Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada, “Türkiye NATO’nun açık kapı politikasını daima desteklemiştir” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çatısı altında ilk kez gerçekleştirilecek olan Uluslararası Göç Gözden Geçirme Forumu’na katılmak üzere ABD’ye giden Çavuşoğlu, İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi.
Bakan Çavuşoğlu, Blinken ile görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada, görüşmede fikir ayrılıklarını diplomasi ile çözmeye çaba göstereceklerini belirterek, “Odaklanmamız gereken bazı noktalar var. Bunlar çerçevesinde ikili ilişkilerimizi daha da derinleştireceğiz ve güçlendireceğiz” dedi.
ABD ve Türkiye arasında 100 milyar dolarlık bir ticaret hacminin hedeflendiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “2021’de pandemiye rağmen gördüğümüz artış bizi hedefimize ulaşacağımız konusunda bizi daha da umutlandırıyor” dedi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’na değinen Çavuşoğlu, “Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığı bize bir kez daha gösterdi ki müttefikler ve dostlar olarak Türkiye ve ABD’nin daha güçlü bir işbirliğine sahip olması gerekiyor. Bu sadece bizim değil aynı zamanda dostlarımızın ve müttefiklerimizin de beklentisi. Hem bölgemizde hem de küresel olarak beklenti bu yönde” dedi.
Dünyanın önünde iki sınama olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, “Önümüzde iki yeni sınama var, bunlar göç ve gıda güvenliği. Bu konuda New York’ta gıda güvenliği konusunda bir toplantı yapılması memnuniyet verici. Yarında sığınmacılar ile ilgili bir toplantımız olacak” dedi.
‘Türkiye’nin beklentilerinin de karşılanması gerekiyor’
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine değinen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Bölgemizdeki tehditleri görüyoruz. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olmak istediğini biliyoruz. Türkiye, NATO’nun açık kapı politikasını daima desteklemiştir. Ancak tabii ki bu iki ülkenin üyeliği konusunda meşru güvenlik endişelerimiz var. Bu ülkelerin terör örgütlerine vermiş oldukları destekler mevcut, aynı zamanda savunma alanında ihracat yasakları ve kısıtlamaları var. Bu konulardaki endişelerimizi ve çekincelerimizi kendilerine ilettik. Tabii ki onların güvenlik endişelerini anlıyoruz. Ancak Türkiye’nin de güvenlik endişelerinin ve beklentilerinin de karşılanması gerekiyor. Bu konuda müzakerelere dostlar ve müttefikler olarak görüşmeye devam etmemiz gerektiği düşüncesindeyiz. Bu konuda sonuç odaklı ve pozitif bir görüşme gerçekleştireceğimizden eminiz” dedi.
Görüşme sonrası açıklama: ‘Halkbank davası’ ve ‘F-16 konusu’nu gündeme getirdik
Çavuşoğlu yaklaşık 1 saat 15 dakika süren görüşmenin ardından yaptığı açıklamada görüşmeyi “çok pozitif” diye niteledi. Çavuşoğlu görüşmede F-16 ve Halkbank davası konularını da gündeme getirdiklerini söyledi.
Çavuşoğlu görüşme sonrası düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“İkili ilişkilerle ilgili konuları ele aldık. Ticaret hacmimizin 100 milyar dolar hedef için atmamız gereken adımlar, bazı ilave gümrük vergilerin, kısıtlamaların kaldırılması gibi
Savunma sanayi ürünlerinin Türkiye’ye verilmesi, F-16 konusunu gündeme getirdik, Ukrayna’daki durum, Ermenistan’la normalleşme, Suriye, Libya ve bölgesel konuları da ele aldık. Ukrayna’da devam eden savaşın bir an önce sonlandırılması gerektiğini dile getirdik.
Afganistan’da da bir taraftan Taliban’ın olumsuz adımları var ama diğer taraftan devletin çökmemesi gerekiyor, terör saldırıları da artıyor.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya adaylık için başvurularında basına verdiğimiz demeçleri gündeme getirdik.
Bize göre tamamen siyasi motifli dava Halkbank davasını gündeme getirdik. ABD’nin Suriye’nin doğusunda YPG ve PKK’ya verdiği destekten duyduğumuz rahatsızlığı, sonlandırılması gerektiğini gündeme getirdik.
Bakan düzeyinde ve inşallah liderler düzeyinde de toplantılar olacak. Biz bu mekanizmanın sonuç odaklı olmasını istiyoruz.
Müttefiklerin ve aday olmak isteyen devletlerin bizi hedef alan örgütlere destek vermesi kabul edilemez. Örneğin İsveç silah temin ediyor. Neymiş efendim, DEAŞ’la mücadele için veriyorlarmış. Bu silahlarla bize saldırıyorlar, güvenlik güçlerimiz şehit oluyor. Müttefik olmak isteyen ülkenin ya da müttefiklerin başka müttefiğe karşı savunma ürünleriyle ilgili kısıtlama getirmesi de kabul edilemez.
ABD’den istediğimiz şu, biraz önce bahsettiğimiz ürünler, CAATSA yaptırımların tersine çevrilmesi gerekiyor. Amerika’nın da PKK ve YPG’ye desteği kesmesi lazım.
Blinken’e Yunanistan politikalarında, Kıbrıs politikalarında hep bir denge güdüyorlardı. Kendisine bu dengeyi kaybettiklerini, korumaları gerektiğini söyledim. Koruyacaklarını söyledi.
Halbank davası tamamen siyasi motifli bir dava. FETÖ’cülerin getirip de sözde belgeler, onların yönlendirmesiyle burada başlayan dava olduğunu biliyoruz. Halkbank bir devlet kurumudur, yargı bağışıklığı var. Bunun örnekleri de var. Bu konudaki beklentilerimizi de yaptığımız görüşmede dile getirdik.”