Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan satır başları:
Şehitlerimiz hepimizin şehidi. Bölücü terör örgütünü hep beraber kınamalıyız. Bölücü teör örgütüne söylenmesi gereken her şey söylenmiştir. Devletin diline uygun. MSB bölücü terör örgütü der, biz de kullanıyoruz. Bölücü terör örgütünün reklamını yapmak zorudna değiliz. Başarısızlık var. Erdoğan söylüyor. Terör örgütü rehin alıyor. Erdoğan esir diyor. Ben esir deseydim kim bilir neler olurdu. 17 Şubat sayın Erdoğan açıklama yapıyor: “Operasyonun sorumlusu cumhurbaşkanı, bakanları ve elbette Türkiye Cumhuriyeti’dir.”
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde devletinde devletini beceriksiz diye suçlayan ikinci bir cumhurbaşkanı oldu mu? Devleti yöneten kim? Kılıçdaroğlu mu? Ben olsam sorumluluğu alırım. Derim ki; Bir talimat verdim olmadı. 16 şehit içi görevimden ayrılıyorum.
Başarısızlık vardır. Dillendiren de Sayın Erdoğan’dır. Başarısızlığın faturasını bana değil talimatı verene çıkartacaksınız. Talimatı kim verdi? Ben 5 tane soru sordum. Niye bu kadar alındılar? Cevabını da hala almış değilim. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bütün vatandaşlarımız, gaziler, şehitler için sordum.
Bu soruların yanıtını bulamadığım için cevabını bekliyorum. Hakaret etmesin, cevap versin. 5 buçuk 6 yıldır bunlar ellerinde. Çıksın anlatsınlar. Bölücü terör örgütü tutuyor ellerinde. Siz İstanbul seçimlerinde gittiniz bölücü terör örgütü başından mektup aldınız. Neden aynı kişiden 13 kişiyi bırakın diye bir çağrı mektubu istemiyorsunuz? Sorularımın cevabını istiyorum. Hakaretler geliyor arka arkaya.
16 şehidimizin hakkını ve hukukunu hayatımın son anına kadar savunacağım. Bu ülkede insanlar kolay yetişmiyor. Kendi ülkesi için hayatını feda insanların sorumluluğunu birilerinin üstlenmesi lazım.
Mustafa Destici’nin açıklamalarından öne çıkan satır başları:
Bizim bugünkü ziyaretimizin ana meselesi yeni anayasa konusu. Biliyorsunuz sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin artık yeni bir anayasa yapması gerektiği noktasında bir çağrı yaptı. Biz bu çağrıyı olumlu ve samimi bulduğumuzu ifade ettik. Türkiye’nin 80 darbecilerinin yaptığı anayasadan kurtulması gerektiğini söyledik. Bunun herkesin katılımı ile olması gerektiği noktasında Cumhurbaşkanı’nın hassasiyetini doğru buluyoruz.
Türkiye Senedi-i İttifak’tan bu yana anayasa yapmış ya da anayasa yapmaya çalışmış ama maalesef bu konuda Türkiye’yi uzun yıllar taşıyacak, toplumun hepsini kucaklayan bir anayasa yapamamışız. Bunu yapabiliriz.
Rahmetli Bülent Ecevit, 1980 anayasası yapılırken kendisi cezaevinde olmasına rağmen, “Anayasanın içinin demokratik olduğu kadar yapılış şeklinin de demokratik olması önemli.” demişti. Usulü de önemsediğimizi ifade ediyorum. Herkesin kırmızı çizgileri olabilir, bizim de var ama bunları öne koymanın doğru olmadığını ifade ediyorum. Önemli olan bir araya gelip görüşebilmektir.
Meclis’te referanduma gitmek için 360 sayısı, kabul için 400 gerekiyor. Bu sayılara ulaşılsa bile milletimize götürülmeli ve onayından geçmeli. CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasi partisi. CHP’nin elbette bu çalışmalara katkı vermesi ve içinde olması çok kıymetlidir. Biz arzu ederiz ki bütün siyasi partiler bunun içinde olsun. Sürecin başlaması için siyasetin yumuşaması lazım, buna da katılıyoruz. Bunun sağlanması için, Siyasi Partiler Yasası’ndan başlanabilir. Meclis’teki bütün partilerin katılımı ile bu yasa yapılabilir. Bundan sonra yeni anayasa çalışması başlar ve önce herkes kendi çalışmasını hazırlar. Sonrasında ortak noktalardan hareketle kolaydan zora gidilir diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz hafta İYİ Parti’yi, daha sonra Demokrat Parti’yi ziyaret etmiştik. Bu görüşlerimizi orada da ifade ettik. İnşallah önümüzdeki günlerde ziyaretlerimiz devam edecek. CHP’nin katılımını çok önemsiyoruz. Çalışmalara katkı sunmasını istiyoruz.
Terörle mücadele hepimizin ortak meselesi. Burada asıl olan bu evlatlarımızı, askerlerimizi kaçıran ve öldüren terör örgütüdür. Direk suçlusu ve muhattabı odur. Bu mesele iç siyaset meselesi yapılmamalıdır.