Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle uygulanan 17 günlük tam kapanmayla ilgili İçişleri Bakanlığı, 30 Nisan’da bir genelge yayınlandı.
Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, genelgeyi dayanak alarak, “Tam kapanma döneminde tekel büfelerinin kapalı olmasına, market ve bakkal gibi yerlerde alkollü ürünün satılmaması” kararı verdi. Çanakkale’de tekel büfesi işleten ve uygulanan karar nedeniyle işyeri kapatılan Deniz Öztürk, kararın yürürlüğünün durdurulması ve iptali için avukatları Şahap Arpacı ve Sercan Aran aracılığıyla Çanakkale İdare Mahkemesi’ne 1 Mayıs’ta dava açtı.
Hürriyet gazetesinden Mesut Hasan Benli‘nin haberine göre dava dilekçesinde alkollü içeceklerin tüketilmesi ile koronavirüsün bulaşması veya yayılması arasında herhangi bir bağlantı kurulabilecek ve bu hastalığın sebebi sayılabilecek tıbbi bir veri, bilimsel bir tespit bulunmadığı belirtilerek, özetle şöyle denildi:
“Kişilerin özel hayatına, yaşam tercihlerine, tüketim alışkanlıklarına, kültürüne yönelik hukuka aykırı bir müdahale niteliğindeki alkollü içki satış yasağını düzenleyen 30 Nisan 2021 tarihli Çanakkale İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararı hukuka aykırıdır.
‘Genelgede yasak yok’
Kurul kararına dayanak gösterilen İçişleri Bakanlığının 30 Nisan 2021 tarih ve 7770 Sayılı Genelgesin de içki yasağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. İçki satışına getirilen 17 günlük yasağın koronavirüsle mücadele sürecinde halk sağlığını korumayı amaçlamadığı açıktır. Alkollü içeceklerin tüketilmesi ile virüsün bulaşması, yayılması arasında herhangi bir bağlantı kurulabilecek ve bu hastalığın sebebi sayılabilecek tıbbi bir veri, bilimsel tespit yoktur. Kapanma tarihleri içinde sokağa çıkması yasaklanmış insanların serbestçe içki satın alırken ve tüketirken salgını yayabileceği iddiasını mantık ile açıklamak olası değil.
‘Özel hayata müdahaledir’
Çanakkale’de ve birçok şehirde İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarıyla tekel büfelerinin kapatılması Anayasaya, mevzuata aykırıdır. Davaya konu genelgeyle getirilen içki satış yasağı yurttaşların özel yaşamına ve kişisel tercihlerine müdahale etmektedir. Kurul kararıyla konu bakımından işlem yapma yetkisini hukuka aykırı şekilde aşmıştır. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulunun marketten neyin alınıp alınmayacağını düzenleme yetkisi yoktur. Bu açık bir yetki aşımıdır.”
Dava dilekçesinde idarenin savunması alınmadan kararın yürürlüğünün durdurulması talep edildi.