Balıkçıların “deniz salyası” veya “kay kay” dedikleri, hemen hemen tüm bitkiler ve bazı organizmalar tarafından üretilen kalın ve yapışkan madde “müsilaj” Marmara Denizi’ni kapladı.
Marmara Denizi üzerinde beyaz tabaka olarak kendini gösteren, balık ölümlerine ve kötü kokuya neden deniz salyası sorununa karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Tarım ve Orman Bakanlığı ile Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nin dahil olduğu ortak çalışma yürütmeye başladı. Çalışma kapmasında Marmara Denizi’ndeki bütün kıyıları etkileyen deniz salyasına çözüm üretmek için İstanbul İl Tarım Müdürlüğü koordinasyonunda Bandırma Denizcilik Fakültesi öğretim üyeleri saha araştırmalar yapıyor. İBB de kurumlarla sürekli irtibat içinde süreci izleyerek gerekli yardımı veriyor.
İLK KEZ YAŞANIYOR
Deniz salyası, Marmara Denizi’nde ilk kez görülüyor. İBB’den yapılan açıklamada şu bilgiler yer aldı:
“Beyaz, açık kahverengi ve köpük gibi görülen deniz salyalarına karşı deniz yüzeyi temizleme tekneleri (DYTT) ile mücadele ediliyor. Çalışmalar derin ve geniş alanlarda sürdürülüyor. DYTT’lerin pervaneleriyle deniz salyası öbeklerini parçalayıp dibe indirmek ve toplamak amaçlanıyor. Ancak akışkan, yapışkan ve sıvımsı olmasından ötürü DYTT’ler, deniz salyası karşısında yeterli etkiyi gösteremiyor.”
“DENİZ SUYU ISININCA GİDECEK”
Uzmanlar, deniz salyalarının mevsimsel geçiş süreci tamamlandığı ve deniz suyu yeterli sıcaklığa ulaştığı zaman ortadan kalkacağı görüşünde. Deniz salyası, neredeyse tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir madde. Balıkçı ağlarına yapışan deniz salyası, avlanmayı zorlaştırıyor.
Deniz salyasının bu şekilde artışının insan sağlığı üzerinde de etkili olacağını belirten İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, “Deniz salyası, deniz ortamında oluşan mikroorganizmaların aşırı artış göstererek ortama salgıladıkları organik bileşikler sonucunda oluşuyor. Bu organik bileşikler suyla temas ettiklerinde şişiyor, gözle görünür hale geliyor ve deniz salyası oluşuyor. Deniz salyasının oluşması için bazı özel koşullara ihtiyaç vardır. Bu özel koşullar için yüksek derece de azot ve fosfat girdisi ve su sıcaklığına ihtiyaç vardır” diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı ise “Bu gidişle küresel ısınmanın etkisi daha da arttığı için deniz salyası ile birlikle bazı özel mikroorganizma grupları ortaya çıkacaktır. Bu mikroorganizmalar oldukça zehirlidir. Bu zehirli maddeler bazı balıkları daha çok bazı balıkları daha az etkiler. Mesela midye zehirli maddelerden daha az etkilenir. Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz” değerlendirmesini yaptı.
Marmara Denizi’nde bir süredir görülen deniz salyası Erdek körfezinde de etkisini gösterdi. Erdek’in yanı sıra Avşa Adası kıyıları da deniz salyası ile kaplanırken, denizin üzerini saran tabakayı gören vatandaşlar karşılaştıkları manzarayı endişeyle izliyor.