CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Yargıtayın, Man Adası davaları hakkındaki kararına değindi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği Man Adası iddialarının ispat edilmesi halinde siyaseti bırakacağını söylediğini anlatan Özel, Yargıtay kararının ve gerekçesinde yer alan MASAK raporunun, Kılıçdaroğlu’nun iddialarının gerçeği yansıttığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Erdoğan’ın, herhangi bir sebeple görevinden ayrılması durumunda Anayasa’ya göre 45 gün içinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerektiğini belirten Özel, “1 Mayıs Pazar günü cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını ve Erdoğan’ın tekrar aday olmamasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ERDOĞAN SÖZÜNÜ TUTSUN”
Yargıtay kararındaki bazı ifadeleri okuyan Özel, kararda yer verilen MASAK raporunda, banka hesapları arasındaki aktarımların doğrulandığını söyledi. Özgür Özel, “Recep Tayyip Erdoğan sözünü tutsun, ‘İstifa ederim, siyaseti bırakırım.’ demişti. Man Adası belgeleri Ağrı Dağı kadar gerçek. Bu artık MASAK raporuyla ispatlanmış, Yargıtay kararıyla kayda geçirilmiştir” dedi.
Konuyu Erdoğan’a sormanın, halkın haber alma özgürlüğü için çalışan tüm basın mensuplarının görevi olduğunu dile getiren Özel, öte yandan o dönemde belgelerin sahte olduğunu manşetlerine taşıyan medya kuruluşlarının da Yargıtay kararı doğrultusunda gerçeklere yer vermesi gerektiğini belirtti.
SOYLU’YA SESLENDİ
Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Polis Akademisi öğrencileri ve bürokratlarla bir araya geldiği programlarda İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine ifadeler kullandığını ve hakaret ettiğini ifade etti. Özel, “Bu ülkede çok sert siyasi rekabetler, tartışmalar oldu ama Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlık noktasına gelmiş hiç kimse şuna tenezzül etmedi. Süleyman Soylu’nun bu davranışını kendisine yakıştırıyoruz, yapar. Hiçbir bakanın düşmediği durumlara düşmüş, etmediği lafları etmiştir. AK Parti’ye geçmişte oy vermiş seçmenlere bu durumu şikayet ediyoruz” dedi.
Soylu’nun, Thodex kripto para borsası üzerinden dolandırıcılık yaptığı iddiasıyla aranan firari Faruk Fatih Özer’in ülkeye getirileceği yönünde açıklama yapmasının üzerinden 11 ay geçtiğini ifade eden Özel, “Aslında onun yerini bildiğin, alacağın, getireceğin falan yok. Thodex vurgununun neresindesin, ayrı tartışma konusu. Önümüzdeki dönemde mahkemelerin üzerine çok gideceği bir konu. Ama o fotoğrafın hesabını vermek yerine insanlara bir yalanla umut vermeyi tercih ettin” diye konuştu.
Göç İdaresi Başkanlığının idari şemasını gösteren Özel, kurumdaki hiçbir yöneticinin asaleten atamasının yapılmadığını söyledi. Özel, “İşte Soylu’nun devlet anlayışı. Atama yeterliliği olan, uygun kriterde bir kişi yok. Hepsi vekaleten yürütülüyor. Muz cumhuriyeti olsa, çadır devleti olsa olmaz.” ifadesini kullandı.
“BUNA KARGALAR BİLE GÜLER”
CHP Grup Başkanvekili Özel, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yarın görüşülmesi öngörülen ekonomiye ilişkin torba teklifle Türk Telekom ve Turkcell’in Sayıştay denetiminden çıkarılmasının hedeflendiğini öne sürerek, bu durumu milletin vicdanına havale ettiklerini belirtti.
İktidarın, emeklilerin bayram ikramiyesinde artışa gitmeme kararı aldığını belirten Özel, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, bütçeye yük getireceği gerekçesiyle artışa karşı çıktığını iddia etti. Özel, ülkenin sırtındaki yükün iktidara yakın şirketler olduğunu söyledi.
CHP’li Özel, Meclis’e salgın döneminde dezenfektan malzeme tedarik eden şirketin sahibi olan Ali Osman Akat’ın uyuşturucu ile yakalanarak hapse atıldığını dile getirerek, bu konuda TBMM Başkanlığından açıklama talep ettiklerini bildirdi. Özel, şöyle devam etti:
“Bu firma derinlemesine araştırıldığında Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Ofisi raporunda, ürettiği alkollü ürünler, dezenfektanlar, kolonyaların göz sinirleri için tehlikeli derecede metanol içerdiği için belli ülkeler tarafından iade edildiği belirtiliyor. Meclis Başkanlığının, L’actone firmasıyla ilişkisi nedir? Bu ürünleri Meclis’e nasıl satmıştır? Avrupa’dan Türkiye’ye iade edilen ürünler, bunların içinde midir? Meclis çalışanlarının, milletvekillerinin, ziyaretçilerinin hayatları tehlikeye atılmış mıdır? Uyuşturucu bağlantılı ve AK Parti’nin belli ki çok gözde iş adamlarından bir tanesinin Meclis ile ilişkisi nasıl şekillenmiştir? Bu konuda Sayın Şentop’tan açıklama bekliyoruz.”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özel, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun, seçimler için “Üçüncü bir ittifak olabilir.” şeklinde açıklamada bulunduğu anımsatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine, “AK Parti kendi kazdığı kuyuya düşecektir” dedi.
CEMAL KAŞIKÇI DAVASI
Siyasette Cumhur İttifakı’nın birtakım hesaplarına karşı son derece yaratıcı, etkili ve vatandaşın oyunu Meclis’e daha iyi taşıyacak formüller olabileceğini düşündüklerini anlatan Özel, “Bu konuda son derece rahatız. Bu da AK Parti ve küçük ortağına dert olsun” ifadelerini kullandı.
Özgür Özel, “eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin davanın Suudi Arabistan’a devrini kabul etmediği için istifa ettiği” iddiasının sorulması üzerine, bu konuda Gül’ün açıklama yapması gerektiğini söyledi. Özel, Gül’ün sessiz kalmasının iddiayı güçlendirdiğini savundu.
İktidarın, “Türkiye’de sanık olmadığı için davanın devredildiği” yönünde açıklamada bulunduğunun anımsatılması üzerine de Özel, “Buna kargalar bile güler. Sanık olabilirdi, siz saldınız, siz yolladınız. Kaldı ki, yargılamayı tamamlayıp o kişilerin gerekli cezaları almasını sağlasanız, dünya önünde Türkiye Cumhuriyeti yargısı, bu katliamı mahkum edecekti. Bu dosyayı yolladınız, böyle bir imkan ortadan kalktı. Bu, sahibinden satılık cinayet dosyasıdır. Para için yapmayacağınız hiçbir şey kalmamıştır” diye konuştu.