Genel seçimde CHP’nin listelerinden gidip milletvekili olan İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt ile İzmir Milletvekili Salih Uzun, Demokrat Parti’den istifa etti.
Demokrat Parti’deki Kurultay’da kriz çıkmıştı. İlkay Aksoy’un genel başkanlık adaylığı kabul edilmemişti.
Salih Uzun zehir zemberek açıklamalarda bulunmuştu. Uzun, Demokrat Parti’nin Mehmet Ağar’ın güdümünde olduğunu iddia etmişti.
DP’nin dün yapılan 15’inci Olağan Kongresi’ne katılmayan İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, partiden istifa ettiğini bildirdi. Enginyurt, yaptığı videolu açıklamada, şunları kaydetti:
“Aziz ve sevgili yurttaşlarım, bugün önemli bir karar alıyorum. 4 yıldır Demokrat Parti’de siyaset yapıyorum. Demokrat Parti’de güzel dostluklar, güzel insanlar tanıdım. Anadolu coğrafyasını gezerek, Demokrat Parti’yi tanıtmak, millete sevdirmek, Demokrat Parti’yi ayağa kaldırmak için mücadele verdim. Lakin Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar, merkez bir oluşumun şart olduğunu gösterdi.
Bu maksatla Demokrat Parti’de 2025 yılının mart ayında kongre yapılması için karar alınmıştı. Kongreye kadar merkez sağı toparlamak için Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi ve başka partilerde siyaset yapan insanların bir araya gelmesiyle bir merkez oluşturalım istedik. Fakat aniden Demokrat Parti, kongre kararı aldı. 17 Kasım’da kongre yaptı. Biz Sayın Genel Başkanı kibar bir şekilde uyardık, rica ettik. ‘Bu ani kongre kararının Demokrat Parti’ye bir faydası olmaz’ dedik. Aynı tas, aynı hamam gidecekse Demokrat Parti büyümez.
İki yıl önce 10 bin kişiyle Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda kongre yaparken şimdi bir otelde kongre Demokrat Parti’ye yakışmaz. Kongre büyümek düğün, büyümek demektir. ‘Gelin bunu 2025 yılı martta yapalım ve herkes kesimden insanı davet edelim’ dedik. Ama teklifimiz kabul görmedi. Israrla kongre yapılmak için gayret gösterildi ve kongre gerçekleşti. Bu saatten sonra Demokrat Parti’de düşüncemizin kabul görmediği, mücadelemizin takdir edilmediği anlayışından hareketle bulunamayacağımızı gördüm.
Demokrat Parti tabanıyla güzel dostluklar kurduk. Sayın Genel Başkan Gültekin Uysal, beyefendi kişiliğiyle takdir ettiğim bir kardeşimdir. Kendisine ve bütün Demokrat Partililere 4 yıl boyunca bana gösterdikleri alaka dolayısıyla teşekkür ediyorum. Ben benden yana bütün haklarımı helal ediyorum. Ama bugün itibarıyla Demokrat Parti’den istifa ediyorum. Milletimin sesi, cesur yürek olmaya devam edeceğim. Atatürk ilke ve inkılaplarını, laik ve demokratik cumhuriyeti savunmaya devam edeceğim. Emekliyi, işçiyi, köylüyü, çiftçiyi, kadınları, gençleri, her kesimi savunmaya devam edeceğim. Nerede sesini duyurmak isteyen insanımız varsa onun yanında olacağım. V en önemlisi sarı saçlı, mavi gözlü dev adam Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda gidecek, onun yolundan gidenlerle birlikte olmaya devam edeceğim. Bu Cumhuriyet, Atatürk tarafından biz emanet olarak bırakılmışsa, Cumhuriyet’i kanımızın son damlasına kadar savunacağız.”
“MERKEZ SİYASETİN ADRESİ OLAMADI”
Salih Uzun’dan X hesabından istifasını açıklayan bir yazı paylaştı. Uzun şunları dile getirdi:
“33 yıl önce, henüz Mülkiye’de öğrenci iken, girişinde “Anavatan Partisi Genel Merkezi” yazan kapıdan içeriye adım attığım ilk günden bugüne kadar, oraya veda etmek zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim. Çünkü o gün Türkiye’nin demokratik birikiminin mihenk taşı ve tarihsel çatısı olan o kapı, benim için her zaman bir binadan çok daha fazlası idi. Dün üzerinde Anavatan Partisi, şimdiyse Demokrat Parti yazıyorsa, merkez sağı birleştirmek için kat edilen uzun ve meşakkatli yolun sonucudur.
Anavatan Partisi’nin son Genel Başkanı sıfatıyla yaptığım son konuşmada, merkez sağ siyasetin Türkiye’nin çimentosu ve sağduyu hareketi olduğunu söylemiştim. Bu umut ve inançla Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi’ni tek çatı altında birleştirmiştik. Aynı iddiayı 2022 yılındaki kurultayda da tekrarlamıştım. Siyasete baktığım yeri özetleyen o sözler hem bir temenni hem de bir uyarı idi. Üzülerek görüyorum ki geldiğimiz noktada ne temennilere kulak asılmış ne de uyarılara dikkat edilmiştir. Merkez siyasetin tarihsel adresi olma sorumluluğuna uygun davranılmamıştır.
Sözün kısası, genel başkanlığa kadar her kademede görev yaptığım partime veda ediyorum. 33 yıl önce girdiğim o binadan, ihtiyacımız olan çatıyı inşa etmek üzere ayrılıyorum. O bina içerisinde yapmaya çalışıp yapamadıklarımı, dışarıda yapmak için bu kararı alıyorum.
Çünkü Türkiye’nin geleceği, uçlara savrulan siyasi yaklaşımların insafina bırakılmamalıdır. Devlet ile toplum arasında yıkılmış olan köprüler acil olarak tamir edilmelidir. Cumhuriyet tüm kurumları ile derhal ayağa kaldırılmalıdır”