Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, beklenen olası İstanbul depremi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
TGRT Haber’de Medya Kritik programında konuşan Görür, İstanbul’da depremin 7.2 ve 7.6 büyüklüğü arasında olabileceğini söyledi.
İstanbul’da 1 Nisan’da yapılacak seçimlerde göreve gelecek belediye başkanının şehri depreme hazırlaması gerektiğini vurgulayan Görür, Marmara Denizi ve Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolunda 7.6 büyüklüğünde deprem olma ihtimalinin yüksek olduğunu ve bu tehdidin gözardı edilmemesi gerektiğini belirtti.
Siyasetçilerin depremi gündemlerine almalarından memnuniyet duyduğunu belirten Görür, “Eskiden bu kadar alakadar değillerdi. İşin ciddiyetle sürdürülmesi lazım” ifadelerini kullandı.
Görür, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve merkezi hükümet arasında uyumlu bir çalışma yürütülmediğine de dikkat çekerek, “Koca İstanbul’u deprem dirençli şekilde İBB tek başına yapamaz” dedi. Görür, siyasetin bir tarafa bırakılarak iki gücün bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Görür’ün açıklamalarından satır başları şöyle:
“İstanbul’da 1 Nisan’da seçilecek belediye başkanı şehri depremi hazırlamalı. Tehdit Marmara’da. İlk seçilen belediye başkanı tehdidin nereden geldiğini bilmeli. Marmara Denizi ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey kolunda deprem oluşacak. Bunlardan biri adalar kolu, diğeri de Kumburgaz koludur. Bu iki kolun aynı anda kırılma ihtimali var. 1766’da 3 ay arayla kırılmış. İkisi birden kırılırsa 7,6’ya kadar çıkma olasılığı var. Deprem denince siyasilerin aklına ‘yapı stoku’ geliyor. İstanbul’da yapı stokunun artırılması zararı azaltır.
“İSTEDİĞİM SİYASET ÜSTÜ KALMAK”
Bir belediye başkan adayının ekibinde veya başkanın ekibinde yer almadım. İktidar partisi ve muhalefet dahil hepsinden istediğim siyaset üstü kalmak. Belirli bir rozeti takarsam etkileyeceğim alan kısıtlanır. Benim bilgime ihtiyaçları varsa tüm bilgilerimi vermeye hazırım. İstanbul’da da değil farklı şehirlerden de beni çağırıyorlar. Sağlam kentler kurmak için uğraşılmalı, vitrin siyaseti yapılmamalı. Bu dönemde başkan adayları depremi ciddiye alıyorlar. Bu seçimde beni en çok da memnun eden şey bu. Eskiden bu kadar alakadar değillerdi. İşin ciddiyetle sürdürülmesi lazım.
Deniz içinden Körfez’den giren ve Tekirdağ’dan çıkan, uzunluğu 160 km olan Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey kolu var. Deprem tam burada. Kimi depremciler-yer bilimciler fay tartışması yapıyor. Çok merak ediyorsan bilimsel araştırmayı yap kardeşim. Halkın huzuruna çıkıp fayı konuşuyor. Marmara’da belli büyüklükte depremler olmuş ki yine olacak. 1999 depremi oldu ve 1912’de de Şarköy depremi oldu. 1766’dan beri Gölcük ile Şarköy arasında deprem olmadı. Biz buna ‘deprem boşluğu’ deriz. Bu kadar belirginken bu arkadaşların bu konuşmalarını yapmasını anlamıyorum. Biz bir depremi muhakkak bekliyoruz.
“İSTANBUL UZATMALARI OYNUYOR”
6 sene içinde artı-eksi olarak da 10 sene içinde deprem olması bekleniyor. Biz şu anda uzatmaları oynuyoruz. Marmara’da 7 ve üzerinde deprem olma olasılığı yüzde 47. Bizim deprem öncesinde ve sonrasında neler yapmamız gerektiğini konuşmalıyız. İş ‘yat-çök-kapan’dan ibaret değil. Vatandaşlar ve devlet el ele verip bunun üstesinden gelmelidir.
“11 İLDEKİ KAYIPTAN DAHA FAZLA KAYIP OLUR”
Depreme hazır olmanın en önemli bileşeni halktır. İstanbul’da, 11 ilin toplamından daha fazla can ve mal kaybı olur. İstanbul depreminde 50 binden fazla can kaybı olabilir. İleri teknolojik toplumları olanlar bu depremlerde fazla ölüm verenleri geri kalmış olarak görüyor. Bu faylar deprem üretiyor ve milyonlarca yıl da üretecek.
Celal Şengör dahilik ve deha arasında düşünce tarzı olan bir bilim insanı. Celal öyle ülkeyi, terk etmez. Zaten gitse şimdiye kadar giderdi. Zaten ‘İstanbul’dan gideceğim’ derken Çanakkale’den bahsediyor. İstanbul’da nüfus artarsa depremde daha fazla can kaybı olarak geri döner. İstanbul’da 600 bin bina yapacaksanız 600 bin bina da yıkacaksın. İstanbul’da bina yapmayacaksın, İstanbul’da nüfusu azaltacaksın. Afetle de belli ölçüde mücadele ediyoruz. Vatandaş 30 sene sonrasını düşünemeyebilir ama devlet düşünmelidir.
HANGİ İLÇELER DAHA TEHLİKELİ?
Avrupa Yakası’nda kıyıdan 10 kilometre içerisine ve Silivri’ye kadar olan alan, depremde en fazla kayıp veren yerler olacaktır. Anadolu Yakası’nda ise kıyıdan başlayıp ve dolgu alanları etkilenecektir. 1999 depremi olduğunda bazı bölgelere gittik ve belediye başkanlarına ‘imar ve iskan vermeyin’ diye yalvardık. Tuzla ve çevresi, Kartal, Maltepe’nin denize yakın alanları etkilenebilir. Haritayı gözünüzün önüne alın ikinci boğaz köprüsüne paralel sağa sola çizgi çizin. Bu eğrinin güneyindeki alanlar depremden daha fazla etkileneceklerdir. Kuzey’inde yer alanlar ise görece daha az etkilenecektir. 7.2 ile 7.6 arasında deprem olacaktır ve bunlardan etkileneceklerdir. 1999 yılından beri bağırıyoruz, bizi kimse ciddiye almadı. Daha yeni yeni siyasetçiler bizi dinlemeye başladı.”