Bugün de (19 Aralık 2022) onu yitirmişiz.
“Rıfat Ilgaz’ın oğlu”ydu. 82 yıllık yaşamında herkes onu hep öyle tanıdı.
Kuşkusuz herkes babasının oğlu ya da kızıdır. Ama baba olarak Rıfat Ilgaz söz konusu olduğunda, onun oğlunun babasından bağımsız kişiliği ile tanınması için, halkına, milletine, ülkesine ve insanlığa hizmet alanında en az babasınınki kadar hayırlı ve büyük işler yapması gerekir ki “babasının (olumlu) gölgesinden kurtulsun”. “Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz” diye tanıtılmaktan ve tanınmaktan “kurtulsun” da; tek başına “Aydın Ilgaz” adı tanınmasına yetsin.Aydın Ilgaz bunu başaracak eğitime, yeteneğe, birikime sahip bir oğuldu.
“BABALAR ve OĞULLAR”: ÜNLÜ YAZAR-DEVRİMCİ AYDIN BABANIN OĞLU OLMANIN DAYANILMAZ ÇEKİCİLİĞİ ve BEDELİ
Ama evet, değeri büyük, adı büyük, insanlığa hizmetleri büyük babaların çocuğu olarak büyüme ve yaşamanın kolaylıkları, avantajları, ayrıcalıkları vardır.
Ama KOLAY DEĞİLDİR, değeri-eserleri-ünü büyük babaların oğlu-kızı olmanın sorumluluğunu duyarak ve omuzlarında taşıyarak büyümek ve yaşamak. Hele hele o baba (ya da anne) bir de devrimciyse… Bedelleri vardır devrimci baba ve annenin oğlu-kızı olmanın. Hatta çoğu kez zorlukları, mihnetleri, sıkıntıları, çileleri kolaylık, ayrıcalık ve avantajlarından ağır basar.
Aydın Ilgaz her iki konumu da yaşamış; ikinci konumu daha çok benimsemiş ve yaşamış; birincisine ise hiç yaslanmak istememiş bir oğul olarak gelip geçti bu dünyadan.
Rıfat Ilgaz’ın oğlu olmak; Rıfat Ilgaz’ın kimlik ve kişiliğine yaraşır bir yaşam sürmek ona yetti. Eğitimi, bilgisi, kültürü yeterli olduğu halde, hiçbir zaman “Aydın Ilgaz’ın babası Rıfat Ilgaz” konumu elde etmeye yeltenmedi. Bu konuda babasının değerini ve onun yanında kendi haddini bildi. Örneğin, “Ahmet Altan’ın babası Çetin Altan” ünü ve konumu elde etme uğruna, siyasi ve ideolojik bakımdan babasından ünlü bir “dönek” olma cambazlığına soyunmak gibi gösterilere tenezzül etmedi.
Ya da ünlü yazar-seçkin devrimci aydın babanın kemiklerini sızlatacak anarko-liberallikler yapma lüksüne heves etmedi.
RIFAT ILGAZ’IN KİMLİK ve KİŞİLİĞİNE YARAŞIR, HATTA ONU DAHA DA YÜCELTEN OĞUL
İyi bir mesleği (Uçak Mühendisi), mesleğine uygun çok daha iyi bir işi (THY Uçak Bakım ve Denetim Amiri) olduğu halde, yaşamı boyunca en önemli ve öncelikli iş olarak iki şeyi yaptı.
Bir-Rıfat Ilgaz’ın kitaplarının topluma ulaşmasını sağlamak… Bunun için erken yaşında mesleğinden ayrıldı ve Çınar Yayınlarını kurarak (1991) Rıfat Ilgaz’ın kitaplarının yayınlanmasını ve okura ulaşmasını güvenceye aldı. Bu amaçla 50 yaşından sonra ikinci ve ölünceye kadar yapacağı meslek olarak yayıncılığı seçti.
İki-Devrimci yazar ve aydın Rıfat Ilgaz’ın yaşamını kolaylaştırmak ve iyileştirmek… Onun tutuklamalı, kovuşturmalı, sık sık işsiz kalmalı, sanatoryumlu yaşamının sıkıntılarına ortak olmak. Öyle ki, Rıfat Ilgaz’ın yaşının ilerlediği yıllarda onun bakıcısı olmayı kusursuz biçimde yerine getirmek.
Kısacası, eli ekmek tuttuğu günlerden başlayarak son nefesine kadar, devrimci aydın, seçkin yazar babasına, iyi bir evlat, çok daha iyi bir arkadaş, çok yakın bir mücadele arkadaşı ve yoldaş oldu.
