Sivas Katliamı’nın 28. yılında, sevdiklerini toprağa veren aileler dinmeyen acılarını Cumhuriyet’e anlattı:
İki çocuğunu kaybetmenin acısını yaşayan anne Hüsne Kaya, 28 yıl ayakta kalma mücadelesi verdi. Bu süreçte Hüsne Kaya’nın bir kızı daha oldu. Adını Menekşe koydu. Menekşe liseyi bitirdikten sonra ablası ve ağabeyinin katledildiği Sivas’ta bir üniversite kazandı, okudu ve tekrar Ankara’ya annesinin yanına döndü.
‘KATİLLER YARGILANMIYOR GAZETECİLER HAPİS’
“Çocuklarımı çok özlüyorum, onları çok arıyorum ama elimden de hiçbir şey gelmiyor, çaresiz kalıyorum. Zaman acımızı azaltmak yerine daha da çoğalttı. Çünkü katiller hiçbir zaman cezasını çekmedi. Hak, hukuk, adalet yerini bulmadı. Bunlar sadece lafta kaldı. Üç katil Almanya’da, onların yüzünden mahkeme devam ediyor. Ne Türkiye’ye gönderiyorlar ne de Türkiye onları istiyor. Evlendiler, mal mülk sahibi oldular, çocuklarını evlendirdiler, torunları oldu. Katiller bulunup yargılanmıyor ama gençlerimizi, gazetecilerimizi, yazarlarımızı en ufak bir şeyde cezaevine koyuyorlar. Biz burasının utanç müzesi olmasını istedik, onlar tuttu burasını kültür merkezi yaptılar. Yediden 70’e 33 canın yandığı, türkünün, şiirin, sanatçının, kültürün yakıldığı yerin adını kültür merkezi koydular. İşte bizi böyle bir ülkede yaşamaya mahkûm ettiler. Bütün bunlar 28 yıldır acımızı azaltmadı, çoğalttı.”
TOPLUMUN KORKUSUNU, SUSKUNLUĞUNU TEST ETTİLER
Ana ekseni “siyasetin Sivas’ı, Sivas’ın siyaseti” olan “Kızıldan Yeşile Sol, Aleviler, Alibaba Mahallesi ve Sivas’ta Dönüşen Siyaset” başlıklı kitabın yazarı olan Kelime Ata, Madımak Katliamı’na ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Kimlik siyasetlerinin ön plana çıktığı bir dönemde yaşanan bu kıyım, İslamcı siyasetin Cumhuriyetle aynı zamanda Cumhuriyetin toplumsal tabanını oluşturduğu düşünülen, Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri dinsel-kültürel nedenlerle dışlanan Alevilerle hesaplaşmasıdır; Cumhuriyetin kurulduğu yerde yıkılmasıdır.”
PARLAMENTO DÜZEYİNDE DESTEK
Hukuki süreçte yaşanan skandalları mağdur ailelerin avukatı eski CHP milletvekili Şenal Sarıhan, Cumhuriyet’e anlattı: “Davaya Refahyol’da o zaman milletvekilliği yapan Şevket Kazan avukat olarak girdi. Parlamento düzeyinde bu gericiliğe destek olduğunu gösteriyordu. Mahkemede sanıklar olağanüstü bir saldırganlık, saygısızlık gösterdiler, hiçbir cezai işlem yapmadı. Aziz Nesin’in tahrik ettiği gerekçesiyle indirim bile verildi sanıklara. Mahkeme ilk aşamadan itibaren çok sayıda da tahliye yaptı. Yargıtay kararı bozdu fakat hakkında idam cezası istenen sanıkların önemli bir kısmı zaten tahliye olmuşlardı. Bunlar hiçbir zaman bulunamadı. Hakkında cezası kesinleşmiş olan 9 kişi yurt dışındaydı. Bunlar hiç yakalanmadılar, şu anda yurt dışındalar. Erçakmak ve arkadaşları diye 6 kişi yakalandı ve ‘Erçakmak ve arkadaşları’ olarak devam eden dava zamanaşımından düşürüldü. Cafer Erçakmak’ı biz yurt dışında diye biliyorduk. Son dakikaya kadar evine gidilip ‘evinde bulunmadı’ deniliyordu ama Türkiye’de hayatını kaybetti. Mezarını açtırdık. DNA testi incelemesi yaparken eşinden de DNA testi almak gibi garip bir girişimde bulunuldu. Şu an 3 sanıkla ilgili davamız sürüyor.”
Aziz Nesin itfaiye merdiveninden, saldırgan kalabalığın içine doğru itildi.
YETKİLİLER VE DEVLET, KATLİAMA SEYİRCİ KALDI
– Tarih 2 Temmuz 1993… Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nin 4’üncüsüne katılmak üzere sanatçı ve aydınlar Sivas’a gelerek Madımak Oteli’ne yerleşti. Şeriatçı bir kitle ayaklandı ve aydınları hedef gösterdi.
– Grup cuma namazı çıkışında “Sivas laiklere mezar olacak”, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak”, “Sivas Aziz’e mezar olacak” sloganları atarak kültür merkezinin önüne, ardından Madımak Oteli’ne yürüdü.
– Otelde mahsur kalan aydınlar dönemin başbakanı, içişleri bakanı, başbakan yardımcısı dahil olmak üzere diğer yetkilileri aradı. Yetkililer “Korkmayın her türlü önlem alındı” dedi.
– Saldırganlar giderek vahşileşti, otelin perdelerini benzinle tutuşturdu. Devletin gözü önünde bir katliam yaşandı. Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin’in de aralarında bulunduğu 33’ü aydın ve 2 otel görevlisi yaşamını yitirdi.
– Aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi.
SKANDALLARLA DOLU DAVA SÜRECİ
– Polis kayıtlarına göre Sivas’taki olaylara 15 bin kişi katıldı, ancak çok sınırlı sayıda dava açıldı. 200’e yakın kişi gözaltına alınırken bunlardan 124’ü kesin ceza aldı.
– Ankara 1 No’lu DGM’ye sunulan iddianamede olayların nedeni, “şenliklere katılanlar” olarak gösterildi, Aziz Nesin’in varlığı “eylemin hazırlayıcı sebepleri” arasında sayıldı.
– Sanıkların avukatlığını üstlenenler arasında olan Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan, bakanlığı sırasında sanıkları hapishanede ziyaret etti. Geniş avukat listesinde çok sayıda Refah Parti üyesi ve yöneticisi yer aldı. Bu avukatlar ilerleyen yıllarda AKP ve Saadet Partisi’ne katıldılar ve içlerinden üst yönetim görevlerine yükselenler oldu.
– Dava 13 Mart 2012’de zamanaşımından düştü. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” dedi.
– Firari sanıklardan İhsan Çakmak’ın 1997’de askere alındığı, 1999’da Sivas’ta evlendiği, çocuğunu nüfusa kaydettirdiği ve Emniyet’e başvurup ehliyet aldığı ortaya çıktı. Sanıklardan Yılmaz Bağ’ın ise aranırken Sivas Kangal ilçesinde düğün yaptığı belirlendi.