Anayasa Mahkemesi (AYM), kömür madenciliği nedeniyle evi zarar gören yurttaşın tazminat talep edememesi nedeniyle TBMM’nin yasal düzenleme yapması gerektiğine karar verdi. Kararda, maden havzasında taşınmazları olan yurttaşlara ilişkin ilgili yasadaki “maden işletmeciliği sebebiyle meydana gelen zararlardan dolayı bir hak ve tazminat talep edemezler” hükmünün düzeltilmesi istendi.
Sabri Uhrağ’ın Zonguldak’ın Merkez ilçesindeki 2 katlı evinin yakındaki kömür madeni nedeniyle hasar gördü ve tamamen kullanılamaz hale geldi. Uhrağ, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun rodövans sözleşmesiyle verdiği maden sahasını işleten Demir Maden Petrol şirketi hakkında Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Davada zararının yasal faiziyle birlikte verilmesini istedi. Mahkeme binada bilirkişi incelemesi yaptırdı. Bilirkişiler Uhrağ’ın evinin değeri ise 34 bin 454 lira olarak belirlerken, evdeki hasarın yüzde 85’nin kömür üretiminden doğan tasman etkisiyle olduğunu bildirdi.
Mahkeme bilirkişi raporuna karşın Uhrağ’ın davasını reddetti. Mahkeme kararında Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 23 Eylül 2013 tarihli ilamına atıfla, kömür havzasında bulunan yapılarda maden işletmeciliği sebebiyle meydana gelen zararlardan dolayı hak ve tazminat talep etme hakkı olmadığını ifade etti. Yargıtay’ın önüne giden dosya onandı.
Uhrağ, 6 Eylül 2017 tarihinde AYM’ye başvurarak, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü. Uhrağ’ın başvurusunu görüşen AYM, oybirliği ile onun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verirken, tazminat talebini reddetti. Kararın bir örneği Adalet Bakanlığı ve TBMM’ye gönderildi.
Kararda, mağduriyetin Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun’un 3’üncü maddesindeki “…tespit ve tescil edilen taşınmaz malların sahipleri; madenler üzerinde herhangi bir hak iddia edemezler, işletme ve arama hakları yoktur, maden işletmeciliği sebebiyle meydana gelen zararlardan dolayı bir hak ve tazminat talep edemezler” hükmünde kaynaklandığı belirtildi.
‘TAZMİNAT HÜKÜMLERİNE İLİŞKİN DÜZENLEME YAPILMALI’
Uhrağ’ın uğradığı hak ihlalinin yapısal sorun olduğuna dikkat çekilen kararda, kanundan kaynaklı mağduriyetin giderilmesi için TBMM’ye işaret edilerek, yasal düzenleme yapılması gerektiği şöyle anlatıldı:
“Bir örneğin yasama organına gönderilmesi somut başvuru bağlamında başvurucunun ihlalden kaynaklanan mağduriyetini bütünüyle gidermemektedir. Buna göre ihlalin sonuçlarına ilişkin eski hale getirme kuralı çerçevesinde başvurucunun varsa maddi ve manevi zararlarının da giderilmesi gerekmektedir. Başvurucunun da aralarında olduğu bu durumda olan kişiler yönünde tazminat hükümlerine ilişkin düzenleme yapılması hususunda keyfiyetin TBMM’ye bildirilmesi gerekir. Ancak makul bir süre içinde böyle bir düzenleme yapılmaması durumunda başvurucunun AYM’den maddi ve manevi zararlarını talep edebileceği ayrıca belirtilmelidir.”