Makalede İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD tarafından başlatılan başlıca savaşlar sayılarak veriler ve olgularla bu savaşların yol açtığı kötü sonuçlar ortaya koyuldu
Makalede ayrıca bu savaşların yol açtığı insani krizin ABD’nin hegemonik düşüncesinden kaynaklandığına işaret edildi.
ABD 56 yılda toplam 201 silahlı çatışma yarattı.
Makaleye göre, ABD kendisini her zaman “tepedeki ışıltılı kent” olarak adlandırarak “doğuştan gelen insan haklarını” desteklediğini ve “doğuştan gelen bir misyonu” taşıdığını iddia eder. Bu nedenle ABD, sıklıkla yurtdışında “insani müdahale” bahanesiyle başka ülkelere karşı güç kullanmaktan çekinmez.
İstatistiklere göre, 1945’te İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden 2001’e kadar, dünyanın 153 bölgesinde 248 silahlı çatışma meydana geldi ve bunların 201’i ABD tarafından başlatıldı. Bu toplam sayının yaklaşık yüzde 81’ini oluşturdu.
Nerede bir silah patlasa orada ABD var…
ABD’nin savaş sicili bir hayli zengin:
1950’lerin başında meydana gelen Kore Savaşı 3 milyondan fazla sivilin ölümüyle sonuçlandı;
1950’lerden 1970’lere kadar süren Vietnam Savaşı, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en uzun ve en acımasız savaştı. ABD ordusunun Vietnam, Laos ve Kamboçya’ya attığı bombalar, İkinci Dünya Savaşı sırasında tüm tarafların attığı bombaların üç katını aştı. Vietnam’da en az 350.000 ton patlayıcı bomba ve mayın kaldı; bunların Vietnam topraklarından temizlemesi için 300 yıl geçmesi gerekecek;
1991’de ABD liderliğindeki müttefik kuvvetler Irak’a asker gönderdi ve Irak’a yönelik hava saldırılarında 2.500 ila 3.500 sivil hayatını kaybetti. ABD ordusu burada ilk kez seyreltilmiş uranyum içeren mermiler kullandı;
1999’da ABD başkanlığındaki NATO birlikleri, “insani felaketlerden kaçınma” bahanesiyle BM Güvenlik Konseyi’ni açık bir şekilde yok sayarak Yugoslavya’yı 78 gün sürekli bombalayarak yaklaşık 1 milyon insanın evsiz kalmasına ve 2 milyondan fazla insanın geçim kaynağını kaybetmesine yol açtı.
ABD’nin başlattığı savaşlar ciddi sonuçlara yol açtı. Bu savaşlar çok sayıda can kaybına, tesislerin hasar görmesine ve üretimin durmasına neden oldu, çeşitli bölgesel ve uluslararası krizleri tetikledi.
Savaşlar, ilgili ülkelerde mülteci akını, sosyal huzursuzluk, ekolojik kriz, psikolojik travma gibi bir dizi karmaşık sosyal soruna neden oldu.
Makaleye göre ABD’nin takip ettiği kendi çıkar üstünlüğünü amaçlayan hegemonik düşüncenin bir kenara bırakılması yoluyla, insani felaketlerden kaçınılması, karşılıklı yarara dayalı ortak kazancın yaratılması ve tüm ülkelerin insanlarının temel insan haklarından gerçekten faydalanması gerçekleştirilebilir.