soL TV’de Dünya Çarkı programında Engin Solakoğlu bu hafta gazeteci Hediye Levent‘i konuk etti.
Programda İran’daki son gelişmeler ve Türkiye’yi güneyden saran çemberde yaşananlar ele alınırken izleyicilerin soruları da yanıtlandı.
Hediye Levent İran’da kitlesel öfkenin iki yılda bir sokaklara taştığına dikkat çekerken, gösterilerin Mahsa Amini’yi aşan bir noktaya ulaştığına işaret etti.
İran’da ağırlıklı gençlerin sokağa çıktığını söyleyen Levent, “Mevcut yönetim çok da geri adım atma niyetinde değil. Şiddet sarmalına düşülmesi oldukça olası” dedi.
‘Şeffaf olmayan bir sistem var’
“Arap ayaklanmasının etkilediği ülkeye yönelik gelişmeler konuşulduğunda aynı hatalara düşülüyor” diyen Levent şöyle konuştu:
“İran’da kadınlara yönelik ciddi bir baskı var. Kadın daha özgür olduğunda, dini çerçeveden çıkınca tüm sistem çatırdamaya başlıyor. Aslında bu nedenle iç sebepler arasında kadınlara yönelik baskı var. Ekonomik kriz var bir de. Şeffaf olmayan bir sistem olduğundan yolsuzluk tüm kurumlara sirayet etmiş durumda. Bir başka nokta da insanlara öyle ya da böyle insanlara nefes alınacak bir alan bırakılmalıydı. Yönetici elit içerisinde bile bir huzursuzluk var.
‘İnsanların onurları söz konusu’
Yine İran’ın bölgeye yönelik politikalarının yansımaları da var. Bunlar da devlet bütçesinde bir yük. Yolsuzluk başlığı gerçekten önemli. Bir tarafta derin bir yoksulluk var, bir tarafta koca koca insanlar saçının teli gözüktüğü için dayak yiyor. İnsanların onurları söz konusu.
Dış sebepleri de düşünürsek, İran yönetimi ‘bunlar hain, siyonist, dış mihrak’ diyor. Ülkeye yönelik ağır bir ekonomik yaptırım var. Ama tüm kapılar da kapalı değil. Rusya, Çin, Hindistan var. Bu başlıktan kitlelerin sokağa dökülmesinin nedeni aslında kötü yönetim.
‘Kitlelerin liderliği ve tek söylemi yok’
Kitlelerin liderliği ve tek söylemi yok. Kendiliğinden gelişiyor. Ancak bir süre sonra çekişme halindeki ülkelerin böylesi dönemlerin devreye girmesi oldukça normal. Devreye giren başka unsurlar olsa da bu durum sokağa çıkanların haklılığını değiştirmez.
Enflasyon, işsizlik, uluslararası toplumda soyutlanma var… Kitleler ‘kaybedecek bir şeyimiz yok’ noktasına gelirse, ülke alev alev yanar hale gelir. Kitlelere kulak vermesi gereken taraf İran yönetimi. Zararı ne? Afganistan’la sınırı var, yükselen bir IŞİD var orada ve Taliban bile rahatsız. Irak’la sınırı var. Etrafı güvenli değil. Sınır güvenliğinde zaaf olabilir.
Türkiye sesiz çünkü dini motifli bir konu var. Bizim ülkemizde de benzer referanslar söz konusu. Kitleleri karşısına alacak bir açıklama yapmamaya çalışıyor da olabilirler.
Bu süreç birden bire başlamadı, tesadüf değil. İran’da her gün gösteriler irili ufaklı da olsa yapılıyor.”