İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Nisan ayına ilişkin iş cinayetleri raporunu açıkladı. Rapora göre Nisan ayında en az 249 işçi hayatını kaybetti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, iş cinayetleri raporunda tam kapanma döneminde atılan adımlarının çalışma koşullarına yansımasını da ele aldı. Raporda, “Covid-19 pandemisi nedeniyle başlatılan ‘tam kapatma’ süreci siyasi iktidarın tipik politikalarından birisi olarak fiyaskoya dönüştü. Herhangi bir ekonomik destek paketi açıklamadan başlatılan tam kapanma nedeniyle geçimlerini günlük işlerle sağlayan işsiz işçiler, yevmiye ile çalışan işçiler, hizmet ve eğlence sektöründe çalışan işçiler, küçük işletmeler açısından mevcut kriz derinleşti. DİSK-AR’ın araştırmasına göre salgın döneminde patronlara 23 milyar TL kaynak aktarılırken, 2,6 milyon işçiye ödenen nakdi ücret desteği 11 milyar TL’de kaldı” denildi.
İSİG Meclisi raporunda; “Yüzde 63’ünü ulusal basından; yüzde 37’sini ise yerel basın, işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, iş yeri hekimleri, meslek örgütleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Nisan ayında en az 249 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti” bilgisi paylaşıldı.
ÖLENLERİN 19’U KADIN, 230’U ERKEK İŞÇİ
Raporda iş cinayetlerinin aylara göre dağılımına bakıldığında Ocak ayında en az 203, Şubat ayında en az 139, Mart ayında en az 144 ve Nisan ayında en az 249 işçi hayatını kaybettiği ifade edildi. 2021 yılının ilk dört ayında ise iş cinayetlerinde en az 735 işçi hayatını kaybetti.
İSİG Meclisi raporunda iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerle ilgili ise şu detaylar paylaşıldı:
“249 emekçinin 214’ü ücretli (işçi ve memur), 35’i kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor. Ölenlerin 19’u kadın işçi, 230’u erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, ticaret, eğitim, sağlık ve belediye iş kollarında gerçekleşti. Sekiz çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi ölümleri tarım, inşaat ve konaklama iş kollarında gerçekleşti. 51 yaş ve üstünde ise çalışırken ölen 95 emekçi bulunuyor: Çiftçi ve esnaflar ile tarım, maden, kimya, ağaç, ticaret, büro, eğitim, ticaret, inşaat, enerji, taşımacılık, sağlık, spor, güvenlik ve belediye işçileri… 11 göçmen/mülteci işçi hayatını kaybetti: 5’i Suriyeli, 5’i Pakistanlı ve 1’i Bulgaristanlı. Ölen işçilerin 24’ü sendikalı. Sendikalı işçiler maden, kimya, eğitim, büro, metal, gemi, sağlık ve belediye iş kollarında çalışıyordu.”
TÜRKİYE ÇALIŞANLAR İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKE ARASINDA YER ALIYOR
İşten çıkarmalarla ilgili gündemde olan Kod-29 ve Türkiye’nin çalışma koşulları bakımından geldiği konum ise raporda şu ifadelerle açıklandı:
“Kod-29 ile devam eden işten çıkarmalar makyajlanarak Kod-46 ve diğer kodlarla devam ettirildi. Kısacası işçi sınıfı açısından iktidarın ‘tam kapanması’ sadece 17 günlük bir krizin adı değil, pandeminin özeti niteliğinde oldu. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun 2020 Raporu’nda Türkiye’nin çalışanlar için en kötü 10 ülke arasında yer alması da bu tablonun sağlaması sayılabilir.”
İSİG’İN NİSAN AYINA İLİŞKİN RAPORUNDA TALEPLER İSE ŞÖYLE SIRALANDI:
“1- İşten çıkarma yasağı uzatılsın, patronların Kod-29 gibi yollarla işçileri işten çıkarması, zorunlu ücretsiz izin ve zorunlu yıllık izin dayatması yasaklansın. Çalışma saatleri, ücretler ve haklarda bir kayıp olmaksızın en çok günlük 6 saat olacak biçimde sınırlandırılsın. Çalışma süresinin kısaltıldığı iş yerlerinde patronların, bu süreleri işçilerin izinlerinden düştüğü hukuksuz uygulamalarına son verilsin.
2- Kişisel hijyen ve korunma malzemeleri işçilere (ve halka) ücretsiz olarak dağıtılsın. İşçilerin sağlık taramaları ve temaslı takibi yoğunlaştırılsın ve iş yerlerinin denetimi yapılsın. Patronların vaka sayılarını gizlemesinin önüne geçecek düzenlemeler yapılsın. İş yeri-ev bulaş riski takip edilsin. Vaka sayısının belirli bir oranın üzerinde olduğu iş yerleri kapatılsın.
3- Alınan karar ve tedbirlerin kamunun bir bölümünde değil, özel sektör, kayıt dışı sektör ve 50’den az çalışanı olan iş yerlerinde uygulanması ve yaptırımı sağlansın, gerekli önlemlerin alınmadığı işyerleri için aktif bir ihbar, denetim ve ceza mekanizması oluşturulsun.
4- Sağlık ücretsiz ve herkesçe erişilebilir hale getirilsin. Başta testler olmak üzere tüm sağlık hizmetleri kamu hastanelerinde ve özel hastanelerde ücretsiz olarak yapılsın. Kendisi ve yakını virüs nedeniyle karantinaya alınan işçi hastalık süresi kapsamında olsun ve bu süredeki gelir kaybı önlensin.
5- Aşılama sürecine tüm çalışanlar dahil edilsin ve ivedilikle aşılama gerçekleştirilsin. İlaç şirketlerinin kârı değil, kamu yararı düşünülsün. Halk sağlığı için aşılarda patent hakkı kaldırılsın.”
KAYNAK: ODATV