya hedeflenmiş iradesi, içinden geldiği toplumun değerlerine ve kültürüne yabancılaşmadan siyasal ve toplumsal mücadelesi, bu yolda her türlü güçlüğe karşı durarak öncülük etmesi, bugün geldiği konumu itibariyle, ailesine, torunlarına ve halkına bırakılan değerli bir miras.”
İLK ALEVİ BİLDİRİSİ
Peki, sonraki yıllarda ilk Alevi partisi olarak siyasi yaşama katılan Türkiye Birlik Partisi’nin kurulmasına gidecek olan ilk kıvılcım ne zaman ve nasıl ortaya çıktı…
1963 yılında İsmet İnönü’nün başbakanlığı döneminde hükümet, Aleviliğin de Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde yer almasını öngören bir tasarı hazırlıyor. Ancak, bir çok sağcı-dinci bir çok kesimden sert tepkiler gelmeye başlıyor. O günlerde Mustafa Timisi, Ankara’da üniversite öğrencisi.
“Kimseden ses çıkmayınca, Ankara’da üniversitede okuyan öğrenciler arasında rahatsızlık büyüdü. Haberleştik birbirimizle ve çeşitli fakültelerde okuyan gençler olarak Cebeci’de bir düğün salonunda toplandık. Buna cevap verilmesi gerektiğine karar verdik ve bir komite kuruldu. O komite içinde ben de yer aldım. O komitenin çalışma grubunda eski Adalet Bakanımız Seyfi Oktay, Av. Ergin Dikmen Av. Ali İlhan, Av. Taki Davutoğlu da var, daha birçok arkadaşımız; hepimiz öğrenciyiz. Bir bildiri hazırladık ve bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladık. “Tasarıya karşı çıkmanın yanlış, haksızlık olduğunu, laik bir devlette eğer Diyanet İşleri Başkanlığı varsa burada Alevilerin yer almasından daha doğal bir şey olamayacağını, hükümet tasarısının yerinde olduğunu ” söyledik, suçlamaları kınadık. Bu çıkış, gençlik hareketi , büyük bir kabul gördü. Türkiye tarihinde ilk defa 1963’te Alevi üniversite gençliği adına bildiri yayımlanmıştır. Bu çıkışımız Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in de dikkatini çekmiş, bizimle temasa geçildi. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Nasır Zeytinoğlu bizi Köşk’e davet etti. İlk defa Türkiye tarihinde böyle bir şey oluyor, Alevi gençliği olarak Cumhurbaşkanlığı bizi davet ediyor.”
İLK ALEVİ PARTİSİ: TBP
Ve…Türkiye Birlik Partisi’nin (TBP) kuruluşu.
1960’lı yıllardaki siyasi uyanış 60’ların sonuna doğru sol siyasi alanda büyük bir ivme yaratıyor. Bu uyanış, Alevileri de etkiliyor. Bir yandan Türkiye İşçi Partisi diğer yandan ortanın solu ile sol kulvara geçen CHP… Muğla Ortaca olayları başta olmak üzere bir yandan da gerici kesimlerden Alevilere yönelik saldırılar başlamış. İşte bu ortamda önce Birlik Partisi, sonra Türkiye Birlik Partisi siyasi yaşamına başlıyor.
“O zaman ben de dahil kendi kendimize oturup konuştuğumuz genç arkadaşlarımız, avukatlarımız, bürokrasinin içinde yer almış insanlarımız bir şeyler yapmalıyız ihtiyacı içine girdik, Türkiye iyiye gitmiyor, AP’nin politikaları gerici bir çizgiye doğru yöneliyor, Alevileri de dışlıyor. CHP pasif, Atatürk ilkeleri, laiklik yeterince savunulmuyor… Bunları konuşuyoruz. Bir şey yapmalıyız diye hepimizin kafasında bir arayış vardı. Bir siyasal hareket kurmalıyız noktasına geldik.”
TÜRKİYE VE BİRLİK
Timisi, Türkiye’nin ilk Alevi Partisi’nin lideri oyarak siyasi tarihe geçse de gerek Türkiye Birlik Partisi’nde gerek SHP’de gerekse SHP CHP birleşmesinde hep “toplumsal ve siyasi “Birlik”i gözeten, önemseyen bir çizgide duruyor. Partinin yayın organı adını partinin ismindeki “birlik’ten alırken Timisi’yi 1980 sonrası SODEP-Halkçı Parti birleşmesi ile kurulan SHP’de genel sekreterliğe taşıyan da hep Alevi toplumunu birlik çizgisinde tutma mücadelesi oluyor. Timisi’nin 1995’te SHP –CHP birleşmesindeki rolü, DSP ile CHP’nin birleşmesi için gösterdiği çabalar da O’nun birlik yönündeki siyasi çizgisinin bir devamı olarak günümüze kadar geliyor.
“Aleviler ülke bütünlüğünden yana, bölgesel, kendiliğinden birtakım olaylar karşısında tepkileri var , ama ayrılıkçı bir siyasi beklenti, siyasi hedef söz konusu değil. Dolayısıyla bu çerçeve içerisine dönelim dedik. Kongrede ismini değiştirip Türkiye Birlik Partisi yaptık.”
