DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, Merkez Bankası rezervlerinde eriyen 130 milyar dolara ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yaptığı açıklamaların halkı yanılttığını söyleyen Çanakcı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Gerek Sayın Canikli’nin gerek Merkez Bankası Başkanı’nın ‘bu rezervler şu kaleme, bu alana gitmiştir’ şeklindeki açıklamalarının hiçbir anlamı yok. Satan varsa mutlaka bir alan da vardır. Halkımıza ‘Şükredin ki hayali ve bedava döviz satışı gerçekleştirmedik’ mi demek istiyorlar? Elbette satılan bu dövizleri birileri risklerini azaltmak ve pozisyonlarını kapatmak için aldı. Onlar riskini azaltırken, pozisyonlarını kapatırken Merkez Bankası rezervi eksi 60 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. İşte bu nedenle ülkemizin riskleri tarihî en yüksek seviyelere çıktı. Halkımız ağır bir bedel ödemeye mahkûm edildi.”
‘GERÇEK TABLONUN ADI DÖVİZ REZERVLERİNİ ÇARÇUR ETMEK’
Finansal istikrarı sağlamak, kurları, faizleri, enflasyonu kontrol etmek için gerçekleştirildiği savunulan satışların sonunda döviz kurlarının da faiz ve enflasyonun da daha yüksek seviyelerde olduğuna dikkat çeken Çanakcı, “Bu, döviz rezervlerinin çarçur edilmesi değil de nedir Allah aşkına?” diye sordu. Yapılan açıklamaların hükûmetin başarısızlığının açık bir itirafı olduğunu söyleyen Çanakcı şöyle devam etti:
‘MERKEZ BANKASI BİR DÖVİZ BÜFESİ DEĞİLDİR’
Dalgalı kur rejiminde Merkez Bankası’nın isteyen herkese döviz satmak zorunda olmadığını ifade eden Çanakcı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Merkez Bankası bir döviz büfesi değildir. Döviz talebinde geçici şoklara bağlı ani sıçramalar söz konusu olduğunda finansal istikrarı korumak için düzenli döviz satış ihaleleri gerçekleştirebilir. Ancak bu ihalelerin ve döviz müdahalelerin açık ve şeffaf biçimde yapılması gerekir.”
Türkiye’nin büyük bir ekonomik güven krizinden geçmekte olduğunu ve yapılan açıklamaların güveni iyice sarstığını belirten Çanakcı, DEVA Partisi adına Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’na şu 10 soruyu yöneltti:
1. Döviz piyasalarına müdahale etmek gerekli idiyse bunu Merkez Bankası olarak neden siz doğrudan yapmadınız da Hazine Müsteşarlığı’yla bir protokol yaparak kamu bankaları üzerinden dolambaçlı bir şekilde gerçekleştirdiniz?
2. Niçin Hazine ile bir protokol yaptığınızı ve kamu bankaları üzerinden döviz piyasalarına müdahale edeceğinizi ve ettiğinizi kamuoyuyla paylaşmadınız?
3. Merkez Bankası 16 Aralık 2014’de yaptığı bir basın açıklamasıyla “olağan döviz satış mekanizması” dışında olduğu için Botaş’a doğrudan satış yapacağını kamuoyuna duyurmuştu. Botaş’a gerçekleştirilecek döviz satışını bile kamuoyuna duyururken, bunun kat be kat fazlası olan döviz satışlarını niçin önceden kamuoyuyla paylaşmadınız?
4. Niçin her yıl başında açıkladığınız “Para ve Kur Politikası” metninin “Döviz Likiditesi Yönetimi” bölümünde bu mekanizmaya ve satışlara hiçbir bilgiyi paylaşmadınız?
5. Niçin dalgalı kur rejimine aykırı biçimde bu satışları gerçekleştirdiniz?
6. Yapılan bu işlemlerin serbest dalgalı kur rejimini fiilen ortadan kaldırmak olduğunu düşünüyor musunuz?
7. Niçin bu satışları geçmişte olduğu gibi piyasalara açık bir şekilde duyurarak ve ihale yoluyla yapmadınız?
8. Niçin bu satış ve müdahalelerin sonuçlarını geçmişte yapıldığı gibi şeffaf bir biçimde Merkez Bankası’nın internet sitesinden duyurmadınız?
9. Satışları pandemiyle ilişkilendiriyorsunuz. O zaman niçin 2017’de Hazine Müsteşarlığı’yla böyle bir protokole ihtiyaç duydunuz? Bu protokol kapsamında pandemi öncesinde 2020 Mart’ından önce ne kadar satış yaptınız?
10. Sattığınız rezervleri bugünkü kurlar ile yerine koymak isterseniz arada ne kadarlık bir fark söz konusudur?”