Öyle ki, oğlunun bu değerli özellikleri en iyi ve herkesten büyük yazarımızın kendisi, yani babası biliyordu. Ve bildiği “Aydın Ilgaz gerçeğini”, adeta tarihe kayıt düşercesine bir şiirle Türkiye edebiyat tarihine geçirmişti. Rıfat Ilgaz SALTANAT adlı şiirinde kendisini oğluyla ilişkisi içinde anlatır.
SALTANAT
-Aydın Ilgaz’a-
Sen otellerde benim konuğum
Bense dar günlerde senin evinde…
Kim ne derse desin,
Saltanatımız baba oğul
Sürüp gidiyor işte!
Ne saray, ne yalı, ne köşk,
Ne bir dairecik, kooperatiften…
Ne Bebek sırtlarında bir çadır,
Bir gecekondu da yok, memleket işi
Taşlıtarla’larda…
Diyelim ki, elden düşme bir Ford,
Kilometresi üç kez silinmiş…
Dört tekerim de olmadı bugüne kadar,
Ayaklarımı yerden kesecek!
Her saltanatın bir sonu var oğlum,
Buna musalla taşları şahit!
Son sözümü henüz söylemeden
İşte geldim, gidiyorum,
Altımda bir kuru tabut!
Tacım, tahtım sana emanet!
RIFAT ILGAZ
(Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından-1987.
Rıfat Ilgaz Bütün Şiirleri, 1927-1991, Çınar Yayınları)
BU DA BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ: RIFAT ILAGAZ NEREDE HAPİS YATTIYSA ORASININ KÜLTÜR MERKEZİ OLMASI
Aydın Ilgaz da babasını benzer bir başarıyla ve babasının ustası olduğu mizah yoluyla anlatmıştır. 26 Mayıs 2022’de Aşık Veysel’in adının Sivas’taki bir okuldan silinmesi üzerine duyduğu üzüntüyü, 7 yıl önce bu dünyadan göçmüş, baba dostu, Türkçenin büyük yazarı ve üzüntüsünü anlayacak aydın Yaşar Kemal’e yazdığı aşağıdaki mektupta dile getirirken, basanı da anlatır.
Yayıncılığa başladığım 1988 yılındaki tanışmamızdan ölümüne kadar olan ve ilk 5 yılı Rıfat Ilgaz’lı geçen 34 yıllık yaşamına dost-arkadaş-abi-kardeş ilişkisi içinde yakından tanık olduğum Aydın Ilgaz’ı, bu mektubu anımsayarak uğurluyorum.
Arslan Kılıç
https://www.facebook.com/profile.php?id=100001629603675
“Sevgili Yaşar Kemal Ağabey,
“İş Bankası İkiz Kulelerinde son görüşmemiz… Ankara Rüzgarlı Sokak Taşhan anılarını, Rıfat Ilgaz’la başlayan dostluğunu ve şairliğe ilk adım atış öykünü uzun uzun anlatmıştın. Aşık Veysel ile olan dayanışmanın gerçeğini senden bir kez daha dinlemiştim.
“Bu sabah televizyonda bir haber: ‘Aşık Veysel’in adı bir okul binasından silinmiş.’
“Sanki kurşun kalemle bir kağıda yazılmış da biri, sildim attım demiş gibi… Dese ne olur, demese ne olur?
“Rıfat Ilgaz’ın da adını silmişlerdi filimlerinden, kendi yazdığı tiyatro oyunlarından, kültür merkezlerinden, üniversitelerden, kitaplardan…
“Tam tersini de yaptılar…
“Yazdığı bir şiir kitabından Tophane Askeri Hapisanesi’nde yattı. O yer şimdi Mimar Sinan Üniversitesi’nin sanat galerisi oldu.
“Davutpaşa Kışlasında yattı, orası Yıldız Üniversitesi yerleşkesi oldu.
“En garibi, doğduğu memleket Kastamonu’da valilik binasının yanındaki eski hapishane, Kastamonu Kültür ve Turizm Bakanlığı Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi oldu. Kent Müzesine de bir Rıfat Ilgaz bölümü ilave edildi.
“Marko Paşa mizah gazetesinde yazdığı yazılardan, sahibi ve yazı işleri müdürlüğü görevinden toplam beş sene Sultanahmet Cezaevi’nde de yattı. Şimdi orası da dünyanı en lüks otellerinden biri olan Four Seasons Oteli…
“Garip ama gerçek işte! Keşke babam daha çok hapishanede yatsaydı da oraları hep kültür adına kullanılsaydı… (!)”
Aydın Ilgaz
26 Mayıs 2022