CHP-MSP KOALİSYONU DAĞILMASAYDI
Timisi 1970’li yıllarda Türkiye Birlik Partisi Genel Başkanı ancak siyasetteki etkisi sadece TBP ile sınırlı değil. 1973’te kurulan CHP-MSP (Ecevit-Erbakan) koalisyonunun bozulmaması için büyük çaba harcayan Mustafa Timisi, CHP –MSP koalisyonunun devam etmesi durumunda 12 Eylül’e giden çatışma sürecinin engellenebileceği ihtimaline vurgu yapıyor.
“CHP- MSP Hükümeti devam edebilseydi MC Hükümetleri kurulmazdı. Ve gençlik hedef olmazdı. Ne oldu? Seçime gidilemedi, hükümet MC’ye geçti.”
SHP-DYP KOALİSYON HÜKÜMETİNDE BİR İLK
1991’de SHP-DYP koalisyon hükümeti kurulurken de yine Aleviler açısından Türkiye’de bir ilk yaşanıyor. Timisi, SHP’de genel sekreter olarak etkili bir konumda bulunurken bakanlar kurulu listesini belirleyen Erdal İnönü’nün en yakın çalışma arkadaşlarından…
“Kurultaydan sonra Erdal Bey, Demirel’le kurduğu hükümette dört tanıdığım yakın arkadaşıma da bakanlık verdi: Mehmet Moğoltay, Seyfi Oktay, Tahir Köse ve Güler İleri. Böylece Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı, dört Alevi arkadaşımız Bakan oldu. Türkiye’nin uzun tarihi süreci içinde bu nasıl değerlendirilir ayrı bir şey. Ama o günü koşullarında Türkiye’de bir imajın, bir algının kırılmasında bu önemli olmuştur. “
ATATÜRK’ÜN KORUMASI BEKİR ÇAVUŞ’UN DAMADI
Kitapta, Mustafa Timisi’nin sadece siyasi mücadelesi anlatılmıyor. Timisi’nin Sivas’ın Divriği ilçesi Timisi Köyü’nden dönemin Ankara’sına, gecekondu mahallelerinden üniversite ortamına kadar özel yaşamından da önemli kesitler aktarılıyor. Bunlardan en ilginci ise Mustafa Timisi’nin kayınpederinin kimliği… Timisi, Atatürk’ün yakın koruması Bekir Çavuş’un kızı Seycan hanım ile yaşamını birleştirirken bu evlilik başta İsmet İnönü olmak üzere Atatürk’ün yakın çevresinde bulunan kişilerle aile dostlukları kurmasını da beraberinde getiriyor.
“Mustafa Kemal 1919 yılında Erzurum Kongresi’ni yaparken , Kazım Karabekir emrinde olan bir çavuşu Mustafa Kemal’in korumasına veriyor. Bu çavuş Bekir Bey, Çorum’un Alaca ilçesinin Akveren köyünden, Erzurum’dan Sivas’a Atatürk ile birlikte geliyor. Sivas Kongresi’nde Atatürk’ün yanında . 1936 yılına kadar yanında kalıyor. Bekir Bey, fedakar, güvenilir, tertemiz bir adamdı. Atatürk için canını ortaya koyan bir adamdı. Atatürk’ün fotoğraflarında hep vardır. Sonra 1934 ya da 1935 yılında Bekir Bey evleniyor. Bir yıl sonra Atatürk’ten izin alıp köyüne gidiyor. Köyünde tarlaları var, bir süre köyde yaşıyor. Hoş bir adamdı, akşam muhabbetlerini severdi, sofrası dolu bir adamdı.”
“ GÖNLÜM RAHAT, BAŞIM DİK”
Sade, duru anlatımı ile kitap belgesel tadında akıp giderken Mustafa Timisi kişisel ve siyasi yaşamı ile ilgili önemli değerlendirmelere de yer veriyor.
Bunlardan ilki Türkiye siyaset tarihinde bir ilk olan TBP:
“TBP Türk siyasi hayatını bir döneminde Alevilerin, ezilmişlerin, ötekileştirilmiş olanların siyasi bilinçlenmesinde, hak arayışları da, örgütlenmesinde önemli tarihse bir rol oynamıştır. “
Timisi’nin kendi deyimiyle gönlü rahat ve başı dik bir şekilde yaptığı önemli bir değerlendirme de kişisel ve siyasi yaşamı ile ilgili olanı:
“Kendi adıma ifade edeyim, toplumu, bana güvenenleri, bana kulağını verenleri mahcup edecek başlarını öne eğdirecek hiçbir hareketin içinde olmadım çok şükür; ne TBP döneminde ne SODEP ve SDP döneminde, ne CHP döneminde ne de bulunduğum görevlerde. İş Bankası’nda, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde, çeşitli kurumlarda, Bayındırlık Bakanlığı’nda bilerek hiçbir yanlışım olmadı. Alevi olarak bilinen bir kişi olarak da Alevi yurttaşlarımın değerlerine aykırı gelecek, onları mahcup edecek bir davranışım olmadı. Tam tersine benden dolayı çok kişi de Sünni olduğu halde Alevi oldu, hiçbir zaman ayrımcılık da yapmadı. “