Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, grubuna yönelik 9 Nisan’da 5 ilde düzenlenen “organize suç örgütü” operasyonu sonrası yayımlamaya başladığı videolarının 8’incisini paylaştı.
“Aklımı tatile çıkardım. Konuşacağım, anlatacağım” diyerek YouTube hesabı üzerinden yayımladığı videolarla AKP’li vekillerle ve iş insanlarıyla ilişkilerinden gazetecilerle ilişkilerine, uyuşturucu ticaretinden tecavüz ve cinayete kadar birçok önemli iddiayı dile getiren Peker, 8. videsunu “(8.BÖLÜM) Fırtınalarla Büyüyen Fidanlar Rüzgarlarla Yıkılmazlar” başlığıyla paylaştı.
Peker’in videosunda dile getirdiği iddialar şöyle:
“SADAT, BENİM ÜZERİMDEN EL NUSRA’YA SİLAH VE ARAÇ YOLLADI”
“MİT tırları yakalandıktan sonra kafamda şöyle bir şey oluşmuştu: Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine ve diğerlerine yardımcı olmak için İHA, kıyafetler, -ama sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar- telsizler, çelik yelekler, onlar bunlar, tırlarca… Bu projeji düşündük. O milletvekili arkadaşımızla da konuştuk. O da düşünceyi aldı, iletmesi gereken yerlere iletti. Sonra dediler ‘Biz ek tırlar verelim, sizin tırlarla beraber (gitsinler)’. Bizin tırlar ‘Sedat Peker yardım konvoyu’ diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz. Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz. Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT’ın içindeki bir ekip tarafından. Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler ‘Bize de biraz verir misin, orada savaşçılar…’, dedim tamam, verelim. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar ‘Bunlar el Nusracı’ dedi. Bizim diğer arkadaşlar da ‘Bu gidenler el Nusra’ya gidiyor’ diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi yapıyorum. Ama ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı.”